Türkiyesiz AB, bir hiç

BİLGESAM AB Uzmanı Sibel Karabel, Türkiye'nin Avrupa için herhangi bir ülkeden çok daha fazla önemli olduğunu altını çizerek, "Türkiye'de olan herhangi bir gelişme Avrupa'yı doğrudan ilgilendiriyor. Türkiye'de mevcut yönetim ile sağlanan istikrarın kaybolmasının Avrupa'ya kötü sonuçları olacaktır" dedi.

GÜMRÜK BİRLİĞİ KISIR KALIYOR

Karabel, AB'nin Türkiye'ye karşı Gümrük Birliği anlaşmasını kullandığını belirterek, "2017'de Merkel, Gümrük Birliği müzakerelerini engelleyeceğini söyledi. Dünya ticareti çok farklı bir yere doğru gidiyor. Gümrük Birliği, çok kısır ve istisnai kalıyor" dedi.

AVRUPA, AHDE VEFAYI BİLMİYOR

Her durumda çıkarcı düşünen Avrupa'nın işe yaramayan kendi yaşlılarına ne yapacağı merak konusu oldu. Karabel, Avrupalıların ülkelerine aldıkları ve yıllarca çalıştırarak ülkelerinin kalkınmasında önemli bir yer alan göçmen ve mültecilerden memnun olmadıklarını dile getirdi. Karabel, "Avrupalılar en çok ihtiyaç duyduğu zamanda gelen göçmenlerin bir dönem çalıştıktan sonra geri gideceklerini düşünüyordu. Terör ve güvenlik sorunları kapsamında mültecilerin değerlendirilmesini isteyen bir aşırı sağ var" diye konuştu.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

BİLGESAM AB Uzmanı Sibel Karabel, Türkiye-AB ilişkilerine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Karabel, Avrupa'nın insani yardımlarda Türkiye'nin yanına dahi yaklaşamayacağını söyleyerek, Avrupalıların gelen göçmenlerin gitmesini istediğini ortaya ortaya koydu. AB'nin Türkiye olan ilişkilerini Türkiye'nin taşıdığına değinen Karabel, AB'nin kurumsal yapısına rağmen işlevsiz kalışına vurgu yaptı. Gümrük Birliği Anlaşması'nın Türkiye'ye ciddi zararlar verdiğini, Türkiye'nin karar alıcı mekanizmalarda bir an önce yer alması gerektiğini söyleyen Karabel, AB'nin Gümrük Birliği'ni Türkiye'ye karşı bir koz olarak kullandığını ifade etti.

Avrupa, mültecilere insani yaklaşmıyor

Karabel, Avrupa'da artan ırkçılığın ikinci dünya savaşından bu yana belirli olaylarla birlikte arttığını söyleyerek, Avrupa'da yaşanan ekonomik sıkıntılar ve alınan göçün ırkçılık ve islamafobiyi tetiklidiğinin altını çizdi. Karabel, Avrupa'ya çalışmaya gelen insanlara Avrupa'nın ihtiyacı olduğunu kaydederek şu değerlendirmeleri yaptı: "Avrupalılar en çok ihtiyaç duyduğu zamanda gelen göçmenlerin bir dönem çalıştıktan sonra geri gideceklerini düşünüyordu. Orta ve Doğu Avrupa'daki aşırı sağ ile Batı Avrupa'daki aşırı sağ aynı kriterler ile ilerlemiyor. Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın Batı Avrupa'ya sitem anlamındaki çıkışları bu anlamda değerlendirilebilir. Avrupa'da geleneksel siyasi akımlarda değişime uğramaya başladı. Artık ana akım siyasetin ağırlığı azalıyor. Macron, Fransa'da daha pragmatik görünüyor. Aşırı sağ tepkisel olarak zaman zaman politik söylemlerle politikacılar tarafından da iyice harmanlanıyor fakat yine de Avrupa'nın siyaset sahnesini değiştirdiği bir süreç yaşanıyor. Suriye krizi ile birlikte artan mülteci krizi sonrası mülteci meselesinin güncelleştirilmesi konuşuluyor. Terör ve güvenlik sorunları kapsamında mültecilerin değerlendirilmesini isteyen bir aşırı sağ var."

AB ile ilişkileri Türkiye taşıyor

Türkiye'nin dinamiklerinin Avrupa ile aynı olmadığına vurgu yapan Karabel, Avrupa'nın da bunun farkında olduğunu ifade etti. Karabel, Avrupa ile her ne kadar problem yaşansa da Avrupa'nın Türkiye'nin bu stratejik konumunun önemini anladığını kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, Avrupa için sıradan bir ülke değil. Türkiye'de olan herhangi bir gelişme Avrupa'yı doğrudan ilgilendiriyor. Türkiye'de mevcut yönetim ile sağlanan istikrarın kaybolmasının Avrupa'ya kötü sonuçları olacaktır. Türkiye, mevcut hükümetin kararları sayesinde Avrupa'da bir ilerleyişi başardı. Güçlü ve istikrarlı bir hükümetin varlığı, Avrupa'nın bu kadar ikircikli tutumuna AB yolunda istikrarlı devam edilmesinin en önemli nedeni. 400 yıllık ilişkiler muhakkak tamir edilecektir. Avrupa Parlamentosu korkunç kararı bir fiyasko. Her anlamda müttefiğimiz olan Avrupa ulusal güvenliğimizin, çıkarımızın tam tersine bir rapor onaylıyor, gözünüze soka soka. Dolayısıyla Avrupa Birliği ile ilişkilerin Türkiye tarafından istikrarlı yürütüldüğünün gayet bilincindeler."

"Gümrük Birliği politize ediliyor"

Ekonomik anlamda Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği anlaşmasının her zaman bir sorun olduğunu söyleyen Karabel, bunun en büyük nedeninin Türkiye'nin karar verici kısımda yer alamamasından kaynakladığının altını çizdi. Karabel, Gümrük Birliği'nde Türkiye'nin aleyhine birçok durum otaya çıktığını ifade ederek şöyle konuştu: "Ancak, Avrupa Birliği'ne tam üye olmadığı için karar alma mekanizmalarında tam yer alamıyor. Avrupa Birliği'nin ticaret politikasını uygulamak zorunda, Türkiye bu konuda güncelleme taleplerini ortaya koymuştu. Fakat 2017'de Merkel, Gümrük Birliği müzakerelerini engelleyeceğini söyledi. Dünya ticareti çok farklı bir yere doğru gidiyor. Gümrük Birliği, çok kısır ve istisnai kalıyor. Bununla ilgili çok fazla karar alınmasına rağmen Merkel siyasi bir kararla bu durumu ortadan kaldırdı. Gümrük Birliği bu anlamda politize edilmiş durumda."