Türkiye'nin temiz enerjideki yüksek potansiyeli yeşil hidrojen üretiminde maliyeti düşürebilir

Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği Başkanı Yusuf Günay, Türkiye'nin yeşil hidrojen üretimi için gerekli temiz enerji potansiyelinin Avrupa'ya kıyasla yüksek olduğunu belirterek, "Türkiye'de yapılacak yeşil hidrojen üretimi yatırımından elde edilecek verim Avrupa'ya oranla en az yüzde 50 daha fazla. Yatırımların gerçekleştirilmesi halinde Türkiye'de hidrojen üretimi diğer ülkelere göre çok daha ucuz olacak." dedi.

Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği Başkanı Yusuf Günay, Türkiye'nin yeşil hidrojen üretimi için gerekli temiz enerji potansiyelinin Avrupa'ya kıyasla yüksek olduğunu belirterek, "Türkiye'de yapılacak yeşil hidrojen üretimi yatırımından elde edilecek verim Avrupa'ya oranla en az yüzde 50 daha fazla. Yatırımların gerçekleştirilmesi halinde Türkiye'de hidrojen üretimi diğer ülkelere göre çok daha ucuz olacak." dedi.

Günay, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Almanya'da 1 megavat kapasiteli güneş santralinden alınabilen yıllık elektrik üretim miktarının maksimum 1 milyon kilovatsaat olduğunu, Türkiye'de ise neredeyse 2 milyon kilovatsaate yakın üretim yapılabildiğini söyledi.

Ekonomisini karbondan arındırmak ve hidrojeni enerji sistemine dahil etmek isteyen ülkelerde en temel problemin hidrojen üretimindeki maliyet olduğunu belirten Günay, Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye'de daha yüksek verimle daha ucuza hidrojen üretebilme imkanı bulunduğuna dikkati çekti.

Günay, ülkelerin Paris Anlaşması çerçevesinde karbon emisyonu yüksek sektörlerde hedefledikleri dekarbonizasyona ilişkin taahhütleri olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:

"Birçok ülkenin, 2050'ye kadar ekonomisini fosil kaynaklardan tamamen arındırma ve yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji elde etme hedefi var. Almanya 2035'ten itibaren tüm enerjisini yeşil enerjiden karşılamak için taahhütte bulundu. Yapılan çalışmalar da hidrojen enerji sistemine dahil edilmeden yüzde 100 yenilenebilir enerji piyasası oluşturulmasının mümkün olmadığı yönünde. Türkiye'nin ise yeşil hidrojen üretimi için gerekli temiz enerji potansiyeli Avrupa'ya kıyasla yüksek. Türkiye'de yapılacak yeşil hidrojen üretimi yatırımından elde edilecek verim Avrupa'ya oranla en az yüzde 50 daha fazla. Yatırımların gerçekleştirilmesi halinde Türkiye'de hidrojen üretimi diğer ülkelere göre çok daha ucuz olacak."

- "Konya, Karaman ve Çanakkale hidrojen üretim bölgesi ilan edilmeli"

Günay, Türkiye'nin yerli kaynaklarının elektrik üretiminde verimli olduğu alanlarda şebeke bağlantısı olmayan rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinin kurulmasının gerektiğini söyledi.

Rüzgar ve güneş açısından yüksek potansiyelli olan ve şebeke bağlantısı olmadan elektrik tesisi kurulabilen alanların yeşil hidrojen üretimine ivme kazandıracağını ifade eden Günay, "Örneğin rüzgar açısından Çanakkale bölgesi, güneş olarak bakılırsa Konya ve Karaman bölgesi. Buralar hidrojen üretim bölgesi ilan edilmeli. Ana şebekeden bağımsız (off grid ) elektrik üretim santralleri ile hidrojen üretimi yapılabilecek hidrojen üretim çiftlikleri oluşturulmalı. Üretilen elektrik sadece yeşil hidrojen üretimi için kullanılmalı. Boru hatları vasıtasıyla Avrupa'ya ticareti gerçekleştirilebilmeli ya da Almanya'da olduğu gibi amonyak şekilde taşınabilmeli. Söz konusu projeler diğer şebeke bağlantılı yatırımlara göre daha kolay yapılabilir ve daha düşük maliyetli olacaktır." dedi.

- "Türkiye, MENA'da yer almalı"

Günay, Türk ve Alman yetkililerce İstanbul'da gerçekleştirilen hidrojen konulu toplantıda, Avrupa'nın hidrojene ilişkin oluşturduğu sistemde Türkiye'nin varlığına ihtiyacı olduğunun ifade edildiğini söyledi.

Toplantı sonucunda başta Almanya'nın hidrojene ilişkin yatırımlarda Türkiye'yi desteklemeye ve işbirliğine hazır olduğunu aktaran Günay, şunları kaydetti:

"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında 'hidrojenden sorumlu' bir bakan yardımcılığı makamı olması sürece çok yüksek ivme kazandıracaktır. Başta Almanya ve AB'nin hidrojen ihtiyaçları için en değerli tedarikçi olabiliriz. Bu nedenle, AB ile hidrojen yatırımlarına ivme verilen Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) ülkeleri arasında yer almalıyız. European Backbone diye adlandırılan projede Avrupa'da hidrojen boru hatlarının haritalandırılması yapılıyor. Türkiye'nin de bir an evvel bu kapsama dahil olması ve hidrojenin taşınmasına ilişkin boru hatlarının planlamasını yapması gerekiyor. AB'nin boru hatlarının gösterildiği European Backbone haritalamasına Türkiye'nin boru hatları da entegre edilmeli. Saf yeşil hidrojen için bir boru hattı gündeme alınmalıdır."