400 sayfalık roman, müfettiş Poirot adına birilerine gönderilen mektuplarla başlıyor. Müfettiş Poirot, Barnabas Pandy isimli birinin ölümünden birilerini sorumlu tutmaktadır. 4 ayrı kişiye katil olduklarına dair mektuplar gelir. İyi güzel de bu mektuplardan Müfettiş Poirot’un hiç haberi yoktur.
Sophie Hannah, esasında son derece sürükleyici olması gereken bu hikayeyi o kadar durağan hale neden getirdi acaba? Herhalde buna da sanat deniyor!.. Yani bir romanı daha hacimli göstermek için ille de alakalı alakasız olaylar eklemek şart mıdır! Cevabı polisiye roman tutkunlarına bırakıyorum.