TZOB Genel Başkanın'dan Dünya Gıda Günü mesajı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin kişi başına düşen yıllık 1322 metreküp suyla, su stresi yaşayan ülkeler arasında yer aldığına dikkati çekerek, "Sınırlı su kaynaklarının tüm sektörlerde çevreyle uyumlu şekilde etkin kullanılması gerekiyor." ifadesini kullandı.

Bayraktar, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, söz konusu günün bu yıl "Su Hayattır, Su Gıda Demektir" temasıyla kutlandığını bildirdi.

Susuz bir gıda üretiminin düşünülemeyeceğini aktaran Bayraktar, insan gıdasını ve hayvan besinini sağlayacak bitkisel üretim için suyun önemine işaret etti.

Bayraktar, hızlı nüfus artışı, kentleşme, ekonomik kalkınma ve iklim değişikliği gibi faktörlerin, dünyanın su kaynaklarını baskı altına aldığını ifade etti.

Dünyada 2,4 milyar insanın su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşadığını bildiren Bayraktar, "Ülkemizde kişi başına düşen yıllık su miktarı 2000 yılında 1652 metreküp iken, 2022 yılında ise 1322 metreküpe düştü. Mevcut durumda ülkemiz yıllık kişi başına düşen 1322 metreküp suyla, su stresi yaşayan ülkeler arasında yer alıyor ve hızla su fakiri ülke konumuna ilerlediğimiz görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bayraktar, dünyada 171 milyon hektar sulanan tarım arazisi bulunduğuna, tatlı suyun yüzde 71,64'ünün tarım, yüzde 15,08'inin sanayi ve yüzde 13,28'inin içme suyu olarak kullanıldığına dikkati çekerek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Ülkemizde 112 milyar metreküp olan su potansiyelimizin 57 milyar metreküpünü kullanıyoruz. Bu miktarın yüzde 77'si yani 44 milyar metreküpü, tarımsal sulamada, geri kalan 13 milyar metreküpü ise içme, kullanma ve sanayi suyu olarak değerlendiriliyor. Tarımda kullanılan suyun diğer sektörlere göre yüksek olması, sadece ülkemize özgü bir husus değildir. Birçok ülkede benzer durumlar söz konusudur. Tarıma yönelik küresel su talebinin 2050 yılına kadar yüzde 35 artması bekleniyor. Sınırlı su kaynaklarının tüm sektörlerde çevreyle uyumlu şekilde etkin kullanılması gerekiyor."

Türkiye'de ekonomik olarak sulanabilir alanın 8,5 milyon hektar olduğunu ve 6,96 milyon hektar alanın sulamaya açıldığını aktaran Bayraktar, "Sulamaya açılan alanda artış olmakla birlikte 1,54 milyon hektar alanda sulama altyapısı tamamlanmadı. Ekonomik nedenler, su kaynağı ve tesis yetersizliği, topoğrafya yetersizliği, arazinin parçalı olması gibi nedenlerden dolayı tarım alanları yeterince sulanamıyor. Ancak sulama alt yapısı tamamlanmamış tarım arazilerinin suya kavuşturulması, gıda güvenliğimiz için oldukça önemlidir." ifadesini kullandı.

Gelecek dönemin tarım sektörü ve gıda fiyatları açısından önemini koruyacağını vurgulayan Bayraktar, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Gerekli tedbirleri acilen alarak riskleri ülke olarak yönetmek zorundayız. Bunu başaramazsak, üreticimiz de tüketicimiz de bu zor günleri aşamayacaktır. Ürün maliyetlerindeki artışlar gıda fiyatlarını yükseltiyor. Girdiler pahalı olduğu süreçte gıda fiyatlarındaki artışı durduramayız. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda fiyatlarının istikrara kavuşması, üreticinin üretim maliyetinin üzerinde gelir kazanmasıyla olur. Biz bunu sağlamalıyız."