"Türkiye 1950'den beri asimilasyon uyguluyor. Türkiye Rumlara etnik temizlik yaptı. İşgal tüm hızıyla sürüyor. Türkiyeli nüfus Kuzey'de Kıbrıslıların 3 katı oldu. Rumca konuşan Türkleri cezalandırdılar, Türkçe'yi mecbur kıldılar. Sünni islam baskısı yapıyorlaru2026"
Türkiye'ye yönelik bu suçlamaları, Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Başkanı İzzet İzcan, Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Yürütme Kurulu üyesi Murat Kanatlı ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Şener Elcil, Avrupa Parlamentosu'ndaki Rum milletvekillerine yaptı. AB ve BM'de de aynı suçlamaları yapacaklarını belirten Türk ekip, hayretler içinde dinleyen Rum vekiller aracılığıyla AB'den destek istedi.
Geçen Cuma günü BM denetimindeki Ara bölgede AB evinde gerçekleşen toplantıya, Avrupa Parlamentosu'ndaki 6 Rum milletvekilinden 5'i; Takis Hacigeorgiu (AKEL), Neoklis Silikiotis (AKEL), Dimitris Papadakis (EDEK), Kostas Mavridis (DİKO) ve Eleni Theoharus (Dayanışma Hareketi) katıldı. DİSİ'den Lefteris Hristoforu ise, Brüksel'de olması nedeniyle toplantıya katılamadı.
Türk tarafından ise, İzzet İzcan, Murat Kanatlı ve Şener Elcil'in yanısıra, YKP Parti Meclisi üyesi Hamit Aygün ve KTÖS Dış İlişkiler Koordinatörü Gizem Kavaz da toplantıda hazır bulundu.
TÜRKİYE'YE 'SAYDIRDILAR'
Toplantıda genellikle Türk grup konuştu ve ilahiyat kolleji, Türkiye'nin ekonomik protokolleri ve gençlik koordinasyon ofisi gibi konularında suçlamalarda bulundu. Türkiye'ye yönelik yapılan sözlü suçlamalardan bazıları şöyle oldu:
Türkiye özelleştirmeler adı altında Kıbrıs'ın stratejik kurumlarına el koyuyor. Türkiye Siyasi olarak Kıbrıslı Türklerin iradesini ortadan kaldıracak ekonomik, sosyal ve kültürel protokoller hazırlıyor. Ada'nın kuzeyinde dini cemaatlerin faaliyet gösteriyor.ZEHİR ZEMBEREK MEKTUP
Heyet, Rum vekillere suçlamalarını yazılı olarak da verdi. Mektupta Türkiye'ye suçlamaların şiddeti arttı. Mektuptaki şuçlamalar ise şöyle oldu:
1950'den beri asimilasyon: Türkiye hükümetlerinin 1950'li yıllardan beri Kıbrıs ile ilgili sürdürdükleri sistematik asimilasyon ve entegrasyon politikaları kararlı bir şekilde devam etmektedir. Rumca konuşuyorduk, Türkçe'ye zorlandık: Kıbrıs'a öğretmenler gönderilerek başlatılan bu süreç milliyetçiliğin, ırkçılığın Kıbrıs Türk toplumuna bir yaşam biçimi olarak benimsetilmesi ile başlamış, Türkçeyi zorunlu kullanmak, Rumca konuşan Kıbrıslı Türkleri cezalandırmak, köyler ve yerleşim yerlerinin isimlerini değiştirmek şeklinde devam etmiştir. Türkiye birbirimize düşürdü: Ada'daki toplumların şövenist, ırkçı ve ayrılıkçıların kışkırtmaları ile birbirine düşürülerek, 1974'te Türkiye'nin adamızın %36'sını işgal etmesine zemin yaratılmıştır. Rumlara etnik temizlik yapıldı: Ada'mızın kuzeyinde tüm uygar dünyanın gözü önünde etnik temizlik yapılarak, Kıbrıslı Türkler adanın kuzeyinde, Kıbrıslı Rumlar da güneyinde toplanmaya zorlanmışlardır. Kuzeyde Türkiyeli nüfus 3 katımız oldu: Bu da yetmezmiş gibi 1949 Cenevre Sözleşmelerine aykırı olarak Türkiye'den adamızın kuzeyine nüfus aktarılmış, adamızın demografik yapısı bilinçli olarak taşınan nüfusla değiştirilerek Kıbrıslı Türklerin siyasi iradesi gasp edilmiştir. Yapılan sistematik nüfus akımı devam etmekte olup, kuzeydeki nüfus bilinmemekle birlikte, Türkiye'den taşınan nüfusun Kıbrıslı Türk nüfusunun üç katı olduğu okullardaki öğrenciler arasında yapılan çalışmalarda ortaya çıkmıştır. Erdoğan sünni İslam baskısı yapıyor: Özellikle Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan lideri olduğu AKP hükümetinin gelişiyle birlikte asimilasyon politikalarına hız verilmiştir. Adamızın kuzeyine Türkiye'den kumarhanelerin taşınarak kara para aklama merkezi haline getirilmesi, Kıbrıslı Rumların taşınmaz mallarının yağmalanması, Sünni İslam baskıları ile Kıbrıslı Türklerin inançlarına müdahale edilmesi bu döneme rastlamaktadır.KOORDİNASYON OFİSİ
Koordinasyon ofisine geniş yer ayrılan mektupta şu tespitler yapıldı:
Son dönemde Ada'mızın kuzeyindeki kukla parlamento ve kukla hükümetler aracılığı ile "koordinasyon ofisi" adı altında yapılan bir dayatma ile;
Ada'mızın kuzeyindeki spor ve gençlik daireleri işlevsiz bırakılacaktır. Gençlik ve sporla ilgili tüm proje ve uygulamalar Türkiye'nin kontrolüne verilecektir. Ofis Türkiyeli bir başkan tarafından yönetilecektir Tüm ofis çalışanları Türkiye tarafından istihdam edilecektir. Tüm ofis çalışanlarının diplomatik dokunulmazlıkları olacaktır. Bu ofis istediği tüm bilgilere ulaşma hakkına sahip olacaktır. Tüm gençlik kampları ve tüm öğrenci yurtları bu ofis tarafından yönetilecektir.İŞGAL, İSTİLA DEVAM EDİYOR
Görüleceği üzere Türkiye adım adım Ada'mızın kuzeyini 'işgal ve istila' ederek Türkiye'ye entegre ve Kıbrıs Türk toplumunu asimile etmek için uğraşlarını aralıksız bir şekilde devam ettirmektedir.
AB vatandaşı olan işgal karşıtı Kıbrıslı Türklerin verdiği mücadeleye AB'nin desteğini beklemekteyiz.
Saygılarımızla, İzzet İZCAN (BKP), Murat KANATLI (YKP), Şener ELCİL (KTÖS)
Kaynak:PusulaKKTC