Ürdün o toprakları İsrail'den geri almıştı

Ürdünlü uzmanlar, geçen yıl İsrail'den geri alınan verimli Bakura ve Gamr bölgelerinin, salgın nedeniyle ekonomik faydalarının henüz çok hissedilmediğini ancak siyasi açıdan büyük kazanımlar elde edildiğini belirtiyor.

Ürdün'ün Vadi Arabe Barış Antlaşması'nda belirtilen sürenin sonunda El-Bakura ve El-Gamr bölgelerini İsrail'den geri almasının üzerinden bir yıl geçti.

Amman ve Tel Aviv yönetimleri arasında 1994'te imzalanan barış antlaşması uyarınca İsrail'e kiralanan El-Bakura ve El-Gamr arazileri, 25 yıl sonra geçen yıl kasım ayında yeniden Ürdün topraklarına katıldı.

"Ekonomik hazine" olarak nitelendirilen bu iki arazi son derece verimli toprakları barındırıyor.

Yaklaşık 6 bin dönümlük Bakura, Ürdün'ün kuzeyindeki İrbid vilayeti yakınlarında yer alıyor. Ülkenin güneyindeki Akabe vilayeti sınırında, Arabe Vadisi üzerinde yer alan Gamr bölgesi de 4 bin dönümden fazla yüz ölçümüne sahip.

Ürdün yönetiminin, İsrailli çiftçilere arazilerdeki mahsullerini hasat için verdiği sürenin Nisan 2020'de dolmasının ardından bu bölgelerde iyi bir yatırımla kaliteli üretime başlanılması bekleniyordu. Ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının oluşturduğu zorlu ekonomik şartlar nedeniyle iki bölgede de ciddi anlamda çalışmalara başlanamadı.

Ekonomik olarak olumlu etkileri henüz hissedilemese de bu iki bölgenin geri alınmasının siyasi anlamda büyük kazanımları olduğu belirtiliyor.

Toprakların geri alınması Filistinlilerin de yararına

Milletvekili ve eski bakan Muhammed el-Mumini, Kral 2. Abdullah liderliğindeki Ürdün'ün, topraklarının bir karışını bile pazarlık konusu etmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Ürdün Kralı'nın kira akdini yenilemeyerek ve toprakları geri alarak, halkın haklarını alma konusunda kararlı olduğunu gösterdiğini belirten Mumini, "Kral Abdullah, Bakura ve Gamr'da tam egemenlik kararıyla, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan iki devletli çözüm ilkesi konusunda da pazarlık etmeyeceğini vurgulamış oldu." dedi.

Mumini, Bakura ve Gamr arazilerinin, kazanımlarının gelecek yıllarda daha çok belli olacağını, ülke ekonomisine önemli faydalar sağlayacağını kaydetti.

Filistin-İsrail konusunda uzman akademisyen Ahmed Said Nevfel ise Ürdün'ün bu iki arazi konusunda takındığı tavrın "manevi kazanımları" bulunduğunu, atılan bu adımla, vatan topraklarını geri aldıklarını ve kamuoyunun taleplerinin gerçekleştirildiğini söyledi.

Nevfel, "Bu, özellikle bölgedeki şartlar açısından çok önemli. Ürdün'ün topraklarını geri alma konusunda gösterdiği ısrarcı tutum, ülkeye siyasi bir zafer olarak geri döndü. Herhangi bir Arap toprağının geri alınması aynı zamanda Filistin için bir kazanımdır. Çünkü bu onların topraklarını geri alma konusunda gösterdikleri ısrarı destekleyen bir tavırdır." ifadelerini kullandı.

İki bölgedeki bazı arazilerin İsraillilere ait olması gelirleri sınırlandırıyor

Ekonomi uzmanı Mazin Merci ise Ürdün'de yabancı yatırımcılara verilen izinler kapsamında Bakura ve Gamr'daki bazı arazilerin mülkiyetinin İsrailli çiftçilere ait olduğunu söyledi.

Bu arazilerin İsraillilerin ellerinde kalmasının ve kendi amaçlarına göre bu toprakları kullanmalarının, Ürdün'ün Bakura ve Gamr'daki ekonomik gelirlerini sınırlandıracağını ifade eden Merci, "Yine de bu bölgeler konusundaki en önemli şey, siyasi ve egemenlik açısından elde edilen kazanımdır. Onun değeri paha biçilemez." diye konuştu.