Yazıcıoğlu soruşturmasında kritik karar

BBP kurucusu rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun şehid olduğu helikopter kazası ile ilgili yürütülen soruşturmada kritik bir karar alındı.

Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Hakimliği, Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşının ölümüne ilişkin soruşturmada, savcılık tarafından verilen "kovuşturmaya yer olmadığına" dair kararı, bazı şüpheliler yönünden kaldırdı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun, 5 kişiyle ebediyete irtihal ettiği helikopter kazasına ilişkin, 132 şüphelinin yer aldığı "ana soruşturma dosyası" hakkında, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 20 Haziran 2016'da verdiği kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına, Yazıcıoğlu ailesi ile parti avukatlarının yaptığı itirazın incelenmesi, Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Hakimliğince tamamlandı.

Mahkeme, şüpheliler A.O.Ç, A.K, A.P, A.A, A.Ö, D.U, D.Ö, İ.D, M.K, M.S.Ç, M,Y, M.K, M.G, M.A, N.M, O.Ö, T.B.D, Y.Y, Y.Ç. ve Z.Ö. yönünden kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına, kararda adı geçen diğer şüpheliler yönünden yapılan itirazların reddine hükmetti.

Şüphelilerin FETÖ bağlantısı

Şüphelilerden eski emniyet amiri D.Ö'nün, helikopter kazasına ilişkin, Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesinde "görevi kötüye kullanmak" suçundan yargılanmasına devam ediliyor. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Isparta'da tutuklanan D.Ö, Sincan 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda kalıyor.

FETÖ'nün darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edilmesine ilişkin davada, "Anayasayı ihlal" suçundan müebbet hapis cezası alan astsubay A.Ö. ile "Anayasayı ihlal", "Cumhurbaşkanına suikast" ve 2 kez "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme" suçunu işlediği gerekçesiyle 4 kez ağırlaştırılmış müebbet, "nitelikli kasten yaralama"dan 6 yıl, "nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma"dan 18 yıl hapis cezası alan yarbay D.U. hakkında, helikopter kazasında Yazıcıoğlu ile hayatını kaybeden 5 kişi arasında bulunan gazeteci İsmail Güneş'in eşi Yasemin Güneş tarafından 18 Temmuz 2016'da kaza kırım ekibinde yer aldıkları ve parça çalanlar arasında oldukları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmuştu.

Destici sosyal medyadan yaptığı açıklamada ''"Şehadet süreci" ile ilgili ana soruşturma dosyasına verilen takipsizlik kararı, yapmış olduğumuz itiraz neticesinde Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kaldırılmıştır.'' ifadelerini kullandı.

*** 25 Mart 2017 tarihli haberimiz

FETÖ'nün iade dosyasına Yazıcıoğlu suikastı eklenmeli

Ölümünün 8. Yıldönümünde Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle anıyoruz. "Kanlı Çukur-Muhsin Yazıcıoğlu Suikastının Perde Arkası" kitabının yazarı Gazeteci-Yazar Köksal Akpınar Milat Gazetesi'ne konuştu.

SÜLEYMAN KARAKULLUK- SÖYLEŞİ

BUGÜN 25 Martu2026 Dönemin Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölüm yıldönümüu2026 25 Mart 2009 tarihinde Kahramanmaraş'ta yaşanan helikopter kazasında şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti.

Yazıcıoğlu'nun hayatınız ölüm vakasını kitap haline getiren genç yazarlarımızdan gazeteci Köksal Akpınar'la KANLI ÇUKUR'u konuştuk. Yazıcıoğlu suikastında rol oynayan isimlerin 15 Temmuz'da karşımıza çıktığına değinen Akpınar, "Amerika Birleşik Devletleri'nden FETÖ'yü iade isteği dosyasına, Yazıcıoğlu suikastı da eklenmeli. Çünkü bu olayın FETÖ ile bağlantısı var" diye konuştu.

-Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili dosyayı araştırmaya ne zaman nasıl başladınız?

Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopteri düştükten birkaç ay sonra Yazıcıoğlu'na çok yakın bir isim tarafından olayla ilgili belgeler tarafıma ulaştı. Belgeleri incelediğimde helikopterin düşmesi ve sonrasında bazı tuhaflıkların olduğunu anladım. Aslında helikopter enkazına 3 gün boyunca ulaşılamamış olması nedeniyle kafamda bir takım soru işaretleri oluşmuştu, o soru işaretleri belgeleri incelediğimde daha da çoğaldı.

