8 Şubat 2004 sabahı, solunum ve kalp yetmezliği sebebiyle geçirilen kalp krizi nedeniyle aramızdan ayrılan Cem Karaca'nın ölümünün 14. yıldönümü. Müzik ve müzisyenler için duayen olan isimlerden Cem Karaca'nın sıradışı öyküsü sizi de şaşırtacak. Türkiye'nin usta seslerinden ve Anadolu - Rock müziğin ülkemizdeki kurucularından Cem Karaca, vasiyeti üzerine alkış değil tekbirlerle gömülmüştü. Cem Karaca'nın hayatı hakkında hiç bilinmeyenleri sizler için derledik. 23 Nisan 1955'te Taksim'de okuduğu okulda çekilen bu kareden çok daha önce müziğe başlayan Cem Karaca, ilk notaları piyanist komşusundan öğrenmiş. Öğrencilik yıllarında okul korolarında bulunan Cem Karaca, anne ve babasının oyunlarıyla müzik kulağını da pekiştirmişİlk şarkılarını ise İzmir'de aşık olduğu bir kıza söyler. Yatılı okulun rehavetini de üzerinde taşıyan Cem Karaca yıllar sonra kendini, "Muhallebi çocuğunun dik alasıydım. Burnum kanasa dört doktor konsültasyon yapardı! Ve ben, cici çocuk, okulda yatılı okuyordum. Ve de anamdan, babamdan ilk kez ayrılıyordum" sözleriyle anlatır Cem Karaca.
Cem Karaca'nın ilk sahne deneyimi 1962'de Beyoğlu Spor Kulubü'nde. Cem Karaca'nın İlk grubu da Dinamikler. O dönemde Jaguarlar adlı bir grubu var. Cem Karaca Kısa aralıklarla birkaç grup kurmuş ta ki Apaşlara kadar. Cem Karaca Ilk yıllarda hep Rock'n Roll söylediklerini ve papağan gibi taklit işler yaptıklarını anlatırdı. Cem Karaca Elvıs'ın şarkılarını Elvis gibi söylermiş o zamanlar.
Moğollar grubu ile En İyi Erkek Sanatçı seçilen Cem Karaca'nın 12 Eylül darbesi sonrasında sürgün yılları başlar. Darbe sonrasında Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından Melike Demirağ, Selda Bağcan, Şanar Yurdatapan ve Sema Poyraz ile birlikte Cem Karaca da yurda çağrılırlar.
Cem Karaca Almanya döneminde başına gelenleri ve yaşadıklarını uzun uzun düşündüklerini belirterek, "Yaşadıklarımı gözden geçirdiğimde mukadderat dedim sonunda" sözleriyle hayatının nasıl değiştiğini ve artık konserlere çıkmadan evvel neden 'Besmele' çektiği açıklar. 1985'te Cem Karaca, arkadaşı Mehmet Barı aracılığıyla Başbakan Turgut Özal ile görüşerek, ülkeye geri dönme isteğini bildirdi ve Cem Karaca Münih'e gelen Özal ile konuştu. Özal'ın Cem Karaca'ya olumlu yanıt vermesi ile hukuki işlemler başlatıldı. Cem Karaca yıl sonunda vatandaşlıktan çıkarılmasına sebep olan davadan beraat etti. 1987'deCem Karaca hakkında verilen gıyabi tutuklama kararı kaldırıldı. 29 Haziran 1987'de Cem Karaca, Türkiye'ye döndü. Aynı yıl Cem Karaca Merhaba Gençler ve Her Zaman Genç Kalanlar albümün çıkardı. Bu albüm o senenin en çok satan albümlerinden biri oldu. 1988'de bu albümüTöre takip etti. Bu albüm sonrası Cem Karaca, yasaklı olduğu TRT ekranlarına da çıkmaya başladı.Nerde Kalmıştık?albümünden sonra Cem Karaca, bir süre müzikle aktif olarak ilgilenmedi. Sanatçının müziğe geri dönüşü 1997'nin sonunda vizyona giren Ağır Roman ile olur.
Cem Karaca bu sırada rahatsızlanır, son eşi İlkim Karaca, Cem Karaca'nın vasiyetini şöyle anlatıyor: "Ben babamın üzerine kapaklanacağım ama dört yapraklı yoncayı anamın üstüne kapaklanarak sen tamamlarsın"
10 Cem Karaca, 8 Nisan 2004 yılı sabahı kalp yetmezliği sonucu hayatını kaybetmişti. Son sözleri 'Allahuekber' olan ve 59 yaşında hayata veda eden CEM Karaca'nın bir diğer vasiyetini ise Bakırköy'deki hastaneden naaşı çıkarılırken Kurtalan Ekspres'in bateristi Bahadır Akkuzun açıkladı. Cem Karaca devlet töreni ve cenazesinin alkışlanmasını istemiyordu.
Akkuzun, 'Cem Karaca vasiyeti üzerine, babasının gömülü bulunduğu Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilecek. Cem Karaca vasiyetinde devlet töreni istemediğini, alkışlar yerine tekbir sesleriyle son yolculuğuna uğurlanmak istediğini belirtmiş. Biz de Cem Karaca buna göre gerekeni yapacağız' demişti.
CEM KARACA'NIN VASİYETİ YERİNE GETİRİLDİ Cem Karaca'nın cenazesi, ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından omuzlar üzerine alındı. Cem Karaca'nın yakınları, namazın ardından hep bir ağızdan tekbir getirdi. Cem Karaca'nın cenazesi, törenin ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda babası Mehmet İbrahim Karaca'nın üzerine defnedildi.
Cem Karaca'nın eşine son vasiyeti, başucuna ceviz ağacı dikilmesi oldu. Cem Karaca son olarak şunları söyledi, "Ceviz ağacı, ben besteleyip söylemişsem de Nazım'a aittir, ben salkım söğüt ağacı istiyorum. Anamın gözyaşları, yarimin saçları, babamın duaları gibi salkım söğüt ağacı essin başucumda"