Yapay zekada nükleer enerji kullanma planı

Microsoft, büyük miktarda enerji gerektiren ChatGPT gibi, çalıştırırken enerji tüketimi konusunda karşılaştığı zorlukları aşmak amacıyla yapay zeka veri merkezlerini nükleer enerji ile destekleme planlarını araştırıyor.

Perşembe günü yayınlanan bir iş ilanına göre şirket, yapay zeka modellerine ev sahipliği yapan veri merkezlerine güç sağlamak için nükleer enerjinin nasıl kullanılabileceğini değerlendirmek üzere bir "nükleer teknoloji baş program yöneticisi" işe alıyor.

İlk olarak CNBC tarafından bildirilen habere göre, teknoloji devi "Microsoft Bulut ve Yapay Zekanın bulunduğu veri merkezlerine güç sağlamak" için, inşa edilmesi ve çalıştırılması büyük nükleer reaktörlerden çok daha ucuz olan mikro reaktörleri ve Küçük Modüler Reaktörleri kullanmaya odaklanacak.

Chatgpt'ye günlük 700 bin dolar ödeyecek

Yapay zeka modellerinin çalıştırılması için büyük miktarda bilgi işlem gücü gerekiyor ve analizler ChatGPT'nin devasa sunucu maliyetleri nedeniyle çalıştırılmasının günde 700.000 dolara kadar mal olabileceğini ortaya koyuyor.

İş ilanı, Microsoft'un bu artan enerji talebini karşılamanın yolu olarak nükleer enerjiyi gördüğünü gösteriyor.

Teknoloji devinin ChatGPT'nin yapımcısı OpenAI ile 10 milyar dolarlık bir anlaşma yaptığı ve bunun bir parçası olarak Microsoft'un yapay zeka girişimine, girişim modellerinin çalışmasını sağlayan bulut hizmetlerini sağladığı bildirildi.

Ayrıca OpenAI'nin teknolojisini Bing arama motoruna katarak bu yılın başlarında yapay zeka destekli bir arama aracı başlattı.

Yapay zeka 550 tondan fazla karbondioksit üretiyor

Üretken yapay zekanın muazzam enerji kullanımının çevresel etkileri konusunda artan endişeler var. Akademik analizler GPT-3 eğitiminin 550 tondan fazla karbondioksit ürettiğini ve 3,5 milyon litre su gerektirdiğini tahmin etmektedir.

Microsoft kısa süre önce veri merkezlerini yenilenebilir enerjiyle çalıştırma ve emisyonları azaltma çabalarını hızlandırma sözü verdi ve 2030 yılına kadar işletmesini karbon negatif, su pozitif ve sıfır atık haline getirmeyi planlıyor.

Yapay zekanın gelişim süreci

İdealize edilmiş tanımıyla yapay zekâ konusundaki ilk çalışmalardan biri McCulloch ve Pitts tarafından yapılmıştır. Bu araştırmacıların önerdiği, yapay sinir hücrelerini kullanan hesaplama modeli, önermeler mantığı, fizyoloji ve Turing'in hesaplama kuramına dayanıyordu. Herhangi bir hesaplanabilir fonksiyonun sinir hücrelerinden oluşan ağlarla hesaplanabileceğini ve mantıksal ve ve veya işlemlerinin gerçekleştirilebileceğini gösterdiler. Bu ağ yapılarının uygun şekilde tanımlanmaları hâlinde öğrenme becerisi kazanabileceğini de ileri sürdüler. Hebb, sinir hücreleri arasındaki bağlantıların şiddetlerini değiştirmek için basit bir kural önerince, öğrenebilen yapay sinir ağlarını gerçekleştirmek de olası hale gelmiştir.

1950'lerde Shannon ve Turing bilgisayarlar için satranç programları yazıyorlardı. İlk yapay sinir ağı temelli bilgisayar SNARC, MIT'de Minsky ve Edmonds tarafından 1951'de yapıldı. Çalışmalarını Princeton Üniversitesi'nde sürdüren Mc Carthy, Minsky, Shannon ve Rochester'le birlikte 1956 yılında Dartmouth'da iki aylık bir açık çalışma düzenledi. Bu toplantıda birçok çalışmanın temelleri atılmakla birlikte, toplantının en önemli özelliği Mc Carthy tarafından önerilen yapay zekâ adının konmasıdır. İlk kuram ispatlayan programlardan Logic Theorist (Mantık kuramcısı) burada Newell ve Simon tarafından tanıtılmıştır.

Kaynak: Haber7