Güneş sonradan öldürüldü

-Sizi bu olayda en çok şaşırtan tuhaflıklar nelerdi?

İsmail Güneş'in çenesinin kırık olması ve helikopterin kokpit panelinden hayati cihazların çalınmış olması. İsmail Güneş o kırık çene ile 4 saat boyunca nasıl telefonda konuşabildi? Bu konuşmaları yaptıktan sonra çenesinin kırıldığını düşünüyorum. Ayrıca bacağı 2 yerden, kaburgası dört yerden ve alt çenesinde ayrıklı kırık olan İsmail Güneş, enkazın 600 metre aşağısına nasıl tek başına inmiş olabilir? Fiziksel olarak böyle bir şeyin mümkün olduğunu düşünmüyorum. İsmail Güneş'in öldürüldüğünü düşünüyorum. Cihazların çalınması da ayrı bir garabet!.. O cihazların çalınmasıyla hava hareketliliği, havadaki jetlerin helikoptere ne kadar uzaklıkta veya yakınlıkta olduğu belirlenemedi. Dolayısıyla gerek cihazların çalınması gerekse İsmail Güneş'in çenesinin kırılmış olması, olayın bir suikast olduğunu gösteriyor.

-Cihazların akıbeti ne oldu?

ARGUS 5000CE ve SKYMAP cihazlarını çalanlar Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı'na verdikleri ifadelerinde "hatıra olsun diye aldık" dediler. Ancak cihazları adli emanete teslim etmediler. O cihazları imha etmek için çaldılar. Ve bunu başardılar.

-Cihazları çalanlar kimlerdi?

Yazıcıoğlu'nun helikopteri düştükten 3 gün sonra, Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait Skorsky tipi bir helikopter enkazın 200 metre aşağısında kara saplandı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 3 kişilik bir kaza kırım ekibi oluşturdu. O 3 kişilik kaza kırım ekibi Skorsky helikopter ile ilgilenmeleri gerekirken, Yazıcıoğlu'nun helikopterinden tornavidayla cihazları söktüler. Bu 3 kişilik ekip aradan 7 yıl geçtikten sonra tekrar karşımıza çıktılar.

Suikasttaki isimler 15 Temmuz'da vardı

-15 Temmuz darbe girişiminde mi karşımıza çıktılar?

Evet!.. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı öldürmeye giden ekibin içinde Pilot Yarbay Davut Uçum ve Astsubay Aydın Özsıcak vardı. Her ikisi de aynı helikopterdeydiler. Davut Uçum Erdoğan'ın korumalarına ateş edenler arasında yer aldı. Ayrıca kendisinin o gece Yunanistan'a kaçan darbeci askerlerle telefon görüşmeleri yaptıkları belirlendi. Aydın Özsıcak bana göre helikopterin radar izini karartmak için oradaydı. Tıpkı 7 yıl önce Yazıcıoğlu'nun helikopterinde delil kararttığı gibi. Kaldı ki, bulundukları helikopterin dost/düşman kimlik bilgilerini gizlediler. Her şey iyot gibi ortaya çıkmış durumda.

-Bu önemli gelişme bize ne söylüyor?

15 Temmuz darbe girişimini FETÖ yaptı. FETÖ'nün askerleri 7 yıl önce Yazıcıoğlu'nun helikopterinden cihazları çaldı. Cihazları çalanlar Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı tarafından yakalandı ve 7 ay içerde yattılar. Ancak savcılar hırsızlarla ilgili bir iddianame hazırlamadı. Neden hazırlanmadı? Bugün o savcılar da 15 Temmuz sonrası FETÖ üyelikleri gerekçesiyle meslekten atıldılar ve şu an tutuklular. Tüm bu olan bitenlerden anlıyoruz ki 15 Temmuz'u gerçekleştirenler, 7 yıl önce Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının ölümüne neden oldular!..

-Size göre helikopter nasıl düştü?

Ben Helikopterin düştüğüne inanmıyorum. Zaten ortaya çıkan bulgular da bize düştüğünü söylemiyor. Sert iniş yaptığına, sert inişe zorlandığını düşünüyorum. Zaten helikopterin içinde seyahat edenlerin hepsinin ayaklarında kırık var. Bu durum ancak sert iniş ile mümkün olabilir. Ayrıca helikopter infilak etmiyor, parçalara ayrılmıyor gövdesi büyük oranda duruyor. Tüm bunların yanında hayatını kaybedenler vücut bütünlüğünü koruyor. Helikopter sert bir zemine çarpıyor ve engebeli arazide aşağıya doğru yuvarlanıyor. Bölgede helikopterin sert iniş yaptığı saatte o kadar kar olmadığı için ölümlü bir olay meydana geliyor.

