Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Etimesgut Belediyesi Sacettin Gürbüz Engelsiz Yaşam Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezindeki ziyaretinin ardından gazetecilerin, Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili davada mahkemenin verdiği karara ilişkin sorularını yanıtladı.
Bu konuda sürecin devam ettiğine işaret eden Yanık, "Haksız tahrik indirimi uygulanmış olmasına biz de açıkçası çok üzgünüz. Çünkü biz Bakanlık olarak bu davayı en başından beri takip ediyoruz. Dosyanın içeriğine, ilgili arkadaşlarımız çok vakıflar ben de bizatihi yakından takip ediyorum dosyayı, bir hukukçu kimliği ile de ayrıca takip ediyorum. Dün itibarıyla İstinaf Mahkemesine müracaat etme anlamında süre tutum dilekçemizi verdik. Gerekçeli karar açıklandıktan sonra da istinaf gerekçelerimizi ayrıca dosyaya sunacağız. Süreci takip ediyoruz." diye konuştu.
Derya Yanık, kadına yönelik şiddetle mücadelenin önleyici hizmetlerden, yargılama aşamasına kadar bir bütün olduğunu vurgulayarak, "Bu olayda artık çok canavarca bir eylemin ortada olduğu çok açık. Dolayısıyla failin hukuka uygun bir biçimde hak ettiği cezayı alması da şiddetle mücadelemizin bir parçası. Sonuna kadar süreci takip edeceğiz ve üst mahkemelere de taşıyacağız." dedi.
Davada sanık Cemal Metin Avcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının, haksız tahrik indirimiyle 23 yıla indirilmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Yanık, Bakanlık olarak bu konudaki yaklaşımlarını, itirazlarıyla dilekçeleriyle ifade ettiklerini kaydetti.
"Arkadaşlarımız titizlikle dosyaları çalışıyorlar"Bakan Derya Yanık, yargılamanın seyri, hızı, yargı mercilerinin verdiği kararların içeriğinin, şiddetle mücadeleye çok önemli katkısı ve çok ciddi bir desteği olduğunu hep ifade ettiklerini aktardı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, şöyle konuştu:
"Ben bir hukukçu kimliğiyle söyleyecek olursam haksız tahrik bir yargılama süjesi midir? Doğru, evet öyledir. Ancak bunu, olayın niteliğine, içeriğine, şekline, şemaline göre değerlendirirsiniz, biz burada haksız tahrik indirimi uygulanmaması gerektiğini en başından beri Bakanlık olarak söylüyoruz. Çünkü olayın vuku buluş şekli ortada. Bu anlamda bizim kanaatimiz, dosyanın içerisindeki delillerden yola çıkarak, bu asla bir ön kabul değildir. Onun özellikle altını çizmek istiyorum, bizim bakanlık olarak yaptığımız hiçbir işlem, hiçbir itiraz ya da hiç bir süreç takibi genel geçer, ezberler üzerinden yürümüyor. Arkadaşlarımız titizlikle dosyaları çalışıyorlar, titizlikle delilleri inceliyorlar ve bu deliller çerçevesinde beyanlarda, taleplerde bulunuyoruz, davayı üst mahkemelere taşıyoruz yahut da 'evet, bu çerçevede bu verilen karar doğrudur.' diyoruz.
Pınar Gültekin davasında da aynı şekilde süreci en başından beri çok titizlikle takip eden hukukçu arkadaşlarımızın kanaati, bu davada ve bizim de kanaatimiz, ben de dediğim gibi bir hukukçu kimliğiyle dosyayı başından beri takip ediyorum, haksız tahrik indirimi bu davada son derece yanlış bir değerlendirmedir. Faili cesaretlendiren bir değerlendirmedir ve kamuoyunun 'adaletin tecellisi' düşüncesini sarsan bir sonuçtur. Biz buna itirazımızı yapacağız. Yüksek mahkemeler de değerlendirecekler."