Yeni Kaledonya 171 yıl önce, 24 Eylül 1853'te Fransız vesayeti altına girerken, zaman içinde Ada'ya Fransızlar ve Cezayirli tutuklular yerleştirildi.
1980'li ve 90'lı yıllarda Paris hükümeti ile Yeni Kaledonya arasında yapılan anlaşmalar, Ada'nın daha özerk bir yönetime kavuşmasını sağladı.
Ancak son zamanlarda Fransa'nın "anayasal reform" adı altında, Yeni Kaledonya'daki Kanak halkını seçimlerde etkisiz hale getirmek amacıyla Fransızları seçmen listesine ekleme girişimi, Ada'da tepkilere yol açtı.
Bu durum karşısında Kanaklar, 13 Mayıs'tan itibaren sokaklara inerek protestolara başladı.
Paris hükümeti ise gösterileri bastırmak için çeşitli kısıtlayıcı önlemler alarak, binlerce güvenlik gücünü Ada'ya gönderdi.
Bu olaylarda şu ana kadar 13 kişinin yaşamını yitirdiği belirtilirken, ölü sayısının gün geçtikçe artması bölge halkında endişe yaratıyor.
24 Eylül'de Kanak kabile liderleri, Fransız vesayetinin 171. yıl dönümünde, Ada'nın geleneksel toprakları üzerinde tek taraflı egemenlik ilan etti.
Fransa'da Parlamentonun üst kanadı Senatoda görev alan Kanak Senatör Xowie, Fransa ve Yeni Kaledonya arasındaki son gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi.
Xowie, Paris hükümetinin, seçmen kütüğünü değiştirmeye yönelik reform tasarısını parlamentodan geçirmeye çalışmasının Ada'daki mevcut durumu tetiklediğini açıkladı.
Senatör Xowie, Fransız devletinin bağımsızlık yanlılarıyla yeniden diyalog kurması ve reform tasarısını geri çekerek güven vermesi gerektiğini ifade etti.
Yeni hükümetin Yeni Kaledonya üzerindeki etkilerine de değinen Xowie, şu ifadeleri kullandı:
"Hayalle kapılmamak gerekiyor. Yeni bir hükümet var, bu doğru. Bu hükümetin başka çoğunluklara bağlı olduğunu gördük. Ve bu hükümetin kurulmasının ne kadar yavaş ilerlediğini ve uzun sürdüğünü dikkate aldığımızda, aslında hükümetin her zaman Elysee (Cumhurbaşkanlığı) tarafından yönlendireceğini anlıyoruz."
Xowie, Yeni Kaledonyalı bağımsızlık yanlılarının bu gerçeği kabul etmesi gerektiğini savundu.
Fransa'nın 1998'de imzaladığı Noumea Anlaşması sürecinin, Ada'nın bağımsızlık geçiş sürecinin temelini oluşturduğunu hatırlatan Xowie, şöyle devam etti:
"Daha da ileriye gitmek gerekiyordu. Son aylarda gördüklerimiz ve yaşananlardan sonra bugün ülke için kalıcı barıştan başka çare yok; bunun adı 'egemenlik'. Bundan başka çare yok."
Xowie, Yeni Kaledonyalı bağımsızlık yanlılarının, Adalarından 17 bin kilometre uzaklıktaki Fransa'da tutuklu olmasını üzücü bulduğunu dile getirerek, "Buna tepki verdik çünkü aile bağlarından uzaklaştırma isteği var. İnsan haklarına uyan bir ülke olan Fransa'nın tekrar gözden geçirmesi ve düşünmesi gereken şeyler var. Çünkü, insan haklarının olduğu bir ülkede, insanların onurunu ve özellikle de haklarını kaybetmesine teşvik etmeye devam edemeyiz." ifadelerini kullandı.
Yeni Kaledonya'daki ekonomik durumun zorlayıcı sonuçlar doğuracağını vurgulayan Xowie, buna çözüm bulmak için kolları sıvamaya çağırdı.
Yeni Kaledonya'da yakın tarihte bağımsızlık talebi süreciAda'da 1984-1988'de bağımsızlık yanlıları ve karşıtları arasında çıkan olaylarda, aralarında Kanak ve jandarmaların da bulunduğu 90'dan fazla kişi yaşamını yitirdi.
"İç savaşı" andıran 4 yıllık kritik sürecin ardından, Fransız hükümeti, Yeni Kaledonyalı bağımsızlık yanlıları ve karşıtları ile 26 Haziran 1988'de Paris'te bir araya gelerek, Ada'nın geleceğini belirlemek için Matignon Anlaşması'nı imzaladı.
Anlaşmada, tutuklu Kanakların serbest bırakılması ve Ada'da 10 yıl içinde bağımsızlık için referandum düzenlenmesi öngörülüyordu.
10 yıl sonra, 5 Mayıs 1998'de Yeni Kaledonya'da, taraflar arasında imzalanan Noumea Anlaşması ile Kanakların kendi topraklarında azınlık statüsüne düşmesini önlemek için yerel seçimlerde oy kullanma hakkı, 1998'den önce Ada'da ikamet eden kişiler ve onların çocuklarıyla sınırlandırıldı.
Bu anlaşma, Yeni Kaledonya'da bağımsızlık için en fazla 3 referandum yapılmasını öngörüyordu. Ada'da, bu kapsamda 2018, 2020 ve 2021'de düzenlenen bağımsızlık referandumlarında ise sandıktan "hayır" oyu çıktı.
Bağımsızlık yanlısı Kanak Sosyalist Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLNKS), yerel halkın "yas süreci" nedeniyle 2021'de yapılan referandumun Kovid-19 salgınının etkisinden daha uzak bir tarihte düzenlenmesini istemişti.
Fransa bu talebi kabul etmeyince, Yeni Kaledonyalı bağımsızlık yanlıları halka sandığa gitmeme çağrısında bulunmuştu.