Çare gönüllülerimizle Afrika’dayız. Dernek Başkanımız bir omuzunda gayret belinde ümmetin dertlerini sırtlanmış Afrika’yı adım adım gezen Mehmet Südlü Ağabey, Tavşanlı’dan Afrika’da ki ismiyle Rıza Baba (Rıza Onuk), bir samimiyet ve şevk insanı Fatih abimiz, cevval, kahraman, muhlis Recep Bilge kardeşlerimizle birlikte Avustralya’dan Kerem abinin de katıldığı bir program yaptık.
Yetimhanelerimizi, senelerden beri açılmış olan eski yeni su kuyularımızı (Elhamdulillah Çare Derneği şimdi her sene yüzlerce su kuyusu açıyor, açılan su kuyuları sürekli ziyaret ediliyor, ve ora halkıyla münasebetler ilerletilerek temsil ve tebliğ makamında Kur’an ve Nur risaleleri ile İslami eserler dağıtılıyor, Ramazan ve Kurban faaliyetleriyle de bu bağlar kuvvetleniyor, pekiştiriliyor)
İslam Uganda’ya Kuzey Afrika’dan ve 19. Yüzyıldaki Doğu Afrika sahil ticaret yollarından ulaşmış. 19. yy.’da 1. Kabaka Mutesa’nın hidayeti ile İslam kabileler arasında yayılmaya başlıyor. Osmanlı coğrafyasında Türklerin bilhassa Mısır’dan Müslümanların tesiriyle İslam 1840’larda Buganda yolu ile Uganda’da yayılmaya devam ediyor. Ahmad Bin İbrahim ticaret vesilesiyle geldiği Uganda’da İslam’a büyük hizmetler ediyor ve 1844 tarihinde kabile şeflerine İslamiyet’i tebliğ ediyor. Bu kabile şeflerinden birisi Şeyh İsmail Abubakar (Bekir) vasıtasıyla İslamiyet’e giren Hirai Tereko kabilesi şefi Fadamulah oluyor. Kendisi Sudan’da bir Osmanlı Paşası İsmail Paşa tarafından İstanbul’a da götürülüyor. Türkiye’den dönen Fadamulah kendi bölgesinde, Aruwa’da yüksekçe bir dağın tepesine yapabildiği kadarıyla Uganda’nın ilk camisini inşa ediyor.Bir asır sonra Müslüman bir asker Uganda yönetimini darbe ile ele geçirir. Birleşmiş Milletlere toplantıya giden Devlet Başkanının yokluğunu da kullanan Idi Amin darbe yapar. 1971’de ki bu darbe zahiren Müslümanların zaferi gibi görünse de hakikat hiçte öyle olmaz. 1972’de Idi Amin Asyalıların ülkeyi terk etmesini emredince Müslüman nüfusta ciddi bir erime olur.Zorbalıkla ve zulümle idareyi elde tutma aymazlığı ise müslüman toplulukların idareden mümkün mertebe uzak durmalarını netice verir. 1979’da başarısız Amin rejimi son bulur, ve bu tarihten itibaren ülkede Müslümanlara bilhassa rejimi desteklemeyi sürdüren Kalwa ve Nubyan kabilelerine karşı nefret ve saldırılar başlar. Yusuf Lule 1979-1980 arası kısa bir süre Devlet Başkanlığı yapar ki o da Müslümandır, başarısız bir siyasetçi olsa da ülkede Müslümanların yıpranan imajını düzeltmede gayretleri olur.. 1989’da Devlet Başkanı Yoweri Museveni Uganda İslam Toplumuna ülkenin ancak birlik ve beraberlikle yeniden inşa edilebileceğini ilan ile bir Müslüman açılımı başlatır ve Uganda’nın geri kalanına Müslümanlar aleyhinde ayrımcılık yapılmaması ikazında bulunur. Ayrıca dini yahut kabilevi siyasi oluşumları da ülkede yasaklar. Bu siyasi olarak ülkede Müslümanların etkisini neredeyse sıfırlar.Bununla birlikte Elgon Dağı eteklerinde Mbale’de inşa edilen Uganda İslam Üniversitesi ülke Müslümanlarına akademik destek sunmaya devam etmekte.
Son nüfus sayımlarında Müslüman nüfusun %12-13 olduğu tespit edilmiş olsa da Müslümanların Uganda nüfusunun %30’unu oluşturduğu tahmin edilmekte. Ülkede ki müslüman nüfusun bu şekilde resmi kayıtlara az geçirilmesi Batıdan bilhassa Vatikan’dan ve Amerika Evanjelist grupların yardımlarının kesilmemesi için olduğu söylentiler arasında.
Resimde beraber olduğum Uganda Çare Derneği Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Adnan Hamis Aloro Aruwa’da Uganda’nın ilk mescidini inşa eden Fadamula’nın torunu. Babası yüz yaşında vefat eden Adnan bey iyi bir entelektüel. Uganda’da Çare Derneği 2011’de ilk kurban faaliyetini gerçekleştirdikten sonra ülke Müslümanlarıyla yoğun bir ilişki kurar. Hedefini İttihad-ı İslam, davasını ümmet bilinci ve uhuvvet köprüleriyle gönül coğrafyamızda birlik ve beraberliğe hizmet bilen Çare Gönüllüleri ülkede 2012’de Nevşehirli arkadaşlarımızın da gayretiyle ilk Nur Medresesini ve bir sonraki sene ise Çare Yetimhane ve Kisubu Eğitim Kurumunu kurar. Artan ihtiyaç ve sürekli talepler hizmetlerin onuncu yılına giren Çare Derneği Gönüllülerini Uganda’da 8 dönüm arsa üzerinde Yetimhane, Cami, Okul, Şadırvan, Misafirhaneden müteşekkil bir kampüs inşasına sevk etmiş.
İnşaatların kabasının bitmek üzere olduğu bu muhteşem kompleks inşallah hem Türkiye’mizin medar-ı iftiharı hem Afrika’da İslam’ın gözbebeği olacak ve burada yetişen kahraman çocuklarımız Afrika’nın makus talihinde bir dönüşüme ve külli bir inkılaba vesile olacaklar ümidindeyiz.