ABD destekli işgalci İsrail rejiminin Gazze yürüttüğü soykırımda şimdiye kadar 5 bini aşkın çocuk, 2 binden fazla kadın olmak üzere 14 binden fazla insan katledildi. Bununla birlikte çeyrek milyondan fa bir milyondan fazla insanın yerinden edildiği Gazze'de hayat durma noktasında. En temel yaşam malzemelerinin dahi girişine izin verilmediği bölgede yaşayan Müslümanlar temel yaşam haklarından dahi mahrum bırakılıyor.
Yaşanan trajedinin son bulması adına harekete geçen uluslararası kuruluşlar, İstanbul'da düzenledikleri toplantı ile "Mavi Marmara" gibi insani yardım malzemesi taşıyan yeni bir özgürlük filosunu harekete geçirmek için hazırlıklarını sürdürüyor.
Bahçelievler'de bulunan bir otelde düzenlenen toplantıya, dünyanın birçok ülkesinden resmi temsilciler, STK temsilcileri, hukukçular, ilmi heyet temsilcilerinin yanı sıra HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Aslan ve İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Suat yaşasın da katılım sağladı.
Arap dünyası başta olmak üzere birçok ülkeden STK ve resmi kurumlar, organizeli bir şekilde çalışma yürüterek Gazze'ye insani yardımların ulaşmasını hedefliyor.
Yakın zamanda detaylarının açıklaması beklenen filo ile ilgili toplantıya katılan farklı ülkelerden kurum temsilcileri, toplantıda yaptıkları konuşmalarda filoya destek vermek amacıyla yaptıkları çalışmalara değindi.
'Net bir tavır ortaya koymazsak yarın Şam'ın Diyarbakır'ın İstanbul'un çocukları da bu bombaların hedefi haline gelecektir'Programda bir konuşma yapan Mavi Marmara Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür, "Gazze'nin açık hava hapishanesi olarak adlandırıldığını ancak hapishanelerde bile uluslararası hukuka göre insani yaşam için gerekli malzemelerin verildiğini belirten Songür, "Şu anda Gazze'nin içerisinde bulunduğu durum açık hava hapishanesi değil bir soykırım kampıdır. Özellikle 2010 yılında yaşanan Mavi Marmara hadisesi ile beraber çok net bir şekilde şunu öğrendik. İsrail, Gazze'yi kuşatma altına alarak sadece Filistinlilerin değil tüm insanlığın huzurunu kaçırmaktadır. 2010 yılında işgal rejiminin Mavi Marmara'ya yaptığı saldırı sonrasında 10 kardeşimiz şehit oldu. Uluslararası Ceza Mahkemelerinde, Türkiye Mahkemelerinde, İspanya'da, Avrupa'da, İngiltere'de ve birçok noktada bir hukuk savaşı verdik. Üzülerek söylüyorum, israil aynı zamanda hukuk sistemlerince de korunduğuna şahit olduk. 7 Ekim sonrasında başlayan saldırılarda eğer net bir tavır sergilemezsek yarın Şam'ın, Diyarbakır'ın İstanbul'un çocukları da bu bombaların hedefi haline gelecektir." dedi.
'Refah Sınır Kapısı'nda bekleyen yardımlar 25 gün sonra Gazze'ye girebiliyor'İşgal rejimin herhangi bir uluslararası hukuku, Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatının kararlarını dinlemeden katliamlarına devam ettiğini vurgulayan Songür, "Üyesi olarak burada bulunduğumuz Uluslararası Özgürlük Filosu Koalisyonu ve aynı zamanda Gazze'yi Kurtarma Kampanyası ile yeni bir filo fikrini açıklamak için buradayız. Dünyanın farklı noktalarından, özellikle filo fikrine katılmak isteyen birçok STK burada. Gazzeli makamlar ile iletişime geçtiğimizde savaşacak adama ve silaha ihtiyaçlarının olmadığını ancak insani yardım ihtiyaçlarının olduğunu söylüyorlar. Bu insan olan her bireyin en doğal hakkıdır. Özellikle Gazze'nin dünyaya açılan tek kapısı olan Refah Kapısı'nda tonlarca malzemenin beklediğini -görüyoruz. Bu malzemeler de israil kontrolünde Gazze'ye götürülüyor. Gazze sınırına 7-8 kilometre uzakta stoklanan bu malzemelerin Gazze'ye geçişi neredeyse 25 günü buluyor." diye konuştu.