SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN
Türkiye dış politikada oldukça aktif bir dönemden geçiyor. Doğu Akdeniz’den Libya’ya, Suriye’den Azerbaycan’a kadar birçok noktada istikrarı sağlamaya, haklarını aramaya ya da barıştan yana çözüm aramaya ilişkin rol oynayan Türkiye, işgalci Ermenistan’la kardeş ülke Azerbaycan arasındaki çatışmalar sürerken Azerbaycan’a desteğini de yineliyor. Yıllardır süren iç savaşın harap ettiği Suriye’de özellikle ABD’nin desteğiyle kurulmaya çalışılan terör devletine gerçekleştirdiği harekâtlarla engel olan ve yanı başında bu tür bir yapılanmaya izin vermeyeceğini gösteren Türkiye, Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz’deki haklarına da sahip çıkarak sondaj faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye’nin bölgedeki adımlarını ve AB, ABD ve İsrail üçgenine yansımasını Hava Kuvvetleri Eski İstihbarat Daire Başkanı Gürsel Tokmakoğlu’yla konuştuk.
Türkiye’siz olmayacağını anladılar
Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki çatışma sürerken Türkiye’nin Azerbaycan’a desteği sonuca ilişkin nasıl bir etki oluşturur? Minsk üçlüsünden Rusya, Türkiye’nin tutumunu nasıl karşılıyor?
Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu kararlılık, vizyon ve çözüm üreten tarzı, önemli sonuçlar vermeye başladı. Bazı ülkeleri ikna eder bir yapıya dönüştü. Azerbaycan konusunda artık Putin de Kafkaslar’a barış ve istikrarın gelmesi açısından Azerbaycan-Türkiye-Rusya ortaklığının önemli olduğuna inandı. Moskova’da Sovyetler Birliği mantığı ile hareket edenler de geri adım attı çünkü Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığını gördü.
Masada Türkiye de olacak
En az saha kadar önemli olan masa kurulduğunda Türkiye de yer alacak öyle değil mi?
Azerbaycan Ermenilerin işgal ettiği topraklarını geri alıyor. Dağlık Karabağ’da teröristlerin yuvalandıkları yerler oldukça daraldı. Putin’le Aliyev’in görüştüğünü ve sorun çıkmayacağını varsayıyoruz. Dolayısıyla yeni bir statüko kurulacak. Putin, Türkiye’yi de işin içine sokma aşamasında. Artık sadece Minsk üçlüsü değil, bölge istikrarına gerekli olan taraf olarak Türkiye yeni bir şekilde perdeyi araladı. Zaten Azerbaycan masaya Türkiye’yi de istiyor.
Türkiye dış politikası son dönemde oldukça aktif. Azerbaycan’a desteğimiz sürerken birçok ülkenin de gözünü diktiği Doğu Akdeniz’de de faaliyetlerimiz sürüyor. Son tabloda Doğu Akdeniz’de neler oluyor?
Körfez ülkeleri; BAE, Bahreyn hatta Suudi Arabistan, İsrail ve ABD ile normalleşme diye adlandırdığı ama ne kadar normal olduğu tartışılan anlaşmalara imza atıyor. ABD ve İsrail Ortadoğu’da ise GKRY, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Polonya ve Baltık ülkelerine kadar yeni bir eksen oluşturmak durumunda. Bu ekseni oluştururken ABD, ‘İsrail varken Türkiye’ye ihtiyaç yok’ deme noktasına geldi fakat bu ABD’yi zarara sokar. Bölmek istediği Suriye’de de garnizon devlet kurma ile ilgili iradesi değişmedi, terör örgütü PKK’ya yıllık 850 milyon dolarlık bütçe ayırıyor.
Rusya ve Türkiye’yi göz ardı edemezler
ABD-İsrail ortaklığı, Türkiye’yi hesaba katmadan attıkları adımları bölgede başarıya dönüştürebilir mi?
Ortadoğu, Hint Okyanusu ve oradan Çin’e uzanan bir kanalla bir kesim noktası yapıp Avrupa’ya kendine bağımlı hale getirmek gibi projesi olan İsrail de biliyor ki, ABD’nin desteğini de alsa Rusya ve Türkiye’nin oyunda olduğu bir Doğu Akdeniz coğrafyasında kurduğu planlar yürümez. Bundan sonraki politikalarında her iki tarafı da gözetecek formül arayacaklardır. Doğu Akdeniz, Hazar ve Karadeniz’de Türkiye’nin merkezde aktif karar verici olduğu bir sürece girdik.
