TÜRKİYE'Yİ KURDA YEDİRMEYİZ

Fransa ve Belçika ziyaretlerinin ardından Tokyo yolunda gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rusya yanlış yapıyor ve iyi düşünmeli, NATO Konseyi toplantısından sonra tüm ülkelerin ortaya farklı tavır koymaları gerekecek. Hava ihlalleri konusunda Rusya'nın izahatları inandırıcı değil. Mevcut durumu bu haliyle kabullenemeyiz" dedi.

ALİ ADAKOĞLU/TOKYO

Cumhurbaşkanı Erdoğan Fransa ve Belçika ziyaretlerinin ardından Japonya yolunda, uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schultz, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ile geniş olarak mülteciler konusunu görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yükün bir kısmının AB tarafından paylaşılması konusunda hemfikirler. Hakeza Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecini de görüştük. Açılması gereken fasıllardaki gecikmeleri gündeme getirdik. AB Komisyonu Başkanı Juncker, müzakere sürecinin hızlandırılması gerektiğini belirtti" diye konuştu.

AB İÇİN TÜRKİYE ÇOK ÖNEMLİ

Schultz, Tusk, Juncker ile yaptığım görüşmeler son derece olumluydu. AB kurumlarının en yetkili isimleri, Türkiye'nin öneminin giderek arttığı konusunda hemfikirler. İyi bir atmosfer var. Terör konusunda da daha hassaslar. Bölücü terör örgütüne karşı tavırları çok net. Türkiye'nin istikrarının AB açısından da önemli olduğunun bilincindeler. İstikrarlı bir Türkiye'nin mülteciler meselesi dahil her konuda daha iyi, daha etkili olabileceğini biliyorlar.

YAPTIĞIMIZ HARCAMA ORTADA

Bizim mülteciler için 4 yılda yaptığımız harcama ortada. 280 bini kamplarda olmak üzere yaklaşık 2 milyon Suriyeli ve Iraklıyı misafir ediyoruz. Bunlardan İstanbul'da olanların sayısı 400 bini aşmış durumda. Avrupalılar mülteciler konusunda mevcut hassasiyeti sürdürürlerse, iyi bir ilerleme sağlanabileceğine inanıyorum.

OSMANLI'DAN BU YANA İLK ZİYARET

Strasbourg'da Avrupalı vatandaşlarımızla buluştuk. Coşku ve katılım çok iyiydi. Belçika ziyaretimizde Kral Philippe ile bir araya geldik. Bu ziyaret, 1838'den yani Osmanlı'dan bu yana Belçika'ya yapılan ilk devlet ziyareti.Bu ziyarette bizlere en üst düzey devlet nişanı verdiler. Biz de kendilerine devlet nişanı takdim ettik.

RUSLARIN TAVRI HOŞ DEĞİL

NATO Konseyi, Rusya'nın ülkemizin hava sahasını ihlalleriyle ilgili sert bir açıklama yaptı. Verilen mesaj son derece açık: Türkiye'nin hava sahasını ihlal, NATO hava sahasının ihlalidir. Rusya'nın bu ihlallerle ilgili açıklamalarını ciddiyetle bağdaştıramadığımı belirtmek durumundayım. Rusya'nın Türkiye gibi kendisiyle komşu olan; dahası, üst düzey işbirliği konseyi mekanizmasının yürürlükte olduğu bir ülkeye yönelik bu tür ihlaller yapmış olması elbette hoş değil.

BELÇİKA'YA PARALEL'İ ANLATTIK

Belçika Başbakanı Charles Michel ile 7 milyar dolarlık ticaret hacmimizin artırılması konusunda karşılıklı irademizi ortaya koyduk. Sayın Michel ile Paralel devlet yapılanmasını da konuştuk. Kendisine somut belgeler, bilgiler verdim. Başbakan, 'Bu konuda bildiklerim vardı bilmediklerim vardı, verdiğiniz bilgilerle beni aydınlattınız' diyerek teşekkür etti. Bu konunun takipçisi olacağını belirtti. Biz de takipçisi olacağız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gazetecilerin sorularına verdiği cevaplar şöyle:

