Türkiye'den İsveç kararı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, NATO Karargahı'ndaki görüşmelerine ilişkin, "İkili görüşmelerimizde, NATO'nun 'Açık Kapı Politikası'nı desteklediğimizi ve İsveç'in de Üçlü Muhtıra'da kayıtlı taahhütlerini somut şekilde yerine getirmesi halinde Finlandiya gibi NATO üyesi olabileceğini müttefiklerimize beyan ettik." dedi.

Bakan Güler, NATO Savunma Bakanları Toplantısı'nın ardından Brüksel'de görevli Türk gazetecilerle NATO Karargahı'nda bir araya geldi.

'Müttefiklerimizden tam destek bekliyoruz'

Güler, toplantı kapsamında bulunduğu NATO Karargahı'nda NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in yanı sıra ABD, Birleşik Krallık, Estonya, Litvanya, Yunanistan, Fransa ve Hollanda savunma bakanları ile gerçekleştirdiği görüşmelerde NATO gündemindeki konular ve ikili ilişkiler açısından önem arz eden diğer hususları ele aldıklarını vurgulayarak, "İkili görüşmelerimizde, NATO’nun 'Açık Kapı Politikası'nı desteklediğimizi ve İsveç’in de Üçlü Muhtıra'da kayıtlı taahhütlerini somut şekilde yerine getirmesi halinde Finlandiya gibi NATO üyesi olabileceğini müttefiklerimize beyan ettik." dedi.

Savunma Bakanları Toplantısı vesilesiyle gündemdeki konulara ilişkin Türkiye'nin görüşlerini birinci ağızdan dile getirdiklerini aktaran Güler, şunları kaydetti:

"Terörle mücadele konusundaki hassasiyetlerimizi her ortamda olduğu gibi burada da dile getirdik. Gerek oturumlarda gerekse ikili görüşmelerimizde terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle ayrım gözetmeksizin mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdik. PKK/YPG/PYD, FETÖ, DEAŞ, El-Kaide ve diğer tüm terör örgütleriyle sonuna kadar mücadele etmekte kararlı olduğumuzu vurguladık. Bu hususta tüm müttefiklerimizden tam destek beklediğimizi belirttik.

Türkiye, NATO'ya en fazla katkı sunan ülkeler arasında yer almaktadır. Buna rağmen, müttefiklerimiz tarafından ihracat kısıtlamalarına maruz bırakılmamız asla kabul edilebilir değildir. Bu kısıtlamalar sadece ülkemizin güvenliğini değil, aynı zamanda NATO’nun müttefikler için belirlediği yetenek hedeflerinin karşılanmasını; dolayısıyla NATO'nun güvenliğini de olumsuz etkilemektedir. Türkiye olarak NATO'ya ve Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine, geçmişte olduğu gibi, bugün ve gelecekte de önemli katkılarda bulunmayı sürdüreceğiz."