Taşlıçay ilçesinin kuzeyinde geniş bir alana yayılan 2 bin 400 rakımlı Sinek Yaylası, zengin bitki örtüsü ve su kaynaklarıyla yaz aylarında Iğdır başta olmak üzere çevre illerden çok sayıda göçer aileye ev sahipliği yapıyor.
Belirli bir ücret karşılığında yaylada mesailerini sürdüren çobanlar, havaların soğumaya başlamasıyla evlerine dönen göçerlerin hayvanlarını otlatmaya devam ediyor.
Zorlu coğrafya şartlarında çadırlar ve taşlardan yaptıkları barakalarda yaşamlarını sürdüren çobanlar, yabani hayvan saldırılarına karşı sürülerini koruyor.
Çobanlar, havaların soğumaya başladığı bugünlerde, aylardır her türlü bakımını yaptıkları hayvanlarla dönüş yolculuğuna geçmek için hazırlıklarını tamamladı.
Hayvanları otlatan çobanlardan 60 yaşındaki Ali Artan, AA muhabirine, ömrünün çobanlıkla geçtiğini, sağlığı el verdikçe de mesleğini sürdürmeye devam edeceğini söyledi.
- "Yayladaki aileler gitti, sadece çobanlar kaldı"
Yaklaşık 40 yıldır yaylalara gidip geldiklerini dile getiren Artan, "İlkbaharda Iğdır'dan buraya geliyoruz ve sonbaharda da tekrar dönüşe geçiyoruz. Bu sene mayıs ayında geldik. Bu yıl otun durumu çok iyiydi. Allah bereket versin. Geceleri havalar soğuk oluyor. Kurtlar da var. Yayladaki aileler gitti, sadece çobanlar kaldı. Hazırlıklarımızı tamamladık. Allah nasip ederse biz de birkaç güne gideceğiz." dedi.
Çobanlardan Sano Artan ise yılın yarısını dağlarda hayvanların peşinde geçirdiklerini, çobanlığın zor bir meslek olduğunu anlattı.
Hayvanları yayladan Iğdır'a götüreceklerini ifade eden Artan, "Burada hayvan otlatmaya devam ediyoruz, bazen balık tutuyoruz. Ekim ayı içerisinde gideceğiz inşallah. Havalar da giderek soğuyor. Hayvanlarımızla dinlene dinlene Iğdır'a gidiyoruz ve bu yolculuk günlerce sürebiliyor. Kışı Iğdır'da geçirip yaz aylarında tekrar buraya geliyoruz. Hayatımız böyle devam ediyor." diye konuştu.