-Rusya da ABD de DAİŞ'le mücadele için PYD'yi destekleyeceklerini söylüyorlar. Bu hususta iki büyük devletin aynı noktada birleşmiş olmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye'nin söz konusu olduğu bir meselede, ABD ve Rusya'nın tümüyle aynı çizgide olabileceklerini düşünmüyorum. Her şeyden önce Türkiye olarak biz ABD ile müttefikiz; NATO üyesiyiz. Türkiye'ye yapılacak bir yanlışlıkta her iki ülkenin aynı çizgide olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Böyle bir durum mümkün değil. PYD'nin PKK ile iç içe olduğunu herkesin bilmesi lazım. PYD'yi PKK'dan ayrı görmek mümkün mü? Değil. Rusya, son açıklamasında, 'Irak davet ederse, DAİŞ için orada da hava operasyonu yapabiliriz' diyor. Rusya, Suriye'de DAİŞ'i vurmuyor ki! Bir keresinde ağızlarından kaçırarak, 'Rejime karşı her unsur bizim için teröristtir' dediler. Sonra toparlamaya çalıştılar. Görünen o ki bunların asıl derdi, Lazkiye'de üs kurmak, Suriye'de askeri varlıklarını güçlendirmek. Oraya 50 uçak gönderdiler. Orada ciddi bir askeri oluşum içindeler. Brüksel'deki NATO Konseyi toplantısından sonra, başta ABD olmak üzere tüm ülkelerin ortaya farklı bir tavır koymaları gerekecek. Mevcut durumu bu haliyle kabullenemeyiz. Hava ihlalleri konusunda Rusya'nın izahatları inandırıcı değil.

PUTİN'İ TEKRAR ARAMANIN ANLAMI YOK

-İki ülke arasındaki gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimalini bertaraf etmek için Putin'le görüşecek misiniz? Çatışma gibi bir endişe söz konusu mu?

Rusya'nın böyle bir şey yapacağına ihtimal vermiyorum. NATO Konseyi'nin hemen bir olağanüstü toplantı yapması da işin ciddiyetini gösterdi. Moskova'da Putin'le arife günü uzun bir konuşma yaptım. Ondan sonra neler yaşandı biliyoruz. Hava operasyonlarını başlaması akabinde telefonla görüştüm. Görüşmenin ardından hava sahası ihlali oldu. Yaşananlardan dolayı elbette kırgınlık içindeyiz. Böyle bir şey olmamalıydı. Bu şartlarda benim tekrar aramamın anlamı yok.

OBAMA İLE GÖRÜŞECEĞİM

- Rusya çok agresif hareket ediyor. Buna karşılık ABD'den karşı bir karşı hamle de gelmedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Suriye konusunda Türkiye-ABD görüşmeleri çok önceden başladı. Uzun zamandır görüşmelerimiz sürüyor. Gelinen son durumu da Dışişleri Bakanlarımız, askeri yetkililerimiz görüştüler, görüşüyorlar. Muhtemelen önümüzdeki hafta, ben de Obama'yla bir telefon görüşmesi yapabilirim; bu şekilde konuyu teferruatlı biçimde de ele alabiliriz.

-Almanya gibi ülkeler, Türkiye'deki Patriotları geri çekme kararı almışlardı. Bu çerçevede müttefiklerden destek talebiniz olacak mı?

Görüşmelerde herhangi bir kopukluk yok. Askerler de dışişleri de görüşmeleri sürdürüyor. Bu konularda gereken neyse yapılır zaten.

RUSYA İYİ DÜŞÜNMELİ

-Rusya, Türkiye için önemli bir ticari partner. Doğal gazla ilgili projeler, Mersin Akkuyu gibi projeler, yaşanan süreçten sizce nasıl etkilenir?

Bu tabi ki tek taraflı bir konu değil. Bunlar aynı zamanda Rusya'nın da düşünmesi gereken meseleler. Mersin Akkuyu'yu Ruslar yapmaz ise bir başkası gelir yapar. Oraya 3 milyar dolarlık bir yatırım yaptılar zaten. Dolayısıyla o konuda daha hassas olması gereken Rusya. Doğalgaz konusuna gelince. Biz Rusya'nın bir numaralı doğal gaz tüketicisiyiz. Türkiye'yi kaybetmek, Rusya için ciddi bir kayıp olur. Türkiye, gerektiğinde, doğalgazı çok farklı yerlerden temin yoluna da gidebilir. İcabında farklı alternatiflere yönelinir.

Dolayısıyla tüm bu konularda Rusya da iyi düşünmek durumundadır. Türkiye-Rusya arasında Üst Düzey İşbirliği Konseyi mekanizması var. Bu tür bir mekanizmayı kaybetmek herhalde Rusya açısından da yanlış olur.

Biz bunların kaybedilmesini istemeyiz elbet. Bu nedenledir ki, Rusya'nın bunların kaybedilmesine yol açacak adımlar atması bizleri üzüyor. Bu tür hadiselerde duygusal davranamayız.

ABD İLE MÜTTEFİKİZ

-Suriye meselesinde ABD'nin Türkiye'yi yalnız bıraktığı görüşüne katılıyor musunuz?