İçeri karbonmonoksit doldu

-Sert inişe zorlandı dediniz, bunu biraz açar mısınız?

Helikopterde seyahat edenlerin kanlarında karbonmonoksit bulundu. Özellikle Pilot Kaya İstektepe ve hemen arkasında oturan gazeteci İsmail Güneş'in kanındaki karbonmonoksit oranı yüzde 27-28 civarında. Karbonmonoksit helikopterin içine nasıl doldu? Asıl kritik soru bu. Jetlerin egzoz gazı helikopterin motorunu oksijensiz bırakmış olabilir. 1992 yılında dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis Paşa, Kuzey Irak'a Skorsky tipi helikopterle seyahat ederken, awacs uçakları tarafından tacize maruz kalmıştı. O helikopterin pilotu Yarbay Öner Yaktuğ taciz nedeniyle irtifayı indirmek zorunda kaldı. Eşref Bitlis Paşa'nın helikopteri Skorsky tipi, Yazıcıoğlu'nun helikopteri tek pervaneli Bell tipi bir helikopter. Arasında kıyaslama bile yapılamaz. Dolayısıyla helikopterin içine jetlerin yakıtından çıkan karbonmonoksit gazı dolmuş olabilir. Bu nedenle Pilot Kaya İstektepe'nin helikopterin içindeki oksijen kaybını önlemek için inişe zorlandığını düşünüyorum. Çünkü helikopter dağa çakılmıyor. İniş yapıyor.

Korbonmonoksit meselesi kapatıldı

-Dosya kapsamında korbonmonoksit meselesi çözülebilmiş değil mi?

Hayır ne yazıkki, değil!.. Çünkü dönemin İstanbul Adli Tıp Kurumu yetkilileri kanlardaki korbonmonoksitin 1,5 yıl kanların bekletilmesinden dolayı oluştuğunu raporuna yansıttı. Aslında adli tıp çevreleri kanlar bekletildiği için karbonmonoksit oluşur mu? Oluşmaz mı? konusu konuşmalıydı. Oysaki kendisine çok güvendiğim bir adli tıpçı bunun asla böyle olamayacağını karbonmonoksitin kanlar beklediği için oluşmayacağını söylemişti. Ben de bunu kitabımda kaynak olarak kullandım. Eğer kanlar 1,5 yıl bekletildiği için oluşmamışsa (bana göre oluşmamıştır) o halde Pilot Kaya İstektepe ve Gazeteci İsmail Güneş'in kanında karbonmonoksit oranı çok daha fazlaydı. Çünkü helikopter karbonmonoksiti havadayken aldı. Yerle teması sağladıktan sonra helikopterin camları patladığı için karbonmonoksit oranı düşmeye başladı. Bu nedenle İsmail Güneş helikopter düştüğünde baygındı. İsmail Güneş helikopter 15.03'te düştükten 23 dakika sonra 112 Acil Servis ile görüşmeye başladı. Özetle bu helikopter havadayken karbonmonoksit aldı ve bu nedenle Pilot Kaya İstektepe helikopterin irtifasını aşağıya doğru hızlı bir şekilde indirdi. Bana göre helikopterin içi dumanla kaplıydı. Bölgede de o sırada kar olmadığı için helikopter dağın eteklerine sert iniş yapmak zorunda kaldı ve yuvarlandı.

Haritalar gizlendi enkaza ulaşılamadı

-Helikopter sert iniş yaptıktan sonra neler yaşandı?

Önce BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu kendisine geldi. Helikopterin patlama ihtimaline karşılık refleks gereği ya sert iniş yaparken atladı ya da yerle temas sağlandıktan sonra helikopteri terk etti. Zaten sürünme pozisyonunda bulunmuştur Muhsin Yazıcıoğlu. Helikopter sert iniş yaptıktan sonra İsmail Güneş ile Muhsin Yazıcıoğlu asla birbirini görememiştir. Önde oturan Pilot Kaya İstektepe ve Murat Çetinkaya kısa süre içinde hayatlarını kaybettiler. Ancak İsmail Güneş, Erhan Üstündağ ve Yüksel Yancı'nın uzun süre hayatta kaldıkları çok açık. Çünkü İsmail'in son telefon konuşmalarında Yüksel Yancı ve Erhan Üstündağ'ın sesleri duyuluyor. Dolayısıyla Jandarma Genel Komutanlığı'nda görevli Süleyman Akdoğu astsubayın çizmiş olduğu haritaya riayet edilseydi, en geç saat 17.00 gibi helikopter enkazına ulaşılabilirdi. Yazıcıoğlu dahil 4 kişi kurtarılabilirdi. Ama o haritaları birileri gizledi.