Türkiye’nin bulduğunu açıkladığı enerji rezervi bölgede birçok dengeyi değiştirebilir mi?
Türkiye’nin açıkladığı bir kapasite var ama bazı rezervleri erken gördüğü için daha sonra da açıklayabilir. Eğer rezerv buysa ya da bundan daha fazlaysa Türkiye’nin hazır boru hatları ve kapasitesiyle bütün dünyaya arz edilen enerjinin ucuz maliyetle yürümesini sağlamak için Türkiye yadsınamaz bir noktada duruyor. İsrail ticareti iyi biliyorsa Türkiye ile oturup konuşması lazım.
EastMed göründüğünden kapsamlı
İçinde İsrail’in de bulunduğu EastMed projesi ne olacak? Bu proje yalnızca bir boru hattından mı ibaret?
Dış politikada değişimlere yol açan EastMed’e sadece boru hattı olarak bakmamalıyız. İsrail, körfez ülkelerinin gazını, petrolünü EastMed’e bağlayacaktı. Körfez ülkeleriyle yakınlaşması konusunu bu merkezde görmemiz gerekir. Çin’den Türkmenistan’a kadar doğal gaz boru hattı var. Türkmenistan’dan İran’a boru hattı çekildiği andan itibaren Doğu Akdeniz’e ulaşır. İsrail şu an bunu kurguluyor. EastMed’in Doğu Akdeniz’den çıkarılan gazla alakalı kısmı var ama daha önemlisi hem Körfez’den hem de Çin’den olan bağlantıyla birleştirme planı. 2013 yılında ABD ve İsrail masaya oturup Doğu Akdeniz anlaşması yaptığı asıl EastMed odur.
Bu gelişmelere AB kayıtsız mı kalıyor?
Avrupa bu gelişmelerin farkında. Fransa, GKRY ve Yunanistan’ı yönlendirerek bu bölgede varlık göstermek istiyor. İsrail ve ABD’nin yaptıklarını görüp ‘ben de oyunun içerisinde yer alayım’ düşüncesiyle hareket ediyor. AB olarak değil, Fransa’nın inisiyatif kullanarak kendine bir pay edinme gayretine dayanıyor. Fransa, ABD ile İsrail’in planına ya eklenmek ya da onu bozmak istiyor. Ermenistan’da, Afrika’da, Yunanistan’da karşımıza çıkan Fransa, kafasının içindeki kirli politikaları İslamofobi ile de gösterdi.
AB Fransa’nın huysuzluğundan bıktı
Türkiye’nin bölgedeki etkin dış politikası Avrupa tarafından nasıl izleniyor?
Yakın dönemde Almanya politikaları ile Türkiye’nin politikaları örtüştü. Buradan hareketle Türkiye kendisini AB içerisinde daha iyi dile getiriyor. İspanya ve İtalya çok aktif bir şekilde Türkiye’den yana konumlanmıştı. Fransa’nın bu huysuzluğunu gördükten sona Türkiye ile barış ve istikrarın sağlanabileceğini görmesi üzerine Almanya Türkiye’siz olmayacağını daha iyi anladı.
GÜRSEL TOKMAKOĞLU KİMDİR?
1961 tarihinde Çan-Çanakkale’de doğan Gürsel Tokmakoğlu Hava Harp Okulunu bitirdikten sonra lisans eğitimini elektronik mühendisliği olarak tamamladı. Hava Harp Akademisi’ne girerek kurmay olduktan sonra TSK’da istihbarat ve jeostratejik konularda resmi nitelikli kitaplar yazdı. Terörle mücadelede faaliyetleri içinde bulundu. Bosna ve Kosova Harekâtlarına katıldı. Güvenlik stratejileri ve istihbarat konularında uzmanlaştı. Askeri Ataşelik yaptı ve NATO görevlerinde bulundu. Hava Kuvvetleri İstihbarat Daire Başkanı görevini yaptıktan sonra 2007 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli olan Tokmakoğlu evli ve iki çocuk sahibidir.