Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), işleyişi, yargılamaları ve önemli davaların yanı sıra Ukrayna soruşturmasıyla tartışmaların ekseninde kalmayı sürdürüyor.
UCM Sözcüsü Fadi Al Abdallah, kuruluşundan bu yana mahkemenin 21 yıllık faaliyetlerini, yargılamalarını ve yöneltilen eleştirileri AA muhabirine değerlendirdi.
Mahkemenin kurucu anlaşması olan Roma Statüsü'nün 21. yılı olması sebebiyle bugünün önemli olduğunu belirten Al Abdallah, "Bugün 123 ülke UCM'ye taraf. Dünyadaki ülkelerin üçte ikisinin mahkemeye verdiği bu desteğin önemi vurgulanmalı." dedi.
Al Abdallah, UCM'nin bugüne kadar toplam 17 soruşturma başlattığını ve 50'den fazla şüphelinin yargılamasına başlandığı veya hakkında yakalama kararı çıkarıldığını dile getirerek, "10 binden fazla mağdur yargılama sürecine müdahil olurken, 125 binden fazla kişi de mağdurlar için Roma Statüsü gereği kurulan fondan faydalandı." diye konuştu.
- Mahkeme "tamamlayıcı" yargılama yapıyor
Al Abdallah, uluslararası toplumun UCM'den beklentilerin yüksek olmasına karşın istenen etkiyi oluşturmamasına ilişkin soruyu, "Mahkeme kural olarak sadece tamamlayıcı yargı yetkisine sahip. Yani bir su işlendiğinde asıl yargı yetkisi o suçun işlendiği ülkenin kendi mahkemelerindedir. Eğer yerel mahkemeler yargılama yapmak için aciz veya isteksiz ise o zaman UCM devreye girer." şeklinde yanıtladı.
Uluslararası suçların işlenmesinin önlenmesinde UCM'nin etkisini ölçmenin çok zor olduğunu anlatan Al Abdallah, "Dünyanın hiçbir yargı sisteminde yüzde yüz caydırıcılık yoktur. Mahkemelerin varlığına rağmen her ülkede birtakım suçlar işlenmeye devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Al Abdallah, UCM'nin caydırıcı etkisine örnek olarak Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki iç savaşta çocuk asker kullanan Kongo Vatanseverler Birliği liderlerinden Thomas Lubanga'nın yargılanması sebebiyle, diğer silahlı örgüt liderlerinin de benzer yargılamalarla karşılaşmamak için bünyelerindeki çocuk askerleri saldığına dikkati çekti.
- "Mahkeme için tüm davalar ciddi ve önemli"
Al Abdallah, "Mahkeme prensip olarak en önemli ve üst düzey sorumlulara yönelik yargılama yapıyor. Bu sebeple tüm davalar ciddi ve önemli." dedi.
Al Abdallah, son olarak Ukraynalı çocukların Rusya'ya kaçırılması suçundan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında yakalama kararı çıkarılmasında görülen UCM'nin görevdeki devlet başkanlarını yargılamasına ilişkin soruya "Mahkeme görevdeki devlet başkanlarına karşı yargılama yapabiliyor ve yakalama kararı çıkarabiliyor. Devlet başkanlarının UCM nezdinde yargı bağışıklığı ve dokunulmazlığı yok. Bu Roma Statüsü'nde açıkça yazıyor ve bu tüm devlet başkanları için geçerli." şeklinde yanıt verdi.
Söz konusu yakalama kararlarını uygulamak için UCM'nin herhangi bir kolluk kuvveti olmadığına değinen Al Abdallah, "Bu kararların uygulanması UCM'ye taraf ülkelerin işbirliğine bağlı. Bu kararlar taraf ülkelerin, UCM'yle işbirliğinde bulunma yükümlülüğü kapsamında onların kollukları tarafından uygulanmalı." diye konuştu.
- Mahkemeden beklentilerin karşılanmaması
Al Abdallah, kısıtlı yargı yetkisine rağmen uluslararası toplumun UCM'den beklentilerinin yüksek olmasına ilişkin, "Mahkemenin yargı yetkisine ilişkin kurallar belli. Mahkemenin sadece yargı yetkisi kurabildiği yerlerdeki olaylar ile ilgili soruşturma ve kovuşturma yapabiliyor." ifadelerini kullandı.
Mahkemeden beklentilerin yüksek olmasının anlaşılır bir durum olduğundan ve insanların ümitlerini ve adalet ihtiyaçlarını anladıklarının altını çizen Al Abdallah, ancam bazı olaylar ve suçların UCM'nin yargı yetkisini kullanma gücünün dışında olduğunu vurguladı.
Al Abdallah, UCM'nin uluslararası mahkemeler ağının sadece bir parçası olduğunu vurgulayarak, "Dünyada daha fazla adalete ulaşmak sadece UCM eliyle değil, uluslararası toplumun küresel adalet arayışıyla mümkün." diye konuştu.
UCM'nin savaş suçu işlediği gerekçesiyle Putin hakkında 17 Mart 2023'te yakalama kararı çıkartmasına karşın, Güney Afrika Cumhuriyeti, ağustosta ev sahipliği yapacağı BRICS Zirvesi öncesi söz konusu karardan kaçınmanın hukuki çarelerini arıyor.