Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Libya ile imzalanan sınır anlaşması darbeci Sisi'nin de zoruna gitti.
Mısır'ın BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) resmi yazı göndererek Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında imzalanan anlaşmaların tümüyle reddedilmesi çağrısında bulunduğu belirtildi.
Suudi Arabistan merkezli Al Arabiya televizyonunun haber sitesine göre, Mısır yönetimi BMGK'ye yazılı müracaatta bulunarak, Türkiye ile Libya'daki UMH arasında imzalanan anlaşmaların, Konseyin 2011'de kabul ettiği "Libya'nın batısındaki milislere silah verilmesi" konulu 1970 sayılı kararına aykırı olduğunu öne sürdü.
"2015'TE YAPILAN ANLAŞMAYA AYKIRI"
Haberde, Mısır'ın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Muhammed İdris tarafından dün BMGK yetkililerine sunulan başvuru mektubunda, söz konusu mutabakatların Libyalı taraflar arasında 17 Aralık 2015'te imzalanan Suheyrat Anlaşması'na da aykırı olduğu iddialarının yer aldığı kaydedildi.
NE OLMUŞTU?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Libya Ulusal Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez al-Sarraj, İstanbul'da yaptıkları görüşme sırasında, deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakat muhtırasını imzaladılar.
Bu anlaşmanın Türkiye açısından önemi, Kıbrıs Türkleri ile 2011'de yapılan anlaşma dışında Doğu Akdeniz'de kıyısı olan bir ülkeyle yapılan ilk deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması olması.
Güney Kıbrıs ise İsrail ve Mısır ile bu anlaşmaları 2000'li yılların başında yaptı ve ilan ettiği münhasır ekonomik bölgelerde oluşturduğu 13 parselde hidrokarbon faaliyetleri için ihaleleri tamamladı.
Anlaşma, AB tarafından yasa dışı ilan edilirken, anlaşmanın Yunan ordusunu alarma geçirdiğini söyleyen Times, konunun aynı zamanda Atina'daki sivil ve askeri liderler arasında, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine nasıl tepki verileceği konusunda bölünme yarattığını vurguluyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Kuzey Kıbrıs'a gönderilen İHA'larla ilgili Çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Gerekirse sayılarını daha da artırma durumumuz söz konusu. İhtiyaca göre her şey her an değişebilir" dedi.
HAFTER'E DESTEK VERİYORLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz'de başka adımların da söz konusu olup olmayacağına ilişkin, "Bunlar gelişmelere göre anbean olabilecek adımlardır. Özellikle Libya ile aramızdaki mutabakattan sonra çok daha hareketli ve seri şekilde gidecektir. Bu işin ağırdan alınma durumu söz konusu değildir. Bir tarafta Libya'da savaş var. Adam geliyor bir bölgeyi kuşatıyor, ateşe tutuyor. Şu anda Libya ordusu gereğini yapıyor. Mesela Ruslar Wagner'leri vermiş, bu adamlar orada. Şu anda Abu Dabi yönetiminin, Mısır yönetiminin oraya verdiği bir destek var. Kime? Hafter'e. Hafter'in uluslararası tanınırlığı var mı? Yok. Kimse kabul etmiyor, Berlin süreci bile Hafter'i kabul etmiyor aslında." ifadelerini kullandı.
ABD, RUSYA'YI HEDEFİNE ALDI
Tunus'un başkentinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan ABD'nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, bölgede son dönemde artan gerilim ve Rus güvenlik şirketi Wagner Grup üyesi paralı askerlerin çatışmalara dahil olmasını değerlendirdi. Rus paralı askerlerin darbeci General Halife Hafter saflarında çatışmalara katıldığına işaret eden Norland, "Libya'daki çatışmanın ortaya çıkardığı bölgesel gerilimi kaygıyla izliyoruz. Rusya'nın dahil olması sivil can kayıplarını arttırdı" dedi.
Norland, Libya'daki krize ilişkin askeri bir çözüm olsa bile bunun "yaşanacak sivil can kaybı ve diğer maliyetler göz önüne alındığında bedelinin çok büyük olacağını" dile getirdi.
TRUMP'TAN HAFTER'E TELEFON
ABD Başkanı Donald Trump, 19 Nisan tarihinde Halife Hafter'le telefon görüşmesi gerçekleştirmişti. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Trump'ın Libya'da Hafter'in terörle mücadele ve petrol kaynaklarını korumadaki rolünü tanıdığı aktarılmıştı.İki ismin görüşmede "Libya'nın barışa ve istikrara ulaşma gereği" ele alırken, "Libya'nın istikrarlı, demokratik bir sisteme geçişine dair müşterek vizyonunu" görüşmüştü.