Karnenin sadece öğrencinin değil, ebeveynler ve öğretmelerin de karnesi olduğunu söyleyen Uzman Dr. Ömer Başay anne ve babaların çocuklarını her zaman ve her durumda koşulsuz sevdiklerini, kabul ettiklerini ve değer verdiklerini çocuklarına hissettirmeleri gerektiğini söyledi. Başay, "Anne babalar okul öncesi yaşlardan başlayarak çocuklarına sorumluluk alma, girişimcilik, başarıya ulaşma, sorun çözme becerilerini geliştirme, özgüven ve benlik algısını güçlendirici yönde davranmalıdır. Aileler çocuklarının bireysel özelliklerini, yeteneklerini, öğrenme yöntemlerini bilmeli ve ona göre destek olmalıdır. Anne baba ve tüm toplum, çocuklara çalışmanın, harcanan emeğin, kendini geliştirmenin ve bu yollarla gelen başarının ve bu başarının zevkinin en değerli ve önemli kavram olduğunu öğretmelidir. Bir öğrenci, aile ve öğretmen elinden gelen tüm çaba ve emeği harcadığını düşünüyorsa başarılıdır. Eğitim dönemi boyunca çocukların sadece dersleriyle ilgilenilmemeli, her açıdan çocukların yanında olunmalı, her türlü sorunları dinlenilmeli ve sorunlara çözüm yolları bulunmaya çalışılmalıdır. Öğrenciyken bazı dönemlerde zorlanan ama genel olarak çok başarılı olan insan sayısı az değildir. Karneye bir övünç veya utanma kaynağı olarak bakmamak gereğinden fazla duygusal anlam yüklememek gerekir" dedi.
Karnesi kötü olan öğrencileri utandırıcı, aşağılayıcı, emredici, eleştirici davranmanın ve karnesini arkadaşlarının karnesiyle kıyaslamanın çocukta olumsuz izler bırakacağını belirten Ömer Başay, şunları söyledi:
"Karneye aceleci ve hızlı bir şekilde göz atma, olumlu veya olumsuz tepkiler verme yerine çocuğunuzla karne hakkında konuşabileceğiniz uygun bir zaman ve yer belirlenmelidir. Çocuğun karnesi değerlendirilirken önce başarılı olduğu alanlar ele alınmalı, başarıları ve çabaları takdir edilmelidir. Sonra iyi olmayan notlar üzerinde durulabilir. Bu notlar veya öğretmen görüşleri ile ilgili kendisinin fikirleri sorulmalı, kendi duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine izin verilmelidir. Bu durumu düzeltmek için neler yapılabileceğine çocukla birlikte karar verilmeli, bu konuda çocuklarımıza verebileceğimiz destekler konuşulmalıdır. Öğretmenin de desteği alınarak eksikliklerin giderilmesi için uygulanabilir bir plan oluşturulmalıdır. Karne iyiyse hep birlikte keyfini çıkarmalı ve başarı pekiştirilmelidir. Çocukların başarısı daha önemlisi çalışması ve emeği ile ilgili olumlu geri bildirimler maddi ödüllerden daha değerlidir. Her öğrencinin güzel bir tatil geçirmesi hakkıdır ve bunu uygun şekilde planlamak gereklidir. Öğrencilerin başarısızlıkları değerlendirilirken, öğrenme bozuklukları, öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği sorunları, aşırı hareketlilik, depresyon gibi çocuğun elinde olmayan ruhsal bozukluklar da mutlaka göz önüne alınmalıdır. Aileler ve öğretmenler bu konularla ilgili şüphelendikleri durumlarda gerekli ve uygun desteği almalıdır."