Popüler anlık mesajlaşma uygulamalarından Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, WhatsApp uygulamasındaki yeni güvenlik açığının şaşırtıcı olmadığını belirterek, “WhatsApp hiçbir zaman güvenli değildi. Gizliliğe yönelik bir hizmet olabilmeleri için bazı pazarları kaybetmeyi ve ABD yönetimiyle ters düşmeyi riske almak zorundalar, ama buna hazır değiller.” dedi.
Durov, Telegram üzerinden paylaştığı makalede, İsrailli yazılım firması NSO Grup'un geliştirdiği casus yazılımın, WhatsApp kullanan cep telefonları ve diğer cihazlara bilgisayar korsanları tarafından uzaktan yerleştirilebilmesine yönelik haberi değerlendirdi.
WhatsApp’ın bir casus yazılım olarak kullanabiliyor olmasının dünya kamuoyunu çok şaşırttığını belirten Durov, “Ancak bu haber beni şaşırtmadı. Hackerların tek bir görüntülü arama ile telefonunuzda tüm verilere erişimin sağlayabileceği geçen yıl WhatsApp tarafından kabul edilmişti.” diye konuştu.
Uygulamada düzeltilen her kritik zafiyetin ardından, WhatsApp’ta yeni bir zafiyetin ortaya çıktığını anlatan Durov, “Güvenlikle ilgili tüm sorunları, gözetleme için çok uygun ve “arka kapılara” (sisteme izinsiz erişim kapısı) çok benziyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
WhatsApp’ın açık kaynak bir uygulama olmadığına işaret eden Durov, “Bu nedenle güvenlik uzmanları kodlarında arka kapı olup olmadığını kontrol edemezler. WhatsApp kodlarını paylaşmadığı gibi tam tersini yapıyor: WhatsApp dosyalarını kasten karmaşıklaştırarak, bu dosyaları derinlemesine incelemesine olanak vermiyor.” dedi.
Durov, Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) WhatsApp ve sahibi Facebook şirketine, uygulamaya arka kapı yüklenmesi konusunda talimat verilmiş olabileceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ABD’de güvenli bir iletişim uygulaması yürütmek kolay değil. Telegram takımı, ABD’de 2016’da geçirdikleri 1 hafta içerisinde FBI tarafından 3 sızma girişimine maruz kalmıştı. ABD merkezli bir şirketin 10 yıl içerisinde neye maruz kalabileceğini hayal edin. WhatsApp hiçbir zaman güvenli değildi. Gizliliğe yönelik bir hizmet olabilmeleri için bazı pazarları kaybetmeyi ve ABD yönetimiyle ters düşmeyi riske almak zorundalar, ama buna hazır değiller."