Üzerinden 20 yıl geçti

90'lı yıllar faili meçhul cinayetlerle ve kim tarafından yapıldığı belli olmayan provokatif eylemlerle sarsılırken, 12 Mart 1995'te gerçekleşen kanlı olaylardan biri de 20 kişinin ölümüne neden Gazi Mahallesi olaylarıydı. 12 Mart günü akşam saatlerinde İstanbul'da Alevi vatandaşların çoğunlukta yaşadığı Gazi Mahallesi'ndeki dört kahvehane ve bir pastane aynı anda kimliği belirsiz kişilerce bir taksiden otomatik silahlarla açılan ateşle tarand

HABER: ÖZLEM DOĞAN

Gazi Olayları provokasyondur

Devletin en sıkı güvenlik tedbirleri aldığı dönemde, 12 Mart 1995'te ellerini kollarını sallayarak Şark Kıraathanesi'ne baskın yapanların, orada oturan insanların üzerine ateş açtığını ve bir alevi dedesinin hayatını kaybettiğini ifade eden Remzi Kazmaz, "Olayın neticesinde halk galeyana geldi ve gösteri yaptı. Bir araya gelen akil insanların sözleri neticesi kalabalık dağıldı. Fakat daha sonra Cemevinde inançları doğrultusunda ibadet eden insanların üzerine tekrar ateş açıldı. Gazi olayları bir provokasyondur. Kahveye ateş açanlar o kadar güçlüydü ki, olayları tırmandırmak için Cemevine ateş açabildiler. Saldırı neticesinde dört kişi ölürken iki kişi yaralandı" şeklinde konuştu.

Gazi Olayları Ergenekon dosyasında

Sekiz yıl süren dava da, Gazi olaylarında hayatını kaybeden 23 kişinin katili olarak iki kişiye bir yıl sekiz ay gibi trajikomik, cüzi bir ceza verildiğinin altını çizen Kazmaz, "Terör örgütlerinin bu olayla ilgili olmadığı daha sonra açıklanan raporlarda görüldü. Ergenekon davası kapsamında Veli Küçük'ün talimatıyla tetiklerin çekildiği ortaya çıktı. Devlet bunu biliyor. Gazi Mahallesi'nde yükselen sol muhalefet hareketini sindirmek istiyorlardı. Yirmi yıldan beri tetiği kimin çektiği bilinmez mi? Elbette biliniyor" diye konuştu.

Hanefi Avcı konuşmalı

Toplu katliamların insanlık suçu davaları olduğunu ve 1980 darbesini yapan Kenan Evren'in yargılanmasına başlandığı gibi, Gazi Mahallesi davasının da yeniden açılması gerektiğini vurgulayan Kazmaz, "Mahkememiz sürerken Hanefi Avcı'nın tanık olarak dinlenmesini talep etmiştik. Tebligat ve yol masraflarını yatırdık fakat mahkemeye gelmedi, ardından cezaevine girdi. Daha sonra da 'konuşursam ortalık yıkılır' dedi. Mutlaka konuşmalı. Ne biliyorsa anlatmalı ki savcılık davayı tekrar açsın" dedi.

Hala aynı yerdeyiz

Gazi olayları esnasında o dönem üst düzeyde görev yapan İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve Emniyet Müdürü Necdet Menzir hakkında savcılık şikayeti sonucu takipsizlik kararı alındığını, ardından milletvekili ve İçişleri Bakanı olduklarını sözlerine ekleyen Remzi Kazmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "20 yıl sonra kurşunun ilk atıldığı yerdeyiz ve bir arpa boyu yol alamadık. Katledilenlerin kanı yerde kaldı, katliam davasına adı karışanlar ise o dönem terfi ettirildi. Hukuka aykırılıklarla dolu Gazi Davası Türkiye'nin bir hukuk ayıbıdır. Hukuk fakültelerinde hukuka aykırılık dersi gibi okutulacak bu ayıbın bir an önce ortadan kaldırılması gerek."