Ünlü Rus gazeteciden Erdoğan itirafı: 'Olağanüstü'

Erdoğan'ın hayatına ilişkin belgesel hazırlayan ünlü Rus gazeteci Mihail Gusman, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, o kadar güçlü bir kişilik, güçlü bir lider ki dünyada bütün önemli sorunların çözümü Türkiye olmadan gerçekleşemiyor" ifadelerini kullandı.

Rusya'da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hayatına ilişkin belgesel hazırlayan gazeteci Mihail Gusman, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, o kadar güçlü bir kişilik, güçlü bir lider ki Türkiye'nin çıkarlarını ve Türkiye'nin dünya sahnesindeki rolünü o kadar ileri taşımış ki dünyada bütün önemli sorunların çözümü Türkiye olmadan gerçekleşemiyor." dedi.

Rus gazeteci ve TASS Haber Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Gusman, AA muhabirine, 4 kez röportaj yaptığı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hakkında hazırladığı belgesel ile Türkiye'yle alakalı görüşlerini anlattı.

'Olağanüstü bir lideriniz var'

Gusman: Çünkü olağanüstü bir lideriniz var. Saygıdeğer Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilk görüşmemiz, onun henüz başbakan olduğu dönemde oldu. Onunla konuşmak benim için çok ilginçti ve onun ne kadar güçlü bir lider olduğu, ne kadar potansiyele sahip olduğu, geleceğe ne kadar odaklandığı açıktı. Cumhurbaşkanı olmasına şaşırmadım. Bana birkaç kez röportaj yapma onurunu verdiği için Cumhurbaşkanı'na çok minnettarım. Bu, bir kez değil, iki kez değil..

Her şeyden önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan, o kadar güçlü bir kişilik, güçlü bir lider ki Türkiye'nin çıkarlarını ve Türkiye'nin dünya sahnesindeki rolünü o kadar ileri taşımış ki dünyada bütün önemli sorunların çözümü Türkiye olmadan gerçekleşemiyor. Bunda hiç şüphesiz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın payı büyük.

Dolayısıyla Türkiye'nin gelişiminin her yeni aşamasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünya sahnesinde giderek daha fazla oynadığı rolün yeni bir aşamasında, kendisinin bunu anlatmasını istedim. Olumlu yanıt aldığım için minnettar olduğumu bir kez daha belirtmek isterim.

‘Türk halkının Erdoğan'ı var’

Gusman: Bahsettiğim bu iki özelliğe, enerji ve karizmaya herkes sahip değildir ancak farklı ülkelerin farklı siyasi gelenekleri, farklı siyasi kültürleri, halkları arasında farklı duyguları vardır. Mesela İskandinav ülkelerinde insanlar daha sakin, farklı tipte lidere ihtiyaç duyarlar, belki o kadar da enerjik değiller. Sadece farklı yaklaşımları var ama Türk halkının Erdoğan'ı var.

Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, siyasi meseleleri çözerken Türk halkı için son derece doğal olan üstün liderlik vasıflarına güvendiğini söylüyorum. Bu yüzden Türkiye'de bu kadar popüler ve bu bakımdan dünyada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kıyaslanabilecek çok az insan var.

Rusya ile Türkiye arasında son derece güvenilir bir ilişki var

Gusman: Biliyorsunuz bugün, dünyadaki tüm jeopolitik zorluklara, tüm sorunlara, tüm askeri çatışmalara rağmen ülkelerimiz arasındaki ilişkiler belki de en üst düzeydedir. Bunu ekonomide de görüyoruz, çok sayıda ortak projede de görüyoruz ama en önemlisi, iki ülke arasındaki ilişkiler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki son derece güvenilir ilişkilere dayanıyor çünkü Rusya ve Türkiye gibi ülkelerde kişisel temas, kişisel kimya çok önemli. Bu kişisel kimya, karşılıklı güven, ülkelerimiz arasındaki ilişkiler için çok güvenilir ve güçlü bir temel.

Rusya Devlet Başkanı Putin'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında nasıl konuştuğunu defalarca duydum. Kendisi şunu söylüyor: 'Evet, kendisi (Erdoğan) basit bir müzakereci değil ve bazen onunla müzakere etmek zor oluyor ama aynı zamanda her zaman sonuca ulaşıyoruz ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sözünü söylediyse sözünü tutar.' Bu, siyasette çok şey ifade ediyor.

