Türkiye'de, 1800'lü yılların başlarından itibaren iktidara yerleşen, 1908'e kadar iktidarların ortağı olan, 1908 yılında ise tek başına iktidara gelerek ' Güç Eliti' olarak tarihteki yerini almıştır. Azınlık ve yabancı okullarında tahsil görmüş olan Galata Türkleri, Galata kökenli olmakla birlikte günümüzde ülkenin her yerindedir. Bu 'Zımni' iktidar, 1950' de ilk demokratik seçimlerle güç kaybına uğramış, 60 darbesi ile tekrar güç devşirmişlerdir. Ne var ki halktan destek ve yüz bulamamış, antidemokratik kazanımlarının çoğunu darbe sonrası ilk seçimlerle kaybetmeye başlamışlardır. 12 Mart,12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan'da iktidarlarını güçlendirme hamleleri yapan Galata Türkleriher defasında geri çekilmek zorunda kalmışlardır.
En fazla yoğunlaştıkları kadrolar
Türkiye'de partiler değişse de bazı aileler hep iktidarda kalmaktadır. Galata Türkleri,Tanzimat'tan 1908 e kadar özellikle ekonomi ve dışişlerini tekellerinde tutmuşlardır. 1908 de Abdülhamid'e yaptıkları darbeyle, ortaksız, tek başına, mutlak iktidar olmuşlar, Tanzimat ve Meşrutiyet lobileri, Jön Türkler, İTP (İttihat Terakki Partisi) ve CHP, taraftarlarını bir öncekinden devralmışlardır. Ardı sıra gelen bu oluşumlar, Galata Türkleri'nin içinde en fazla yoğunlaştıkları kadrolardır. İTP kadrolarını CHP'ye devretmiştir. Bu nedenle CHP, 1923 de değil 1908 de iktidar olmuştur ve 1908-1920 döneminin hezimetlerinin sorumlusudur. Osmanlı-Türk dünyasında 1584 büyük devalüasyonu ile başlayan ekonomik duraklama ve gerileme, bütün çabalara rağmen Tanzimat'a kadar durdurulamamıştır. Tanzimat'la birlikte ekonomi yönetimi büyük umutlarla Galata Türkleri'ne teslim edilmişse de ekonomiyi harekete geçirip duraklamayı sonlandıramamışlardır.
Olağanüstü yetkilerle donatıldılar
Dört asır süren, fermanlar, reformlar, devrimlerle durdurulamayan "duraklama-gerileme" devrini bitirip ekonomiyi harekete geçiren, atılım, ilerleme, yükselme devrini başlatan, Özal olmuştur. Galata Türkleri büyük umutlarla önemli görevlere getirilmişler, iki asır boyunca ülkenin tüm imkanları önlerine serilmiş, olağanüstü yetkilerle donatılmış, bakan, diplomat, bilim adamı, sanatçı, bürokrat, gazeteci olmuşlarsa da kayda değer bir başarı gösterememiş, üstelik telafisi imkansız zararlara, kayıplara yol açmışlardır.Galata Türkleri, Türkiye'nin derdine derman olmak bir yana, kendileri ülke için dert olmuşlardır. Türklere ve onların kültürlerine önyargılı ve mesafeli yetiştirilmeleri, Batı kültürüyle girift ilişkileri ve hayranlıkları nedeniyle siyaseti ve ekonomiyi daima yanlış değerlendirip, yanlış yönlendirmişlerdir. Türkiye'nin Derin iktidarı- Galata Türkleri' adlı eser, Galata Türkleri' nin, Türkiye'ye, siyasi ve ekonomik maliyetlerinin, detaylı bir dökümüdür.
Pastayı sahiplenmenin derdindeler!
Galata Türkleri, işsizlik, eğitim, cari açık, ulaşım, enerji gibi birikmiş sorunlarla uğraşacakları çözüm üretecekleri, öneriler geliştirecekleri yerde, yurtdışında Türkiye aleyhinde yayınlar yaptırmak, içerdeki çatışmaları gerilimleri körüklemek, sorunları alevlendirmek, uyuyan sorunları kaşıyıp kışkırtmak, atılımları ve yatırımları engellemekle meşgul olmaktadırlar. Ne yazık ki bu yaptıkları ile Türkiye'ye faydalı olduklarını zannetmektedirler. Türkiye' nin sorunları için her hangi bir projeleri, çözüm önerileri bulunmamakta bu konulara kafa yormamakta, bu konular onların ilgi alanlarına girmemektedir.Pastayı büyütmek değil, pastanın hepsini sahiplenme savaşı vermektedirler.Soyut kavramlar üzerinden devlete ve hükümetlere yüklenip eleştiriler getirmekte, tesir altına aldıkları kitleler aracılığı ile ülkeyi sürekli gerilimde tutmaktadırlar. Geçmişte meşrutiyet, hürriyet gibi kavramları istismar ederek ülkeyi sıtmada tutmuş, yöneticilere dönemlerini zehir etmişlerdir. Yakın dönemlerdeyse bağımsızlık, demokrasi özellikle laiklik, gibi kavramlar üzerinden yüklenmekte halkın hayatını zehir etmektedirler.
Çözüme giden yolları kilitlediler
Başörtüsü ibadetini engelleyerek on binlerce genç kızın hayatlarını söndürmüş, tahsillerini engellemiş, iş hayatlarını bitirmiş, ailelerini perişan etmişlerdir. Özelleştirmeye hep karşı çıkmış, özelleştirmeyi, "peşkeş çekme" olarak çarpıtıp, kitlelerin hamasi duygularıyla oynayarak ajitasyon yapmışlardır. Bu tavırları ve engellemeleri ile özelleştirmeleri uzatıp, değer kayıplarına yol açmış ekonomiye büyük darbeler vurmuşlardır. Kürtleri kışkırtarak sorun ve huzursuzluğu alevlendirdikleri yetmezmiş gibi, çözüm için atılan adımları hep engelleyip, kilitleyerek çözümsüzlük üretmişlerdir. Her başarılı yöneticiyi diktatör ilan edip yönetemez hale getirip, akabinde de yönetimi ele geçirmek ve ranta kavuşmak vazgeçilmez stratejileri olmuştur. Abdülaziz, Abdülhamid, Menderes, Özal, Erbakan, Erdoğan bu stratejinin hedefi veya kurbanı olmuşlardır. İki ileri bir geri de olsa, işleyen demokrasi ile Galata Türkleri sürekli mevzi kaybetmekte yerlerini Türklere bırakmaktadırlar. Bugün Türkiye bir "Dünya Gücü" olmanın sancılarını yaşamaktadır."Türkiye'nin Derin iktidarı- Galata Türkleri", Galata Türkleri'nin 200 yıllık iktidarlarının çoğunluğu kendilerine yakın kişilerden seçilen kaynaklarla belgelendirilen hikayesidir.