Yasama yürütme ve yargının basit bir yurttaşlık bilgisinden öte gitmediğini ifade eden Kurtulmuş, "Yasama yürütme ve yargının birbirinden ayrı olması lafı, ortaokul düzeyinde bir yurttaşlık bilgisidir. Biz her seferinde bunu söylüyoruz ama. Aslolan bunların sadece birbirinden bağımsız olarak ayrı olması değil, aynı zamanda bunların tamamının milletinin denetiminde olmasıdır." dedi.
MİLLET YARGIYI KENDİ BELİRLEMELİ
Türkiye'nin temel probleminin bu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Yasama ve yürütme milletin denetimindedir, seçimde isterse oy vermez, indirip, bir hükümeti değiştirir. İsterse tekrar başa getirir. Böyle bir gücü var milletin. Ama, yargıya karşı böyle bir gücü yok.. dolayısıyla yargıya millet dokunamıyor. Milletin yargı üzerinde bir tesiri yok. Dünyada öyle uygulamalar var ki, doğrudan doğruya halk tarafından seçilen yargıçlar, savcılar var. Bizim teklifimiz şudur: Aslolan yargı bürokrasisinin HSYK, üst mahkemeler; Anayasa Mahkemesi Danıştay ve Yargıtay seçimleridir. Bunların mümkün olduğu kadar milletin dokunacağı hale gelmesi gerekiyor. Çeşitli formülleri var, yeter ki biz karar verelim. Türkiye'de sanki yargının dokunulmazlığı sistemin asli unsuru olarak kabul ediliyor. Hayır değil. Yargı yürütme ve yasamanın birbirinden ayrı bağımsız olması, yürütmenin yargıya müdahale etmemesi aynı şekilde yargının da yürütmeye müdahale etmemesi. Ama bunların hepsi, milletin denetiminde olması lazım. Zaten ileri demokrasinin tarifi budur." dedi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ YARGIDA REFORM SAĞLAR
Kurtulmuş, Başkanlık sistemine doğru gidilen şu dönemde yargının da düzene gireceğini ifade ederek, "başkanlık sistemine geçilmesi ile bir Denetim Meclisi fikri gündeme gelebilecektir. Yani sistemi denetleyen ikinci bir seçilmişler mekanizması. Devletin tüm fonksiyonları burada denetlenebilir. Yüzde yüz demokratik bir oluşumdur. Millet seçeceği için yüksek yargının oluşumunu burası belirler. Hatta Sayıştay'ı da bunların denetimine verebilirsiniz." Şeklinde konuştu.
YENİDEN YARGILANMA AK PARTİ SAYESİNDE OLDU
Balyoz Davası ile ilgili olarak, yeniden yargılanma sürecinin Ak Parti sayesinde önünün açıldığını ifade eden Kurtulmuş, "Balyoz Davası'nda yeniden yargılanmanın önünü açan da Ak Parti hükümetidir. Biliyorsunuz yasal değişiklilerle yapıldı" dedi.
Türkiye'de darbe teşebbüsleri ve bunlardan dolayı yargılanan kişiler olduğunu belirten Kurtulmuş, "gerçekten bırakın darbe teşebbüslerini fiili darbe dönemlerini yaşadıku2026Bizim bu arada amacımız yaşla kuruyu birbiriden ayırmak. Bu süreçlerde dahli olan, hatası olan, kusuru olan kamu görevlileriyle; hakikaten bigünah olanların birbirinden ayrılmalarını istiyoruz." dedi.
DARBELER DIŞ MİHRAKLARIN İŞİ
Türkiye'de bütün darbelerin dış güçler tarafından organize edildiğini ifade eden Kurtulmuş, "üç general istedi diye darbe yapılamıştır. Hepsi yurt dışından destek aldıkları için olmuştur. Üzerine basarak söylüyorum: Tüm darbeler; ne 27 Mayıs istisnadır, ne 12 Mart, ne 12 Eylül nede 28 Şubat istisnadır. Dolayısıyla siyasal şartların içerde olgunlaştırılması, arkadan dışarında verilen talimatlarla oluşan bir süreç vardır. Ülkedeki demokrasi ne kadar ileri düzeyde olursa darbe ihtimali o kadar azalır" dedi.
Darbe yapanların geçmişte kullanıldıklarını sözlerine ekleyen kurtulmuş, "itiraf ettiler. 'Yanlış işler yaptık' dediler. 28 Şubatçı generalleri hatırlayın. Neredeyse 'ellerimiz kırılaydı da, yapmasaydık' demeye başladılar" şeklinde konuştu.
HER DAİM LİDERİMİZ ERDOĞAN'DIR
Kurtulmuş, lider Erdoğan'ın her zaman 'lider' olarak kalacağını, bunun hiçbir şekilde değişmeyeceğini söyleyerek,"Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olup olmamasından ziyade şunu herkesin iyi bilmemesi gerekir: Bu siyasi oluşumun lideri Tayyip Erdoğan'dır. Konumu, mevkisi ne olursa olsun liderliği her daim sürecektir, asla değişmeyecektir" dedi.