İLHAN ÇULHA-KORAY TAŞDEMİR
24 Haziran 2018 seçimleriyle oluşan ittifak blokunda saflar iyice netleşti. AK Parti ve MHP’nin 15 Temmuz’un ardından kurduğu Cumhur İttifakı’nın karşısında CHP ile İP’in yer aldığı ittifaka HDP ve SP de destek verdi. YSK, İstanbul seçimlerindeki ‘hırsızlığa’ suçüstü yapınca büyük oyun deşifre oldu. Seçimlerin iptal edilerek yenilenmesinin ardından bu kirli ittifaka yıllarca AK Parti’de önemli yere gelmiş isimlerin de destek vermesi büyük vefasızlık olarak nitelendirildi.
CHP zihniyetinin engelleme girişimlerine rağmen Başkan Erdoğan’ın kararlı duruşuyla ülke yönetiminde önemli görevlere gelen Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu, bugün davaya sırt çevirdi.
Aktörler ve figüranlar
İtiraz süreci boyunca ve YSK’nın kararı sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, YSK’yı tehdit ederek kötü polisi oynarken, CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu da gülücükler saçarak ‘iyi polis’ rolüne büründü. Oyunun finalinde görünen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da CHP kayığına binerek tarihe geçti.
367 krizini unuttu
Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu, sandıkta yaşanan usulsüzlükleri hiçe sayarak, YSK’nın verdiği seçimlerin yenilenmesi kararını hukuksuzluk olarak nitelendirerek tarihi bir skandala imza attı. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde o dönem hem askeri hem de yargı bürokrasinin açık tepkisine rağmen Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Adayımız kardeşim Abdullah Gül ” diyerek büyük bir vefa örneği sergilerken bugün aynı hassasiyeti ne yazık ki 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gösteremedi.
Vicdanları yaraladı
Kendisini cumhurbaşkanı seçtirmemek için Meclis’te 367 salt çoğunluğunun olmasını bahane eden ve seçimleri boykot eden CHP ile aynı safta yer alan Gül, tepkiyle karşılandı. Seçim dönemlerinde AK Parti’yi yalnız bırakan Gül, ortaya çıkan başarısızlığın ardından o dönem kendisine yapılan hukuksuzluğu YSK’nın İstanbul seçimleriyle verdiği kararı eşdeğer tutması akıl tutulması olarak nitelendirildi. Gül’ün “Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılındaki haksız ‘367 Kararı’ karşısında ne hissettiysem, başka bir yüksek mahkeme olan YSK’nın aldığı kararı duyunca aynı duyguları yaşadım. Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız” sözleri vicdanları yaraladı.
Hırsızlık mazeret değilmiş!
Başkan Erdoğan’ın bir dönem partisini teslim ettiği eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da dava arkadaşlarına sırt çevirerek, YSK’nın kararını hukuksuz olarak nitelendirdi. CHP’nin sözcülüğüne soyunan Davutoğlu, “Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun 31 Mart seçimleri sonrasında yaşananlar ve YSK’nın iptal kararı bu temel değerlerimizin zedelenmesine yol açmıştır” diyerek, hırsızlık yapanları aklamaya çalıştı.
Sabih Kanadoğlu’nu hatırlattı
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan ise Abdullah Gül’ün açıklamaları üzücü olarak değerlendirdi. Gül’ün sosyal medya üzerinden değil ruberu iletişim kurmasını isteyen Turan, “Partimizin içinden çıkmış birinin bu açıklamaları son derece üzücü. Gül’den yapılan seçim hırsızlığını görmek, birlikte yol yürüdüğü dava arkadaşlarını dinlemek ve belgeleri incelemek beklenirdi. Gül'ün, 367 garabetini yaşamış biri olarak, o gün yapılmak istenen operasyon ile bugün yaşanan olayın benzer yanlarını söylemesi bizlere adeta Sabih Kanadoğlu’nu hatırlattıb. Sayın Gül’den de asgari vefa beklemek hakkımızdır” diye konuştu.
FETÖ’nün biçtiği rolü oynuyorlar
AK Partili Mehmet Metiner, partiye ve Başkan Erdoğan’ı karşı mevzilenen Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’na ateş püskürdü. 367 garabetinin bir hukuk katliamı olduğunu, seçimin iptalinin ise hukuki bir adım olduğunu belirten Metiner, “İkisinin arasında ilinti kurmak için insanın aklını yitirmesi gerekiyor. 367 üzerinden vurulan kişi Gül’ün kendisiydi. O gün Gül’ü vuranların karşısındaydık. Bugün Gül kendisini vuranlarla birlikte bizi dövmeye kalkıyor. Bu Gül adına utanç verici bir şeydir ve tam bir ihanet sürecidir” dedi.
Gül’ün kendileri için artık yok hükmünde olduğunu kaydeden Metiner, “FETÖ’cülerin kendilerine biçtiği rolü Davutoğlu ile birlikte oynamaya çalışan biridir. FETÖ’cüler Erdoğan’sız bir AK Parti istiyorlardı, Gül’e de Erdoğan’a başkaldırarak iktidarı kansız bir ele geçirmeyi görev biçmişlerdi. Bunu yapmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Utanç verici
Bu isimlerin kripto kişiler olduğunu belirten Metiner, “Erdoğan kendilerine makam verdiğinde Erdoğan’ı yere göğe sığdıramayanların bugün düşman cephede hizalanmaları utanç kaynağıdır. İhanetlerinin hesabını da milletimiz sorar. Venezuella’da Amerikan’ın yapmak istediği şey ile Türkiye’de yapılmak istenen aynıdır. 15 Temmuz’da asker üniforması ile başaramadıklarını bugün siyasetçi üniforması ile yapmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
Demokrasi düşmanlarıyla kol kola
AK Partili hukukçu Burhan Kuzu da Gül ve Davutoğlu’na sert eleştirilerde bulundu. 367 kararının demokrasiye vurulan en büyük darbelerden biri olduğunu hatırlatan Kuzu, “AK Parti sizi Türkiye'nin en üst makamlarına getirerek Başbakan yaptı, Cumhurbaşkanı yaptı. İnsanda biraz vefa olur, omurga olur. 367 krizini yaratan demokrasi düşmanları ile kol kolasınız. YSK kanuna göre doğru bir karar vermiştir. Vah vah vah. Gerçekten çok yazık hem de ne yazık! O gün 367 kararını destekleyenler, bugün YSK'nın aldığı kararı eleştiriyor. Aynı vesayetçi kafa” ifadelerine yer verdi.