Yaptırım ABD’nin değil BM’nin işidir!

ABD’nin birçok ülkeyi yaptırımla tehdit etmesini eleştiren uzmanlar, “Uluslararası hukuka göre zorlayıcı önlem kararı verecek olan Birleşmiş BM’dir, yaptırım kararını alacak olan ise BM Güvenlik Konseyi''dir” dedi.

HABER: Gülden AĞ

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nda (SETA) ABD’nin İran ve Rusya’ya yönelik yaptırımları ve Türkiye’ye etkileri üzerine panel gerçekleştirildi. Panele, Prof. SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal İnat, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Bölümü Öğretim Görevlisi Neyire Akpınarlı, Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları (EABD) Araştırma Görevlisi Mustafa Caner, SETA Enerji Masası Araştırmacısı Yunus Furuncu katıldı.

Hukuk kuralları ihlal ediliyor

Devletlerin, tek taraflı zorlayıcı önlemlerini, yaptırımlarını uluslararası hukuk ve meşruluk açısından değerlendiren Neyire Akpınarlı, güçlü ülkelerin uluslararası hukuk kurallarını ihlal edilip edilmediğine bakılmadığını söyledi. Akpınarlı, “Buradaki nihai amaç barışın ve güvenliğin yeniden sağlanması ve tehdidin ortadan kaldırılmasıdır. Peki bu zorlayıcı önlem alınırken hukuki çerçeve ne olmalıdır ve bu önlemlerin gerçekten hedefe ulaştırıp ulaştırmadığı nasıl anlaşılır? Buna net bir cevap verilmemektedir” diye konuştu.

Güçlü devletlerin zayıf devletlere karşı yaptırım uygulama veya önlem alma yetkisinin de sorgulanması gerektiğine dikkati çeken Akpınarlı, "Uluslararası hukuka göre zorlayıcı önlem kararı verecek olan Birleşmiş Milletler'dir, yaptırım kararını alacak olan ise BM Güvenlik Konseyi'dir” dedi.

Yaptırımlardan Türkiye etkileniyor

ABD'nin hukuksuz bir şekilde nükleer anlaşmayı iptal ettiğini hatırlatan Kemal İnat, yaptırımları yeniden devreye sokularak İran petrol satışına büyük darbe vurduğunu söyledi. Türkiye'de yaptırımlara uyulmayacağına dair resmi söylemler olmasına rağmen özel kuruluş olan TÜPRAŞ'ın yaptırımlardan etkilenmemek için İran'dan ham petrol satın almayı durduğunu söyleyen İnat, "Türkiye yaptırımları hukuksuz bulduğunu ve bu yaptırımlara uymayacağını açıklamasına rağmen maalesef özel bir kuruluş olan TÜPRAŞ, ABD ağır yaptırımlardan çekindiği için İran'dan petrol ithalatını durdu. Dolayısıyla Türkiye petrol ithali konusunda ciddi bir şekilde etkileniyor" şeklinde konuştu.

Yaptırımların asıl hedefi petrol ihracatı

Mustafa Caner de ABD'nin İran'a 1970'lerden bu yana yaptırım uyguladığını hatırlatarak, bu yaptırımlarda asıl hedefin İran'ın petrol ihracatı olduğunu aktardı. Caner, "Mayıs ayında uygulanacağı açıklanan yaptırımların ilk aşaması 2018 Ağustos ayında, ikinci aşaması ise 5 Kasım'da devreye girdi. 8 ülke İran'dan petrol ithal etmeye devam ederken bu sürecin geçici olduğu ve son bulacağı belirtildi. 2019 Mayıs ayında muafiyetler sonlandırıldığında İran ekonomisinin ciddi zarar aldığı görülüyor. ABD'nin maksimum baskı kurarak İran'ı çevreleme politikasının bir ürünü olarak gösterilebilir bu yaptırımlar" şeklinde konuştu.