Fransız yazar Patrice Franceschi Fransa'nın önde gelen dergilerinden biri olan ve Türkiye düşmanlığı ile bilinen Le Point'e röportaj verdi.
Batı her anlamda küçülüyorLe Point'in yazdığına göre, yazar Batı ülkelerin gittikçe coğrafi, entelektüel, zihinsel, ahlaki ve psikolojik anlamda küçüldüğünü öne sürüyor. Franceschi, "Batı post-kahramanlık dönemine girdi. Sürekli riskten kaçınmaya çalışıyor ve bunun sonucunda küçülüyor, kendine çekiliyor. Bunu modern edebiyatta bile görebiliriz, günümüzde herkes travmasından, ailesinden bahsediyor hep bir acındırma çabası var. Eskiden öyle miydi? Joseph Kessel , André Malraux , Antoine de Saint-Exupéry gibi yazarlar başkalarının derdine derman arardı, insanların sorunlarını dile getirirdi. Nefes ve genişlik vardı. Bugün bu eksik" dedi.
'Liderlerimiz harekete geçmeden önce riskleri düşünür'Yazar, kitaplarda anlatılan cesaretin eskide kaldığını, 'emeklilerini düşünen' ve ülke sorunları ile ilgilenen gençlerimiz çok az kaldı diyerek Avrupa'nın genel nüfusunun çok yaşlı olduğunu ve genç nüfusun göçmenler sayesinde oluştuğunu öne sürüyor. "Ülkelerimiz sürekli korku ile adım atıyor, psikolojik, aile ve sosyal çevre ve yaşamımız enerjimize uygun olmayan bir yönde değişti. Bu durum uluslararası politikamızda bile ağırlığını koyuyor. Dağlık Karabağ örneğini ele alalım liderlerimiz harekete geçmeden önce bile riskleri düşündüler ve kendilerini felce uğratan bir şaşkınlığa düştüler" dedi.
'Erdoğan'ın karşısına çıkan herkes bedelini ödedi'Ünlü yazar, "Dünyanın dört bir yanındaki müttefiklerimiz, Batı'nın ve demokrasilerinin yanında olmanın kendilerini hiçbir tehditten korumadığını bir kez daha görüyor. Türkiye ve Azerbaycan Batı'nın kendilerine rakip olmadığını, bizim 'sindirimi kolay balıklar' olduğumuzu söylüyorlar. İşte, Osmanlı İmparatorluğu'nu yeniden kurmaya çalışan Erdoğan'ın düşündüğü şey tam da bu. Son yıllarda ona karşı çıkan herkes bunun bedelini çok ağır ödedi". sözleri ile dünyadaki Avrupa'nın nasıl gözüktüğünü anlattı.
Batı'yı korkaklar yönetiyorTürkiye ve Orta Doğu'da büyük tehlike teşkil eden PKK/YPG ve DEAŞ gibi terör organizasyonları sözde 'kahraman yiğitler' olarak adlandıran yazar onların çatışmalarını, Ukrayna'nın direnişini ve İranlı kadınların mücadelesi cesaretin kaybolmadığını kanıtladığını varsayıyor.
Yazar "Açıkça görülüyor ki, korkmuş insanların önderlik ettiği, korkmuş insanlardan oluşan bir Batı dışında neredeyse her yerde umut ışıkları var. Burada yine kendimi yargılamakla değil gerçekleri gözlemlemekle sınırlıyorum. Tekrar Ukraynalı, İranlı olmak elimizde… Bir zamanlar model olduğumuz bu insanlar, bugün yeniden kendimiz olmak ve “furia francese”yi [Fransız öfkesi, deyimiyle] yeniden keşfetmek için kendi modelimiz oluyorlar" ifadesini kullandı.