Bizler, ABD ile müttefik olmamızın yanı sıra stratejik ortağız. Dolayısıyla ABD ile görüşmelerimiz sürüyor. Devlet kurumlarımız sürekli temas halinde, etkin bir şekilde görüşüyor. Başta da söylediğim gibi ABD ile müttefikiz. NATO ittifakındayız. NATO Konseyi'nin son açıklaması bu hususlarda aynı zamanda bir yol haritasıdır.

TERÖRDEN ARINDIRILMIŞ BÖLGE

-ABD pasif durumu devam ettirirse Türkiye'nin tek taraflı tampon bölge oluşturma girişimi gündeme gelebilir mi?

Geçenlerde, 7 ülke ortak açıklama yaptı: ABD, Fransa, Türkiye, İngiltere, Almanya, Katar, Suudi Arabistan. Bu yedi ülke çalışmayı sürdürüyor. Ama şunu düzeltmemiz ve netleştirmemiz lazım. 'Tampon bölge' ifadesi yanlış bir ifade. Neyin üzerinde çalışıldığı doğru ifade edilmeli: Terörden arındırılmış güvenli bölge. Bununla, Suriye'nin kuzeyinde Suriyelilere güvenli bir yaşam alanı oluşturması hedefleniyor. Bu, Türkiye'den memleketlerine dönmek isteyen Suriyeli misafirlerimiz için de, Suriye'de yerlerinden yurtlarından olanlar insanlar için de önemli. Ben çadır veya konteyner kent formüllerine sıcak bakmıyorum. Görüşmelerimde, terörden arındırılmış güvenli bölgede özgün mimariyle konut projeleri gerçekleştirebileceğimizi söyledim. Muhataplarımız da bu konu üzerinde çalışmak istediklerini ifade ettiler. Bu hayata geçirilirse, eğit-donatdan sonra en önemli adım olacak. Tabi bu, uçuşa yasak bölgeyi de beraberinde getirecektir. Zira orası uçuşa yasak bir bölge olmalı ki güvenli bir bölge haline gelsin.

PYD DEMEK PKK DEMEK

-PYD'yi terör örgütü olarak görme konusunda AB'nin yaklaşımı nasıl?

Görüştüklerimin hiçbiri buna hayır diyemiyor. Kobani'yi anlattım. Kobani'deki sivil halk Türkiye'ye sığındı. Ama PYD'nin PKK ile alakalı olduğu apaçık ortada. Kobani'de PYD'lilerin olduğu mekanlarda bölücübaşının fotoğrafları asılı. Hani hiçbir alakaları yoktu? PKK ile alakaları, bu kadar açık ve net.

AVRUPALILAR MÜLTECİ HESABI YAPIYOR

-Brüksel ziyaretiniz, AB ile ilişkiler açısından tarihi bir ziyaret olarak nitelenebilir mi? Çünkü Türkiye'ye tekrar büyük önem atfedildiğini görüyoruz...

Ne kadar samimi olduklarını bilemeyiz. Bu Türkiye'ye duyulan ihtiyaçtan kaynaklanan bir durum da olabilir. AB üyesi ülkeler şu an için kendilerine ne kadar az mülteci gelebilir, bunun hesabını yapmakla meşgul. Biz de kapıları açalım AB'ye gitsinler tavrı içerisinde olmadık. Bu konudaki gayretimiz AB için tabii ki önemli bir mesaj. Gösterdiğimiz gayret ortada.

DÜNYADA HİÇBİR LİDERE BENİM KADAR SALDIRILMIYOR

-Türkiye'de ifade özgürlüğü konusunda AB medyasında eleştirel yayınlar da yapılıyor. Muhataplarınızla görüşmelerde, bu konuda gündeme geldi.

Evet kısmen de olsa gündeme geldi. Kendilerine açıkça söyledim. Türkiye'de Tayyip Erdoğan'a yapılan hakaretlerin hiçbiri, dünyada bir başka ülke medyasında bir başka lider için yoktur. Erdoğan karşıtı medya gruplarında, hakaretin bin bir türlüsü var. Avrupalı muhataplarıma bütün gazeteleri, tv yayınlarını masaya yatırıp inceleyin dedim. Biz tüm bu hakaretlere sabırla karşı koyduk. Ailemize saldırıyorlar. Oğlum Bilal Erdoğan hakkında yaptıkları tezvirata bakın. Kendisi doktora için İtalya'da. Yok efendim neymiş, 1 milyar doları İtalya'ya kaçırmış! Ya böyle bir yalan olabilir mi? Sosyal medya üzerinden de iftira ve tezvirat peşindeler. Bunlar cibilliyeti bozuk insanlar. Bu tür alçaklıklar dünyanın hiçbir yerinde hoş görülmez. Ama bizde bazı medya organları bu tür şeylere tevessül ettiği gibi, muhalefet partileri de iftiraları kullanarak siyaset yapabiliyor. Bu iftiralara ve tezviratlara karşı, avukatlarımız tabii ki gerekli davaları açıyor.

