Yeni Bir Modele İhtiyaç Var

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, kıdem tazminatı konusunda bir an önce düzenleme yapılmasının önemine değinerek "bu konuda diğer sendikalarla birlikte çalışmaya hazırız" dedi.

Neşat GÜNDOĞDU/ANKARA

Arslan, Hak-İş tarafından gerçekleştirilen geleneksel basın iftarında gündeme dair açıklamalarda bulundu. "CHP'nin kıdem tazminatı çalıştayına katılarak kıdem tazminatıyla ilgili değerlendirmelerimizi geniş bir şekilde yaptık" diyen Arsan, "Türkiye'nin çalışma hayatının en önemli gündem maddelerinden birisi olan kıdem tazminatı konusunda Hak-İş olarak görüş ve önerilerimizi sıralayarak bu konuda ne gibi çalışmalar yapılması gerektiğini konuştuk" ifadelerini kullandı.

Kıdem tazminatı konusunda diğer konfederasyonlarla iş birliği içinde bulunmaya hazır olduklarını ifade eden Arslan, hak kaybına neden olmayacak bir düzenlemeyi konuşup tartışabileceklerini söyledi. Arslan, "Kamu kesimi toplu iş sözleşmesi sürecinin devam etmektedir çarşamba günü (bugün) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile bir araya gelip, kamu kesimi toplu iş sözleşmesi ile taşeron işçilerin çerçeve sözleşmelerini görüşeceğiz" diye konuştu.

"Herkes Açık ve Şeffaf Olmalı"

İşçilerin kıdem tazminatına ulaşamadıkları bir tablonun söz konusu olduğunu anlatan Arslan, "Mevcut kıdem tazminatı sistemindeki tavan uygulaması, 1 yıl koşulu ve istifa halinde yararlanamama nedeniyle işçiler mağdur olmaktadır. Hak-İş olarak söz konusu mağduriyetlerin giderileceği bir model istiyoruz. Hükümetin de bunu isteyip istemediğini açıkça bilmek istiyoruz. Herkes açık ve şeffaf olmalı" dedi.

"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının kıdem tazminatı düzenlemesiyle ilgili çalışmalar şeffaf değil" diyen Arslan, "Şu ana kadar Üçlü Danışma Kurulu dahil, hükümet kanadından bize bir taslak, bir tasarı taslağı, bir kanun tasarısı ya da hükümetin yaptığı bir çalışma iletilmedi. Açıkçası olmayan bir taslak üzerinden bizi konuşmaya davet ediyorlar. Keşke bunun tasarısı elimizde olsaydı da bunun üzerinden konuşsaydık. Bir kısım medya kuruluşlarındaki sosyal güvenlikle ilgili yazıp çizenlerden konuyu öğreniyoruz. Bu asla doğru değil. Bizim eleştirimiz de bu zaten. Bu taslak oluşmasından önce sosyal tarafların konuyu müzakere etmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Arslan, "Mevcut haklarımızın korunacağı bir yeni modele ihtiyacımız var. İsmi çok önemli değil bu modelin. Bu konuda birlikte çalışmaya hazırız. Farklı sendikalar, konfederasyonlar olsak da ortak sorunlarımız konusunda birlikte çalışmayı geçmişte yaptığımız gibi yine yapabileceğimizi düşünüyorum" açıklamasında bulundu.

"Cumhurbaşkanı Bizim İçin Güvencedir"

Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kıdem tazminatında yapılacak bir değişiklikte tüm tarafların mutabakatının dikkate alınacağı" şeklindeki açıklamasının kendileri için güvence olduğunu belirtti ve şunları kaydetti: "Sosyal tarafların üzerinde uzlaşmadığı bir kıdem tazminatı düzenlemesi hakikaten Türkiye'de ciddi sıkıntılara yol açabilir. Yeterince sorun stoklarımız var, ülkenin yeterince gerginlik yaşayacağı çok sayıda sorunu var. Bu konuda da yeni bir gerginlik olsun istemiyoruz. Müzakere etmek istiyoruz. Tarafların açık ve net olmasını istiyoruz. İşverenlerin açık olmasını istiyoruz. Hükümet kıdem tazminatı fonuyla ilgili çalışmasını yaparken neden bunu getirmek istiyor, açıkça bilmek istiyoruz. Gerçekten işçilerin alamadığı kıdem tazminatından dolayı mı, yoksa başka bir şeyden dolayı mı? Bunu öğrenmek istiyoruz."

"Davanın Hem Takipçisi Hem Tarafıyız"

15 Temmuz çatı yargılamasına hakkında konuşan Arslan, "Hak-İş olarak davaya müdahil olma taleplerimiz oldu. Bu taleplerinin olumlu karşılık bulacağına inanıyoruz" dedi ve ekledi: "Biz bu konuda ciddi bir hazırlık yaptık. Özellikle müdahil olmamızın gerekçelerini oluştururken hem ülkemizin nasıl büyük bir felaketten kurtulduğunu, hem de bizzat darbe girişimine karşı ülkemizin, milletimizin iradesinin yanında yer alan Hak-İş'lilerin yaşadığı mağduriyetler, şehitlerimizin ve gazilerimizin olması bizim bu davada hem müdahil olarak hem de bizatihi bu davanın takipçisi olarak yer almamız hususunda genel bir mutabakatımız var. Davalar sulandırılmak isteniyor. Planlanmış bir durumla karşı karşıyayız."

Bu dava ve şehitlerimiz sahipsiz değildir, biz her çarşamba günü davanın görüldüğü Sincan'daki mahkeme önünde olacağız diyen Arslan, "Hak-İş'in, davanın hem takipçisi hem de tarafı olacaktır. Bu davalar konusunda kamuoyunda daha fazla duyarlılık gösterilmesi gerekiyor. Daha organize bir şekilde bu sürecin tamamlanması için kamuoyundan daha fazla destek ve ilgili istiyoruz" diye konuştu.

Uluslararası arenada Türkiye karşıtı çalışmalara karşı yapılan mücadeleyi anlatan Arslan, şunları kaydetti: "ILO'nun bölge toplantısı 2 yıl önce Birleşmiş Milletler tarafından Türkiye'de yapılması kararlaştırılmış ancak daha sonra Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ve Uluslararası Emek Konfederasyonunun da girişimiyle bu toplantının Türkiye'de yapılmaması yönünde yoğun bir çaba sarf edildiğini görüyoruz. Hak-İş olarak bu konuda özellikle Türkiye'de yapılması hususunda hem muhataplarımız olan ITUC ve ETUC yetkililerini hem de Birleşmiş Milletler ve ILO Genel Müdürü başta olmak üzere çok sayıda sendikaları ve sosyal tarafları yoğun bir şekilde bilgilendirip bu toplantının Türkiye'de yapılması konusunda ciddi bir çaba sarf ediyoruz"