MEHMET GÜNGÖRDÜ/GAZİANTEP
Son Yüzyılın En Zor Süreçlerinden Biri
2019 yılında başlayan Covid 19 salgını dünya ekonomilerini çok zor bir sürecin içine attı. Salgının boyutları sadece ekonomiyle ilgili de değil. Ademoğlunun son 100 yıllık zaman diliminde en zor süreci olmuştur. Sağlık sektöründen tutun birçok emtianın temin edilmesinde ciddi sıkıntılar baş gösterdi. Özellikle ekonomisi iyi olan devletler başta buğday olmak üzere gıda maddelerinde stoklamaya gittiler. Örneğin bu süreçte dünya ticaretinde 40 milyon ton buğday stoklandı. Bu miktar pandeminden önce 30 milyon tondu. Bu durum haliyle gıda maddeleri fiyatlarını da yukarı yönlü artmasına sebep oldu.
Türkiye’nin Durumu
Salgının başlamasından itibaren sürecin iyi yönetilmesi ve üretimden vazgeçilmemesi Türkiye’yi ön plana çıkardığını düşünüyoruz. Salgın sürecinin imalatı sekteye uğrattığını iyi tahmin edemeyen ülkeler birçok sektörde pazar paylarını kaybetme durumuna maruz kaldılar. Onların yerini Türkiye gibi üretimde ısrar eden ekonomiler aldı. Pazar payını artırmak normalde çok pahalı bir süreçtir. Ancak salgınla başlayan süreçte Türkiye’nin üretimde ısrar etmesi ihracatta pazar payının artırılmasına sebep olmuştur. İhracat artışıyla dünya ekonomisindeki Türkiye’nin pazar konumunun da pozitif etkileneceğini düşünüyoruz.
Dünya Ekonomisinin Durumu: Salgından Kim Kazançlı Çıkacak?
Salgının insan sağlığına zararının yanı sıra dünya genelindeki bilançosu; 500 milyon iş kaybı ve negatif büyüme. Bu, mikro ve makro düzeyde gelir kaybı anlamına geliyor.
Bu bağlamda pandemiye rağmen üretimden vazgeçmeyen ve/veya sağlık sistem alt yapısıyla süreci iyi yöneten Çin, Güney Kore ve Türkiye gibi ülkelerin kazançlı çıkacağını değerlendiriyoruz.
Bir yatırım bankası olan UBS’nin araştırma sonuçları da değerlendirmelerimizle benzer durumlar içeriyor. Araştırmada Çin’in pandemi sürecinden küresel üretimdeki pazar payını yüzde 8-10 artıracağı öngörülmektedir. Aynı süreçte AB’nin yüzde 3-4 civarında pazar konumunu kaybedeceği, ABD’nin yatay bir izleyeceği öngörülüyor.