İNLERİNE GİRDİKÇE KAÇIYORLAR

-Paralel yapı ile ilgili iddianameler açıklanmaya başladı ve yurtdışına kaçışlar hızlandı? Kırmızı bültenler ne aşamada?

Ulusal ve uluslarası hukuk çerçevesinde ne gerekiyorsa yapılıyor, yapılacak. İnterpol prosedürü neyi gerektiriyorsa, o yerine getirilecektir. Devletin ilgili kurumları bunların takipçisi. 'İnlerine gireceğiz' dedik, giriyoruz. Kaçışlarının sebebi bu. Biz bu ülkeyi bunlara kaptırmayız. Seçimden sonra bu aynen devam edecek. Kim bu vatanı seviyorsa, yerliyse, milliyse el ele vererek, bu meselenin üzerine gitmek durumundadır. Bu örgüt bu paraları nereden buluyor? Manipülasyon amacıyla birden çok gazeteleri, televizyonları var. Bunca kaynağı nereden nasıl buluyorlar? Pensilvanya'daki kişi mi kazanmış bu paraları? Açtığı davaların harç paraları bile ciddi bir meblağ. Nereden geliyor bu paralar? Vatandaşlarımız bu konular üzerinde ciddi biçimde düşünmeli.

-Yargının terör örgütü olarak tanımladığı bu yapıya bağlı yayın organlarının serbestçe yayın yapmaları nasıl mümkün olabiliyor?

Doğru bir tespit ve yerinde bir soru. Bu konuda yasal çerçevede gerekli adımlar neyse atılmalı.

ÇÖZÜM SÜRECİ KALKMADI, BUZDOLABINDA

-Terörle mücadeleye ağırlık verilen şu dönemde çözüm sürecinin geleceği nasıl olacak?

Ben çözüm süreci kaldırılmıştır demedim, şu aşamada buzdolabına konulmuştur dedim. İşler yoluna giderse, süreç yeniden gündeme gelir. Terör örgütünü arkasına alan siyasi parti çözüm sürecine uymadı. Meydanlarda sokağa dökülün çağrısı yaptı. Bizim arkamızda YPG var PKK var dediler. Eş başkanları bu şekilde konuştu. 6-8 Ekim olaylarında 50 Kürt kardeşimiz hayatını kaybetti. Ölen kim öldüren kim? Kürt. Bunları yaşadık. Valiler ve kaymakamlar, vatandaşlarımızın güvenliğini temin için, ellerindeki yetkilileri kullanmalı. Çıkarılmış olan iç güvenlik yasasının gerekleri yerine getirilmeli. Ben artık valilerimizin, emniyet mensuplarımızın, jandarmamızın, askerimizin daha kararlı olduklarını görüyorum. Vatandaş, devletin kendi yanında olduğunu hissetmeli. Son operasyonlarda örgüte ciddi darbe vuruldu. İki bini aşkın terörist öldürüldü. Şehit de verdik. Ben bu vesileyle şehitlerimize Allah'tan tekrar rahmet, ailelerine sabır ve metanet diliyorum.

EN İDEALİ TAŞIMALI SİSTEM

-Seçimlerle ilgili olarak sıkıntılı bölgelerde sandık güvenliği sağlanabilecek mi?

En ideali taşımalı sistemdi. Bunun için anayasa değişikliği gerekiyordu, Ama bu mümkün olmadı. Sandık yerlerinin emniyeti ve tespiti konusunda mülki amirlerin yetkileri var. Bu yetki ellerinden alındı. Kim nerde oy kullanacak meselesi değil! Hangi sandık nereye yerleşecek meselesi. Sandıkların nereye yerleşeceğini mülki amirler, emniyete göre belirler. Sandık köye kurulur ilçeye kurulur emniyete göre bu tespit yapılır. YSK'nın açıkladığı bu karar neticesinde il ilçe seçim kurullarının eli kolu bağlandı.. Temennim bu seçimlerden ciddi bir sandık güvenliği sıkıntısı yaşamadan çıkılmasıdır.

YAPILAN YANLIŞTIR

-Aracın arkasında teröristin çekilen cesedinin görüntüleri epey tartışma konusu oldu. Sizin değerlendirmeniz nedir?

Olayın ayrıntılarını bilmiyorum. Çeken kim, çekilen kim, tabii ki incelenmeli. Devletin polisi öyle bir şey yapmışsa, elbette ki yapılan yanlıştır. Öyle bir şey olmamalı.