Neslihan Önder /İstanbul
İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım ve Avukat Gülden Sönmez vakıf merkezinde gerçekleştirilen basın toplantısında İHH'nın Kürt Meselesi ve Çözüm Süreci başlığı altında hazırladığı bildiri ve çalışma raporunu, kamuoyuyla paylaştı. "İHH İnsani Yardım Vakfı olarak kurulduğumuz günden bu yana Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yardım faaliyetlerimizin yanı sıra Kürt meselesinin çözümü için de çaba sarfettik" diyen Bülent Yıldırım, yapmış oldukları yardım faaliyetleri ve elde ettikleri saha çalışmaları neticesinde 2008 yılında bu raporu hazırladıklarını ifade etti. Bu meselenin sadece Kürt meselesi olmadığının altını çizen Yıldırım "Bu mesele Orta Doğu'yu ilgilendiriyor, Mescid-i Aksa'yı ilgilendiriyor, Suriye'yi ilgilendiriyor" dedi. "Kürt meselesi bölgenin en önemli projesidir ve bu mesele artık devleti de aşmıştır, PKK'yı da aşmıştır" diyen Yıldırım, halkın artık barışın tadına vardığını, sadece PKK ile yapılan barış görüşmelerine halkın dahil edilmemesinin bir haksızlık olduğunu belirtti.
Başkanlık sistemi konuşulmalı
Halkın kalıcı barış için süreçten asla taviz vermek istemediğini ve süreçte söz sahibi olmak istediğini söyleyen Yıldırım, süreci esareti altına almak isteyenlere halkın karşı çıktığını "herhangi bir şeyde 'bak süreci durdururum', 'bak bu konuda görüşmelerden çekilirim' diyecek bütün söylemleri reddettiklerini söyledi. Meselenin adalet ve hukuk çerçevesinde ilerlemesi gerektiğinin altını çizen Yıldırım "Eğer sürece katkı sağlayacaksa Başkanlık Sistemi ve diğer hususlar konuşulmalıdır" dedi. Yıldırım sürece diğer partilerin de dahil edilmesi gerektiğini, etnik ve ırkçı siyasetten uzak durulması gerektiğinin altını çizdi.
Çözüme öneriler
Raporda Çözüm Süreci'nin sağlıklı ilerleyebilmesi için bir takım önerilerde bulunulmuş. Önerilen maddelerden bir kaçı şu şekilde; bölgedeki halk karşılıklı görüşmelerde taraf olarak kabul edilmeli ve istekleri yerine getirilmeli, kısıtlanan-gasp edilen hakları geri verilmeli, bu hakları verirken PKK'ya silah bırakma koşulu konmamalı, görüşmeler şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmeli, STK'lar, bölgedeki üniversiteler, akademisyenler, kanaat önderleri ve yine bölgedeki hocalar sürece dahil edilerek halk bilinçlendirilmelidir.