Hubble tarafından aktarılan Fotoğrafta yer alan SDSS J1138+2754 isimli galaksi kümesinde, yüzlerce farklı galaksi kütleçekimi etkisiyle bir arada bulunuyor. Bu galaksi kümesinin kütlesi o kadar büyük ki dev kütlesi nedeniyle uzay-zamanda çok ilginç bir bozukluğun oluşmasına neden oluyor.
Donanım Haber tarafından aktarılan habere göre, yerçekimsel kırılma olarak da bilinen bu ilginç fenomen, en basit anlamda evrenin dev objelerinin (bir galaksi kümesi gibi) devasa kütleçekimleri nedeniyle tıpkı uzay-zamanı büktükleri gibi ışığı bükmesi ve arkalarındaki cisimler için bir mercek görevi görmesi anlamına geliyor.
'KÜTLEÇEKİMİN GÜCÜ ÇOK NET GÖRÜLEBİLİYOR'
Konuyla ilgili bazı açıklamalarda bulunan Avrupa Uzay Ajansı (ESA),"Günlük hayatımızın çok büyük bir parçası olduğu için yerçekiminin muhteşem güçlerini kolaylıkla unutabiliyoruz. Ancak galaktik ölçüde kütleçekiminin gücü çok net ve büyüleyici bir şekilde görülebiliyor. Dev galaksi kümesi, arkasından gelen ışınları büküyor, çeviriyor ve Dünya'ya doğru farklı yollar izlemeye zorluyor" ifadelerine yer verdi.
Fotoğrafta, bazı uzak galaksilerin birden fazla konumda görülebildiğini söyleyen uzay ajansı, bu durumu"Galaksilerin geniş cisimler olması nedeniyle bir ucundaki ışık diğer ucundaki ışığa göre farklı bir şekilde kütleçekim lensinden geçiyor. Galaksilerin ışıkları Dünya'ya ulaştığında lensin sol alt tarafındaki gibi yansıtılmış olarak veya sağ üst taraftaki gibi bükülmüş olarak görünebilir" şeklinde açıkladı.
EINSTEIN'IN ÖNGÖRÜSÜ TUTMADI
Albert Einstein kütleçekimsel merceklenme fenomenini 1912 yılında, henüz genel görelilik kuramını yayınlamadığı zamanlarda öngörmüş. Einstein ayrıca o zamanların teknolojisini de göz önünde bulundurarak bu durumun asla kanıtlanamayacağını da eklemiş. İnsanoğlunun bu kısa zaman içerisindeki teknolojik gelişimi, Einstein'ın da beklentilerini aşmış gibi görünüyor.
NASA/ESA'nın yayınladığı bu fotoğraf elbette kütleçekimsel merceklenmenin en büyüleyici örneklerinden birisi. Ancak bu ilginç fenomenin astronomik keşiflerde de çok önemli bir yeri var.
Örneğin, NASA'nın geçen nisan ayında duyurduğu evrenin en uzak yıldızı keşfi de yine aynı fenomen sayesinde mümkün olmuş ve tam 9 milyar ışık yılı uzaklığında bulunan yıldız, dev galaksi kümelerinin kütleçekimsel mercekleme etkisi yardımıyla keşfedilmişti. "İkarus" ismi verilen bu yıldızdan Hubble'a ulaşan ışınlar, milyarlarca yıl süren yolculukları sırasında merceklenme etkisiyle yaklaşık 2000 kat büyültülmüş ve keşif de bu sayede mümkün hale gelmiş.