Vakıa suresi nüzul sebebi

Surelerin meallerinin yanında daha iyi anlayabilmek için tefsirlerine de bakmak gerekiyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiği bilmek de önemli. Peki Vakıa suresi nüzul sebebi nedir? İşte Vakıa suresinin nüzul sebebi...

Surelerin meallerinin yanında daha iyi anlayabilmek için tefsirlerine de bakmak gerekiyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiği bilmek de önemli. Peki Vakıa suresi nüzul sebebi nedir? İşte Vakıa suresinin nüzul sebebi...

Kur’ân-ı kerîmin elli altıncı sûresi. Vâkıa sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). Doksan altı âyet-i kerîmedir. İsmini ilk âyette geçen Vâkıa kelimesinden alır. Sûrede, kıyâmet ve âhiret hâllerinden, Cennet ve Cehennemden vb. konulardan bahs edilmektedir. Vakıa suresi nüzul sebebi nedir? Vakıa suresi neden indirilmiştir? Kuranın 56. suresi olan Vakıa suresi 96 ayettir. Peki Vakıa suresi hangi olay üzerine indirilmiştir? İşte Vakıa suresi nüzul sebebi...

VAKİA SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?

Ahmed bin Hanbel ve İbni Ebî Hatem’in içinde tanınmayan ravilerin de bulunduğu bir senedle rivayet ettiklerine göre Ebu Hüreyre şöyle dedi: “Bir çoğu öncekilerden, birazı da sonrakilerdendir” ayetleri indiğinde bu müslümanların ağırına gitti. Bunun üzerine “Bir çoğu öncekilerden, bir ço­ğu da sonrakilerden” (39 ve 40. ayetler) ayetleri indi.

İbni Asakir’in Dımaşk Tarihi’nde sağlam olmayan bir senedle Urve bin Ruvaym’dan rivayet ettiğine göre Cabir bin Abdullah şöyle dedi: “Vakıa suresi inip orada “Bir çoğu öncekilerden, birazı da sonrakilerdendir.” ayet­leri indiğinde Ömer ağladı ve “Ey Allah’ın Rasulü, biz sana iman ettik, seni tasdik ettik, buna rağmen bizden kurtulanlar azdır.” dedi. Bunun üzerine “Bir çoğu öncekilerden, bir çoğu da sonrakilerden” ayetleri indi. Hemen Rasulullah Ömer’i çağırdı ve “Ey Hattabın oğlu Ömer, senin söylediğin o hu­susta Allah vahiy indirdi ve “Bir çoğu öncekilerden, bir çoğu da sonrakiler­den kıldı.” (ayet: 39, 40) Bunun üzerine Ömer: “Rabbimizden ve peygambe­rimizi tasdikten hoşnuduz.” dedi.

Bununla birlikte her iki rivayetin de doğruluğunda şüphe vardır. (12)

Müslim’in rivayetine göre İbni Abbas şöyle dedi: Bir gün yağmur yağ­mıştı. Rasulullah (s.a.) “İnsanlardan bazıları şâkir (şükreden), bazıları kâfir oldu.” dedi ve devam etti: “Çünkü bazıları bu bir rahmettir, onu Allah Tealâ indirdi, derken, bazıları da, filanca yıldızın batması gerçekten yağmur geti-riyormuş.” dediler. Bunun üzerine “Hayır, işte yıldızların düştüğü yere ye­min ediyorum” ayetinden (75. ayet) “Allah’ın verdiği rızka karşı şükrü, O’nu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz” ayetine (82. ayet) kadar indi.

İbni Ebi Hatem’in rivayetine göre Ebu Hırze şöyle dedi: Bu ayetler en-sardan birisi hakkında indi. Müslümanlar Tebuk Gazvesinde Hıcr’a[35] uğ­radılar. Rasulullah (s.a.) onlara buranın suyundan yanlarına almamalarını emretti. Sonra Rasulullah hareket etti başka bir yerde konakladı, yanla­rında su yoktu. Rasulullah’a şikâyetlerini arzettiler. Rasulullah (s.a.) kalk­tı iki rekat namaz kıldı, sonra dua etti. Allah bir bulut gönderdi, onların üzerine yağmur yağdı, bundan su ihtiyaçlarım giderdiler. Ensardan biri, kendi kavminden olan münafıklıkla itham edilen birine: “Yuh sana! Gör­müyor musun Rasulullah dua etti, Allah da bize gökten yağmur indirdi” dedi. Diğeri “Biz olsa olsa filan ve fülan yıldızın batmasından dolayı yağ­mur aldık.” dedi.

Müslim’in Ebu Hüreyre’den bir başka rivayetinde Rasulullah (s.a.) şöyle dedi: “Rabbinizin ne dediğinden haberiniz yok mu? O şöyle dedi: “Kul­larımın üzerine ne zaman bir nimet (yağmur) indirsem mutlaka bir grub “yıldızlar, yıldızlar sebebiyle indi” diyerek o sebeple kâfir oluyor.” (36)