Türkmenistan'da akademisyenler ülkenin uluslararası girişimlerini değerlendirdi

Türkmenistan'da akademisyenler, ülkenin ulaşım ve Aral Denizi havzasının oluşturulmasına ilişkin uluslararası girişimleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Türkmenistan Devlet, Hukuk ve Demokrasi Enstitüsü Müdürü ve Hukuk İlimleri Doktoru Yağmur Nuriyev, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 16 Mayıs'ta yapılan 77. oturumunun 70. toplantısında, Türkmenistan'ın girişimleriyle, 26 Kasım'ın "Dünya Sürdürülebilir Ulaşım Günü" olarak ilan edilmesi bağlamda ülkenin ulaşım alanında önemli bir girişime imza attığını kaydederek, çevre dostu ulaşımın geliştirilmesi, sosyal olarak kapsayıcı ulaşım altyapısının oluşturulmasının önemine dikkati çekti.

Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ın ulaşım alanında birçok önemli toplantılara ev sahipliği yaptığını dile getiren Nuriyev, "Eylül 2014'te Aşkabat'ta 'Uluslararası İşbirliği ve Sürdürülebilir Kalkınmanın Sağlanmasında Transit ve Ulaşım Koridorlarının Rolü' konulu uluslararası konferansın düzenlenmesi Türkmenistan'ın ulaşım alanındaki söz konusu girişiminin altyapısını oluşturdu." ifadesini kullandı.

Nuriyev, Türkmenistan'da, Devlet Başkanı'nın kararıyla "2022-2025 yılları için ulaştırma diplomasisinin geliştirilmesi" programının onaylandığını söyleyerek, söz konusu programın ülkede ulaştırma sistemlerinin potansiyelini daha da güçlendirme ve uluslararası işbirliğini geliştirme hedeflerini tanımlamakta olduğunu aktardı.

Ülkede 2 Mayıs 2018'de Türkmenbaşı şehrindeki Uluslararası Deniz Limanı'nın hayata geçirildiğini hatırlatan Nuriyev, "Doğu-Batı ve Kuzey-Güney güzergahı boyunca ulaşım ve transit projeleri uygulayan Türkmenistan, Afganistan-Türkmenistan-Azerbaycan-Gürcistan (Lapis Lazuli Koridoru), Özbekistan-Türkmenistan-İran-Umman-Katar ve Avrupa-Kafkasya-Asya Taşımacılık Koridoru gibi ulus ötesi ulaşım koridorlarının oluşturulmasına aktif olarak katılmaktadır." dedi.

Nuriyev, genel olarak, şu anda Türkmenistan'da, her türlü taşımacılığın gelişmesi, malzeme ve teknik temellerinin güçlendirilmesiyle ulusal taşımacılık mevzuatının da genel kabul görmüş uluslararası standartlara uygun olarak iyileştirilmekte olduğunu ifade ederek, “Türkmenistan, uluslararası taşımacılık hukukunun gelişimine değerli bir katkı yapmaktadır. Sürdürülebilir ve güvenli ulaşım, sosyoekonomik mekanizmanın organik bir bağlantısını sağlar." şeklinde konuştu.

Türkmenistan Dışişleri Bakanlığına bağlı Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Araştırma Merkezi Müdürü Şiri Şiriyev de 15-19 Mayıs tarihlerinde Tayland'ın başkenti Bangkok'ta düzenlenen BM Asya-Pasifik Bölgesi Ekonomik ve Sosyal Komisyonu'nun (ESCAP) 79. oturumunda Türkmenistan'ın girişimleri ile Aral Denizi havzasının oluşturulmasına ilişkin özel programın oybirliğiyle kabul edilmesini, ESCAP çerçevesinde Türkmenistan tarafından başlatılan ilk karar olarak değerlendirdi.

Şiriyev, Orta Asya'da sosyoekonomik sonuçlara yol açan ciddi bir çevre sorunu olan Aral Gölü sorunu hakkında ayrıntılı bilgi vererek, şunları kaydetti:

"Bu sorunun temel nedeni Aral'ın, Amuderya ve Sırderya'dan yeterli su alamaması. Bunun sonucunda dünyanın dördüncü büyük gölü olan Aral Gölü'nün suları keskin şekilde azalmış ve büyük bir kısmı çöle dönüşmüştür. 1950'lerde ve 1960'larda göl 68 bin kilometrekareydi, içinde 34 balık türü yaşıyordu ve bölge önemli bir balıkçılık bölgesi olarak kabul ediliyordu. Gerileyerek alanı dört kattan fazla küçülen Aral'da su 10 kattan fazla azaldı ve su mineralizasyon seviyesi 14 mg/l'den 100 mg/l'ye çıktı. Sonuç olarak, su yollarından gelen endüstriyel atıklar, böcek ilaçları ve diğer kimyasallar, gölün kuruyup çöle dönüştüğü bir alanda yüzeye çıktı ve milyonlarca ton zehirli tuz geniş alanlara yayıldı."

Son zamanlarda rüzgar ve fırtınalarla üst atmosfere taşınan bu zararlı tuzların, tüm bölgenin ekolojisine zarar verdiğini, hatta küresel ekolojiyi olumsuz etkilediğini ifade eden Şiriyev, Türkmenistan'ın Uluslararası Aral Denizi'ni Kurtarma Fonu çalışmalarında ciddi sorumluluk aldığını, Aral Gölü'nün sosyoekonomik ve çevresel koşullarının iyileştirilmesinde işbirliğini güçlendirmeyi hedeflediğini ve bu alandaki işbirliği girişimlerini sürdüreceğini belirtti.