-Sizce bu planlı bir suikast mı?

Elbette!.. Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları planlı bir suikastın kurbanı oldular. Bana göre planı bozan da İsmail Güneş oldu. Bu işi planlayanlar, İsmail'in hayatta kalacağına ve telefon görüşmesi yapabileceğine asla ihtimal vermediler. Bu nedenle de enkaz bölgesine ilk gün gelip, İsmail'i infaz ettiler. Güneş'e Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 65. Basın şehidi unvanını vermelidir.

-"Yazıcıoğlu'nun bacağı kırık, ambulansla hastaneye götürülüyor" şeklindeki bilgi notuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Zaten bu bilgi notu enkaz bölgesine ilk gün birilerinin geldiğinin en önemli delilidir. Çünkü bilgi notundaki 'Yazıcıoğlu'nun bacağı kırık' şeklindeki içerik ile cenazelere 3 gün sonra ulaşıldıktan sonra yapılan otopsi sonucuyla inanılmaz örtüşüyor. Muhsin Yazıcıoğlu'nun gerçekten de bacağı kırık. Dolayısıyla bilgi notu doğruydu. Aksi olmuş olsaydı, 10 ilin emniyet müdürlüğüne yazılı olarak geçilmezdi. Bilgi notunu hazırlayan Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli Emniyet Amiri Dursun Özmen'in bu konuyla ilgili yargılaması sürüyor. Ancak Özmen, bilgi notunun kaynağını açıklamadı. İşin ilginç tarafı Dursun Özmen, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ üyeliğinden tutuklandı. Bilgi notundaki içeriğin illegal yollarla elde edildiğini düşünüyorum. Ama içerik tamamen gerçekti. Zaten Dursun Özmen ile doğrudan bağlantılı dönemin Kayseri Emniyet Müdürlüğü'nde İstihbarat Şube Müdürü olan Ali Orhan Dinç de Şubat ayında FETÖ üyeliğinden yakalanarak, tutuklandı. Dinç'in ByLock kullandığı da belirlendi. Burada dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in bağlantısının olduğunu da söylemek mümkün!.. Çünkü Dinç bir dönem bu dosya ile ilgili tanık sıfatıyla konuşmak istemişti. Dolayısıyla burada acayip bir manipülasyon yapıldı.

FETO ne demişti?

-Yazıcıoğlu'nun ölümünde FETÖ parmağı ile ilgili sizin düşünceleriniz neler?

FETÖ, 30 Mart 2009 tarihinde yani olaydan 5 gün sonra "Alperenler ve Liyakat" başlıklı konuşmasında "Aldansanız bile kimseyi aldatmayın çünkü aldatma günahtır. Aldanırsanız böyle kurban gidersiniz. Bir Perşembe akşamı vefat edersiniz, bir Cuma günü cenazenize ulaşırlar." demişti. Bu ne demek? Yani "Yazıcıoğlu sen oyun dışı kaldın!.. Cezanı kestik." demek istiyor. Arama kurtarma faaliyetlerinin ne kadar başarılı olduğunu da şöyle anlatıyor Gülen aynı konuşmasında; "Yine sivil inisiyatif bu mevzuda bir şey yapmadı. Asker vazifesini yapmadı dediler. Ben o kanaatte değilim, ben yaptığına kaniiyim yani. Hakikaten herkes seferber olmuş, herkes elinden geleni yaptı." Aramama-kurtarmama faaliyetine katılan kendi adamlarını da bu şekilde korumuş oluyor işte. Çok açıktır bu. Hükümetin Amerika Birleşik Devletleri'nden FETÖ'yü istediği iade dosyasına, Yazıcıoğlu suikastı da eklenmeli. Son olarak şunu da eklemeliyim; bu dosyada bu kadar çok FETÖ bağlantısı olmasına rağmen, tutuklu hiçbir şüpheli yok ne yazık ki. Örneğin Yazıcıoğlu'nun helikopterini inişe zorlayan jetler, acaba 15 Temmuz gecesi millete bomba yağdıran jetleri kullanan pilotlar olabilir mi? Bu sorunun kesinlikle açıklığa kavuşması lazım. Soruşturmayı yürüten Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı'nın derinlemesine olayı soruşturduğunu sanıyorum.