Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Tarhan, kaliteli uykunun önemi ve uyku hijyeni hakkında bilgi verdi.
Tarhan, uyku hijyeni denildiğinde uykunun kaliteli, verimli ve koruyucu olması için nasıl uyunacağıyla ilgili bilgilerin akla geldiğini ancak lamba ve elektriğin bulunmasından sonra uyku düzeninin bozulduğunu aktardı.
Uyku hijyeninin sağlanamadığı durumlarda birçok hastalığın ortaya çıktığını vurgulayan Tarhan, şunları kaydetti:
"Erken yaşlanmadan tutun da bağışıklık sisteminin iyi çalışmaması, alerjik hastalıklar, unutkanlık, yorgunluk gibi birçok hastalık görülmeye başlandı. Bağışıklık sisteminin iyi çalışmaması demek, vücuttaki gizli birçok hastalığın erkenden ortaya çıkması demek. Bu nedenle kalitesiz uyku en büyük sağlık sorunudur. Uyku hijyenini bozan en önemli etken gece karanlıkta aydınlığın olması, aydınlığa maruz kalmaktır. Geceleri özellikle mavi ışık uyku jeneratörlerini bastırır. Beyinde uyku başlayamaz. Uyku başlamadığı için beyin gece de çalışır. Uykunun dinlendirici etkisi ortaya çıkmaz."
"Uyku temel bir ihtiyaç"Uykunun temel bir ihtiyaç olduğunu, beyinde yorgunluk maddeleri biriktiği zaman, yatkınlık da varsa şizofreni geliştiğini, alzaymır öncüsü olabilecek bazı belirtiler ortaya çıktığını aktaran Tarhan, uykunun insan sağlığı üzerindeki önemini anlattı.
Prof. Dr. Tarhan, beyinde gündüz serotonin gece de melatonin salgılanan bölgenin aynı olduğunu belirterek, "Gün ışığı melatonin salgılamasını bastırıyor. Eğer kişi ışıkta yatarsa melatonin salınımı baskılandığı için uyku derin olmuyor. Derin uykunun olmaması da uyku mimarisini bozuyor. Uykuya daldıktan sonra en geç 90 dakika içerisinde beynin dinlendiği REM dönemi başlar." açıklamasında bulundu.
Kişi yattıktan sonra 20 dakika içinde uyuyamıyorsa bu durumun hastalık kabul edildiğini ve uzman yardımı alınması gerektiğini vurgulayan Tarhan, şu bilgileri verdi:
"Gece uykuda salgılanan melatonin müthiş bir şekilde bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Gece gezmeler, geç yatıp, kalkmalar uyku periyodunun kaymasına neden oluyor. Melatonin beynin en güçlü antioksidanıdır. B vitamini de melatonin üretiminde önemlidir. Ama en önemlisi karanlık. Telefon ve bilgisayarların yaydığı mavi ışık uykuyu kaçırır ve uyku kalitesini bozar. Sarı ışık minimal düzeyde kısmen zararsızdır. Ancak en ideali tam karanlıkta uyumaktır. Oda sıcaklığı da uyku hijyenini etkiler. Çok sıcak veya çok soğuksa yine uyku kalitesi bozulur."
"Diş gıcırdatma sorunu da uyku kalitesini bozar"Uyku bozukluklarına neden olan ve uykuyu olumsuz etkileyen sorunlara da değinen Tarhan, uykuda solunumun durmasının uyku apnesi olarak adlandırıldığını, bunun iki türünün bulunduğunu, obstrüktif uyku apnesinin burun ve boğazın tıkanmasıyla solunumun durması olarak tanımlandığını, gece solunumun durmasının ise ani kalp krizi ve ölüm sebebi olduğunu anlattı.
Tarhan, tansiyonu yüksek, kilolu, boynu kalın kişilerde uyku apnesinin daha sık görüldüğünü belirterek, "Bir de beyin kaynaklı santral uyku apnesi var. Apne olduğu zaman kandaki oksijen düşüyor. Beyin 'uyan, nefes al' komutunu üretemediği için kalp krizi geçirme veya kalbin durmasıyla sonuçlanabiliyor. Bu tür uyku apnelerinde kişiye bir cihaz takılıyor. Kandaki oksijen düştüğü zaman cihaz otomatik olarak beyne oksijen veriyor." bilgisini verdi.
Prof. Dr. Tarhan, tıkanmaya bağlı uyku sorunları yaşayanların yan yatmasını tavsiye ederek, şu önerilerde bulundu:
"Odanın tam karanlık olması önemli. Akşamları kafein gibi uyarıcılar kullanmamak ve yine geç saatte ağır sporlar yapmamak gerekir. Yatağa girerken zihni boşaltarak yatmak uykuya dalmayı kolaylaştırır. Endişeli düşünceler ve ertesi günle ilgili planlar yapmak uykuyu kaçırır. Yatak odası ve yatak uyumak dışında vakit geçirmek için de kullanılıyorsa beyin 'uykuya geç' komutunu tam veremez. O nedenle sadece uyku için kullanılmalı. Diş gıcırdatma sorunu da uyku kalitesini bozar, önlem almak gerekir. Uyuma ve uyanma saatlerinin aynı olması zamanı geldiğinde beynin uyku komutunu vermesini sağlar."