Bütün ülkeler arasında ilişkilerde iyileşme ve bozulma dönemleri oluyor hatta ailelerde, yakın akrabalarda da oluyor, bu önlenemez çünkü iki büyük ülkenin kendi çıkarları, kendi sorunları, kendi zorlukları var, bazen bu çıkarlar kesişir. Önemli olan bunlara takılıp kalmamak, "her şey felaket olacak" diye düşünmemek, çözüm aramaktır.

Bazen gerçekten hoş olmayan anlar oluyor ve bunlar oldu, yakın zamanda oldu ve olacak ama asıl önemli olan bir çözüm bulmak ve bu zorlukları aşma fırsatı bulduk. Önemli olan bu.

‘Her lider Erdoğan'ın oynamayı başardığı rolü dünya sahnesinde oynayamaz’

Gusman: Türkiye'de seçimlerin yapıldığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünyada giderek daha önemli bir siyasi oyuncu haline geldiği, çeşitli konularda en önemli iletişimci olduğu bu aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birkaç kez konuşma şerefine eriştim.

Sahip olduğum bilgiler, yaptığım röportajlar, analizlerim ve Türkiye Cumhurbaşkanı'nın modern dünyadaki yeri üzerinden baktığımda Erdoğan’ı anlatmak önemli göründü.

Bu, sadece bir çeşit yıl dönümü filmi değil bana öyle geldi ki biz her halükarda bunun analitik bir film olmasını istedik, böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan örneğini kullanarak bir liderin rolünü modern dünyaya gösterdik.

Türkiye, büyük bir ülke ve dünyada tanınıyor. Dünyada böyle büyük ve bilinen ülkeler de var ama her lider Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oynamayı başardığı rolü dünya sahnesinde oynayamaz. Nüfusu iki üç kat daha fazla olan ülkeler bile var.

Bu, bir yandan ülkesinin çıkarlarını gözetmeye çalışan, diğer yandan dünyada daha fazla istikrarın olmasını, böylece dünyanın barış içinde var olmasını ve yaşamasını sağlamak için müzakereci, iletişimci, barışçı biri olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rolüdür.

Uğraşmak zorunda olmadığı birtakım meselelerle uğraşıyor, sadece Türkiye’nin meseleleriyle uğraşabilir ama o meseleleri halletmesi onun için önemli, dünyanın istikrara ihtiyacının olduğunu anlıyor çünkü dünya istikrarı Türkiye'ye de yardım ediyor. Eğer Türkiye dünya istikrarına katkıda bulunursa bu, Türkiye'nin dünya sahnesindeki rolünü daha da artırır.

‘Azerbaycan benim vatanımdır’

Gusman: Bakü'de doğdum, vatanım Azerbaycan'dır. Saklamayacağım, zaten 70 yaşını geçtim, hayatımın yarısını Azerbaycan'da, Bakü'de, Sovyet döneminde yaşadım. Bakü, benim en sevdiğim şehir. Azerbaycan, benim vatanımdır, ben bu vatandan asla vazgeçemedim ve vazgeçmedim.

Sovyetler Birliği döneminde bir zamanlar aynı ülkede yaşadık. Bugün Azerbaycan, sık sık ziyaret etmeye çalıştığım bağımsız ve mükemmel bir ülke çünkü orada ailemin mezarı var. Onlara saygı göstermek için en azından yılda birkaç defa mezara gitmeliyim.

Azerbaycan Yabancı Diller Enstitüsünde okudum, orada gençlik örgütlerinde çalıştım, sonra Moskova'da çalıştım. Basın ve Enformasyon Dairesi Başkanı olduğum Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) Gençlik Örgütleri Komitesi gibi harika bir örgüt vardı. Dünyanın her yerindeki gençlik gazeteleri ve dergileriyle ilişkilerde çalıştım ama sonra Sovyetler Birliği çöktü ve 1998'de TASS'ta çalışmaya davet ettiler.

Zaten 1999'da genel müdür yardımcısı oldum, ekim ayında TASS'ın birinci genel müdür yardımcısı olmamın üzerinden 24 yıl geçecek yani ben TASS'ın eskilerindenim.