'İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, 17 Eylül’de gerçekleştirilecek genel seçimleri kazandığı takdirde Batı Şeria’daki Ürdün Vadisi ile yasadışı yerleşimleri ilhak edeceği yönündeki beyanları İsrail’in on yıllardır devam eden işgalinin ve hukuk tanımaz uygulamalarının yeni bir tezahürüdür. Bu gayrimeşru oldubitti teşebbüsü asla kabul edilemez.
Tüm uluslararası toplumu İsrail’in uluslararası hukukun temel ilke ve normlarını pervasızca ayaklar altına alması karşısında sessiz kalmayıp, en güçlü şekilde tepki vermeye çağırıyoruz.
Türkiye, kardeş Filistin halkının yanında durmaya ve Filistin Devleti’nin haklı bağımsızlık mücadelesini tüm gücüyle desteklemeye devam edecektir.''
ULUSLARARASI KAMUOYUNDA TEPKİ ÇEKTİ
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ülkesindeki erken seçim öncesinde Batı Şeria'da yer alan Ürdün Vadisi'ni ilhak etme vaadi, uluslararası kamuoyunda tepki çekti.
Netanyahu'nun açıklamasının üzerine Arap Birliği Dışişleri Bakanları, Mısır'ın başkenti Kahire'de olağanüstü toplandı. Bakanlar tarafından yapılan ortak açıklamada, "sorumsuz, yasa dışı ve tehlikeli" olarak nitelendirilen söz konusu vaatlerin sonuçları ve yansımalarından İsrail hükümetinin sorumlu tutulduğu vurgulandı.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi yaptığı yazılı açıklamada, "Gerginliğin tehlikeli bir şekilde tırmandırılması, barış sürecinin üzerine inşa edildiği temelleri sarsıyor ve tüm bölgeyi şiddete ve çatışmaya itiyor." ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan da Netanyahu'nun sözlerini şiddetle kınadığını açıklayarak, İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) olağanüstü toplantı çağrısında bulundu.
İSVEÇ: TALİHSİZ BİR AÇIKLAMA
İsrail başbakanın sözlerine Avrupa'daki ilk tepkilerden biri ise İsveç'ten geldi.
İsveç Dışişleri Bakanlığı görevine yeni atanan Ann Linde, konu hakkında "Bence talihsiz bir açıklama. Hem Avrupa Birliği (AB) hem de uluslararası topluluk, bunun uluslararası hukuka aykırı olduğunu söylüyor. Ön şartın iki devletli çözüm olması gerekir." dedi.
FİLİSTİN YÖNETİMLERİNDEN TEPKİLER
Filistin Ulusal Konseyi, Netanyahu'nun açıklamaları üzerine İsrail'in Birleşmiş Milletler'in (BM) kararlarına uymadığını belirterek, BM üyeliğinin gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
Diğer yandan Hamas sözcüsü Fevzi Berhum, yaptığı yazılı açıklamada, "Netanyahu'nun Batı Şeria ve Ürdün Vadisi'ndeki yerleşimleri ilhak etme yönündeki açıklamaları gerçekleri değiştirmeyecek, halkımızın işgal ve işgalin planlarıyla mücadele için gösterdiği direnişi durduramayacaktır." ifadelerini kullandı.
'Netanyahu barış ihtimalini bir asır boyunca gömmüş olacak'
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Saib Ureykat ise, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Eğer ilhak olursa Netanyahu önümüzdeki 100 yıl boyunca barış ihtimalini toprağa gömmeyi başarmış olacak. İsrailliler, uluslararası toplum, bu deliliği durdurmalıdır. İlhak, bir savaş suçudur. Irkçılığın, şiddetin, aşırılıkçılığın ve kan dökülmesinin kutsanması demektir." ifadelerini kullandı.
Netanyahu, 17 Eylül'de yapılacak erken seçim öncesi düzenlediği basın toplantısında, yeniden seçilmesi halinde "kısa süre içinde" Batı Şeria'da yer alan Ürdün Vadisi'nin ABD yönetimiyle koordineli şekilde "İsrail'e ilhak edeceğini" dile getirmişti.
ÇAVUŞOĞLU'NDAN İLK AÇIKLAMA
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dün yaptığı basın açıklamasında "Netanyahu'nun seçim vaadi ırkçı bir Apartheid devleti. Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukukunu sonuna kadar savunacağız.'' demişti.
NETANYAHU'NUN SEÇİM PLANI
Seçim için kampanya yapan İsrail Başbakanı Netenyahu televizyonda planını açıkladı. etenyahu, Batı Şeria'daki tüm Yahudi yerleşim bölgelerini genişleteceğini ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın İsraillilerle Filistinliler arasındaki uzun süredir beklenen barış anlaşması planını duyurmasına kadar beklemek durumunda olduklarını açıkladı. Ürdün Vadisi ve Ölü Deniz'in kuzeyi hakkında konuşan Netenyahu, "İsrail egemenliğini seçimlerden hemen sonra uygulayabileceğimiz bir yer var. Seçilirsem, bunu yapmak kesin olarak görevim olacaktır." dedi.
İSRAİL'DE SEÇİMLER
Başbakan Netenyahu Nisan ayındaki seçimde birinci gelmesine rağmen koalisyon hükümeti kuramadığı için 17 Eylül'de erken genel seçime gidilmesi kararı alınmıştı.