ABD'nin başını çektiği koalisyon güçlerinin IŞİD'i engellemeye yönelik hava destekli operasyonlarını sürdürürken, Washington, Ankara ve Brüksel'in 'güvenli veya tampon bölge' alternatiflerini masaya yatırdığı öğrenildi.
Yeni Şafak'tan Çetiner Çetin'in haberine göre; 3 farklı diplomatik yol izlenerek oluşturulmak istenen bu alanların oluşturulması için 2 Ekim'den itibaren diplomasi trafiği sürdürülecek. ABD, operasyonların 3'üncü aşamasına geçildikten sonra alternatiflerin konuşulmasını tercih ederken, Ankara ise insan katliamının artmasından duyduğu endişeyi belirterek güvenli bölge için 'zaman kaybedilmeden harekete geçilmesini' istiyor. IŞİD hedeflerini havadan vuran ABD, 25 Ekim'den itibaren operasyonlarda 2'nci aşamaya geçmeyi ve örgütün geri çekilmesini sağlamayı hedefliyor. 3 aşamalı stratejinin son safhası ise 'IŞİD'i Rakka'ya hapsetmek...'
GÜVENLİ BÖLGE HIZLA HAYATA GEÇMELİ
Ankara ise ABD'nin tezinin aksine tampon bölge için zaman kaybedilmemesini öneriyor. Savaşın bölge halkları üzerinde daha ciddi sorunlar yaratacağına dikkat çeken Ankara, 'IŞİD saldırıları birer katliama dönüştükçe bölge halkları zor durumda kalıyor. İvedilikle halkı yerinde korumayı amaçlayan bir persfektik oluşturulmalı ve tampon bölge hızlı bir şekilde hayata geçirilmeli' mesajı iletiyor. Türkiye, kendi güvenlik perspektifini de dikkate alarak, 25 km'lik bir güvenli alan oluşturulmasını istiyor. Bu güvenli bölgenin ise Sunni Araplar, Kürtler ve Türkmenlerin yaşadığı Rojawa, İdlib, Halep'in kuzeyi ve Haseki kentlerini kapsaması gerektiği vurgulanıyor.
ÖNLEM ALINMAZSA İÇ SAVAŞ ÇIKABİLİR
Ankara, ABD'nin kısa vadeli persfektifinde yalnızca IŞİD'i yok etmeyi amaçlamasını eleştiriyor. IŞİD temizlendikten sonra bölge halkları arasında nasıl bir dengenin şekillendirileceğine dair ABD'nin bir planının olmamasından şikayetçi olan Türkiye, bölge halkları arasında bir denge sağlanmadıkça, IŞİD ve benzeri örgütlerin önüne geçilemeyeceğini kaydediyor. Ankara'ya göre eğer bu önlemler alınmazsa, halklar arasında sonu gelmeyen iç savaşlar da çıkabilir. Buna karşılık kasım ayında kongre seçimleri olduğunu hatırlatan Washington, bölgeye yönelik uzun vadeli planın ancak kasımdan sonra belirleneceğini ifade ediyor.
KOMUTA TÜRKİYE'DE OLACAK
Tampon bölge için önümüzdeki hafta Ankara ve Washington hattında hızlı bir diplomasi trafiği başlayacak. İlk aşamada BM'nin desteği aranacak. Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) yeralmadığı için konuyu ABD gündeme getirecek. Daha önce tampon bölge şartlarına veto koyan Konsey üyeleri Rusya ve Çin'i ikna etmek için ise ABD, Fransa, Danimarka, Almanya ve Türkiye'den oluşan 5'li grup, ikna turları başlatacak. Ankara ve Washigton, Rusya ve Çin'in IŞİD tehdidi karşında sessiz kalmayacağı ve önerilere destek vereceği görüşünde. Tampon bölgeye askeri katkı sunmak isteyen Rusya ve Çin'in mesajına Türkiye'nin, 'Oluşturulacak gücün komutası bizde olursa sıcak bakabiliriz' cevabı verdiği belirtiliyor. Rusya ile Çin'in, ABD komutasındaki bir güçte yeralmak istememesi, idareyi Türkiye'nin ele almasını kolaylaştırıyor.
TAMAMI ÖZEL KUVVETLER
Türkiye, tampon bölgede konuşlandırılacak 'barış gücü' askerleri için çalışmalarını önümüzdeki 2 hafta içinde başlatacak. Tamamı Özel Kuvvetler'den oluşacak grubun adı uluslararası alanda Peace Monitoring Force (PMF) olarak geçecek. Bu birlikler tampon bölge uygulamasıyla birlikte 7 yıl süre boyunca bölgedeki halklar ve siyasi yapılar arasında çıkabilecek iç savaşı önlemeye yönelik çalışmalar yapacak. Bu arada Suriyeli muhalif generallerden alınan bilgilere göre, muhalifler yer yer Esed ordusuna karşı başarılı oluyor. Fakat özellikle Humus, Hama ve İdlib gibi yerlerde edinilen kazanımlar, 'orantısız güç' nedeniyle sürdürülemiyor. Bir şehirde muhalifler etkili olduğunda Esed ordusu uçakları devreye sokarak bomba yağdırıyor. Bu nedenle etkinlik karşı tarafa geçiyor.
"ÇÖZÜM SÜRECİ ETKİLENMESİN"
Ankara, IŞİD terör örgütüne yönelik operasyonların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı çözüm sürecini olumsuz yönde etkilememesi için Washington'a gerekli uyarıları iletti. Türkiye, sürecin sabote edilmemesi gerektiğini her mesajda vurguluyor. Zira oluşturulacak koruma kalkanında Kürtlerin de diğer gruplarla eşit şekilde korunması gerektiği, aksi halde IŞİD'in Kürtleri hedef alması durumunda meselenin bir anda IŞİD-PYD çatışmasından çıkıp bölgesel Arap-Kürt kavgasına dönüşmesi riskine işaret ediliyor. Böyle bir riskin başgöstermesi halinde bunun doğrudan Türkiye'deki çözüm sürecini olumsuz yönde etkileyebileceği kaydediliyor.
SINIRA AKIN DEVAM EDİYOR
ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin IŞİD terör örgütüne yönelik hedefleri bombalamaya başlamasıyla birlikte Türkiye'nin sınır bölgeleri insan seline sahne oluyor. Son birkaç günde Kobani'den gelen Suriyeli Kürt sayısı 140 bini bulurken, Iraklı Yezidiler ise 70 bini aştı. Washington'un 3 aşamalı planının tamamlanmasını beklemek istemeyen Ankara, sınırda acilen tampon bölge oluşturulmasını istiyor. Çözümün gecikmesi halinde iç savaş tehlikesi kapıda.