Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın gazetecilere açıklama yaptı. Kalın'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:Erdoğan'ın Rusya ziyareti"Terörle mücadele, Suriye ve Irak konuları gündemde. Astana ve Cenevre birbirini tamamlayan iki süreç.16 Nisan referandumuİç gündemimizin önemli maddelerinden biri de 16 Nisan'da yapılacak referandum. Anayasa değişikliği ile otorite tek elde toplanacak. Türkiye daha etkin ve hızlı bir yönetim biçimine kavuşacak.Bu sistemin en önemli özelliği, artık Türkiye'de koalisyonlar dönemine son verecek olması. Koalisyonlardan Türkiye çok kaybetti. Yürütme yetkisinin tek elde toplanmasıyla yasama ve yürütme birbirinden ayrılıyor. Denge-denetim mekanizması çok güçlü. Fesih meselesi de çok gündemde. Böyle bir şey söz konusu değil.Sayın Cumhurbaşkanımız önümüzdeki günlerde bu çalışmasını yürütecek. Vatandaşlarla buluşmaya devam edecek.Almanya ile toplantı kriziAvrupa referandumdan 'evet' çıkmasın diye hummalı bir çalışma yürütüyor. Avrupa uğraşmasın kararı millet verecek. Düşündürücü bir tabloyla karşı karşıyayız. Vatandaşımız sandığa gidip cevabını verecektir. Yaşananlar Avrupa'nın geleceği açısından endişe verici.Türkiye karşıtlığı bir enstrüman olarak kullanılıyor. Avrupa'nın gidişatıyla ilgili endişeliyiz.(Merkel'in, 'Nazi benzetmesi üzücü' açıklaması) Asıl üzücü olan Avrupa'nın içinde bulunduğu tablodur. Gerekçe olarak sunulanlara baktığımızda ortada trajik bir durum olduğunu görüyoruz. PKK'ya her türlü kolaylık sağlanırken, siyasilerin engellenmesi üzücüdür. Almanya bizim en önemli ortaklarımızdan biridir ama evet Sayın Merkel haklı. Terörle mücadele konusunda derin görüş ayrılıklarımız var. Almanya'nın bizzat kendi resmi raporlarında, bölücü terör örgütünün Almanya'da son 10 yılda nasıl örgütlendiğini, bunları şuraya buraya nasıl götürdüklerini bizzat kendileri yazıyorlar. Bu tabloya rağmen bir tedbir alınmaması, asıl üzücü olan budur. Asıl üzücü olan, Almanya gibi Avrupa'nın en önemli ülkelerinden birinin Türkiye'nin AB üyeliği sürecini tıkamasıdır.Antalya'daki Suriye zirvesiSuriye'de DEAŞ terör örgütüyle ilgili baştan beri bizim ortaya koyduğumuz bir prensip var. Biz bunun örneğini Fırat Kalkanı ile gösterdik. Yaptığımız harekat aslında bu mücadelenin nasıl yapılması gerektiğine dair modeli ortaya koymuştur. YPG gibi terör örgütleriyle DEAŞ'a karşı mücadele etmek kendi ayağınıza sıkmak olur. Bizim önerdiğimiz plan çok açık, net. Genel bir mutabakat sağlanması halinde, bu operasyonun nasıl yapılacağına dair detaylı görüşmeler yapıldı. Şu an itibariyle Rakka operasyonunun kimle, nasıl yapılacağına dair net bir şey yok. Beklentimiz, YPG unsurlarının Münbiç'ten çıkması ve Fırat'ın doğusuna geçmesi.Bölücü terör örgütü zaman zaman biz bu açıklamaları yaptığımızda, "Türkiye Kürtlerin kazanımlarını engellemeye çalışıyor" gibi bir karalama kampanyası yaptıklarını görüyoruz. Türkiye'nin mücadelesi Kürtlerle değil, terör örgütleriyledir. Ortada bir bağ yok, PKK ile YPG ayrı örgütlerdir gibi açıklamalar ciddiye alınacak açıklamalar değildir."