Neşat GÜNDOĞDU/ANKARA
Uzmanlar Türkiye'nin bağımsızlığının iki sembolüne yapılan bu hakaretin Batı'nın kendi değerlerini bile hiçe saydığının en iyi göstergesi oldu belirtti.
ARTIK HERKES ANLADI, TÜRKİYE DÜŞMAN GÖRÜLÜYOR
Köşe Yazarı Sevil Nuriyeva, Bu yaşananlar Türkiye'de Batı'ya hayran olan ve Atatürk'ü batıyla birleştiren bir kitlenin; Batı nezdindeki Atatürk ve Türkiye anlayışının aynı olduğunu anlamasını sağlayan bir olay oldu" ifadesini kullandı.
YAŞANANLAR BÜYÜK RESMİN BİR PARÇASI
BİLGESAM NATO Uzmanı Akademisyen Prof. Dr. Nurşin Güney ise, "Türkiye'yi siyaseten sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu türde bir şey gerçekleştirmek kesinlikle NATO'nun lehine değil. Yaşananlar sadece NATO ile de bağımlı değil büyük bir resmin parçasıdır. AB'den de benzer saldırılar geliyor." dedi.
NATO'nun Norveç'te gerçekleştirdiği tatbikatta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan hakaret ve düşmanca gösteriminin etkileri kamuoyunda devam ediyor. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in defalarca özür dilemiş olmasına rağmen bu ayıbın giderilemediğini belirten kanaat önderleri Türkiye'nin sonuna kadar haklı olduğunu söylediler. Türkiye'nin bölgesinden ve dünyada artan gücünü karşı yapılan bir dizginleme harekete olduğunu belirten uzmanlar "Türkiye'nin bağımsızlık hareketini başlatan Atatürk ile küresel güçlerin diktalarına boyun eğmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırı önemli bir mesajı içinde barındırıyor" dediler. Uzamanlar konuya ilişkin olarak şöyle konuştu:
"Atatürk ve Erdoğan'a Mill ve Yerli olduğu için saldırıldı"
Köşe Yazarı Sevil Nuriyeva, Atatürk ile Erdoğan'ın aynı karede yer almasının çok derin anlamı olduğunu söyleyerek bu hareketin batılı ittifakın haçlı zihniyetinin devamını gösterdiği değerlendirmesinde bulundu. Nuriyeva, yaşananların İslam dünyasının adil yönetim anlayışının önüne geçilmesi çabası olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Osmanlı çöktükten sonra bu bölgede yeniden adil nizamın kurulmasının hep önüne geçmek istediler. Osmanlı Devleti'nin yetiştirdiği önemli subaylardan biri olan Atatürk'e ve faiz lobisine savaş açan ve ülkenin milli çıkarlarını her şeyin önüne koyan Erdoğan'a yapılanlar Türkiye'nin farklı ses çıkarmasının ve başka devletlere örnek olması ciddi rahatsızlık oluşturmuştur. Atatürk ve Erdoğan, milli ve yerli unsurları devreye almaya çalıştığı için ikisi aynı karede yer aldı. İhanet çetelerini ortadan kaldırarak tekrar bu millet ile kök arasında bir bağ kuran Erdoğan'ın yaptıkları meselenin özüdür. Venezuela Başkanı'nın bizi kurtarırsa ancak Türkiye kurtarır demesinin altında yatan esas meselede bu. Batıya hayran olan, Atatürk'ü batıyla birleştiren bu kitlenin Batı nezdindeki Atatürk ve Türkiye anlayışının aynı olduğunu gösteren çok önemli bir olay oldu. Gerçekten Atatürk'ün bu milletin kaderinde milli ve yerli unsur olarak değerlendirenlerin meseleye siyesi parti olarak değil ülke ve devlet menfaati noktasından bakarak bunu çözmüş olur. Türkiye'nin büyümesini istiyorlarsa gerçekleşen olayların Erdoğan ile sınırlı olmadığını görmeliler. Atatürk'ü dinsiz, kendi milli değerlerine karşı duruş sergileyen bir olarak gösterip sol cenahı temsil eden biri olarak göstermekteki niyet kötüdür. Atatürk bazı kısımlar için bahane kılıfıdır. Atatürk bugün yaşamış olsaydı eminim ki Erdoğan'ı çok tebrik ederdi. Erdoğan, bu ülkeyi yeniden güç sahibi yaparak, layık olduğu, hak ettiği noktaya çıkarmak istiyor."
"Yahudi ve Silah Lobileri Sessiz"
Türk-Amerikan Diasporası Konseyi Başkanı Ercüment Kılıç, yaşananların son olmayacağını ifade etti. Kılıç, "Bunun ikinci noktası Türkiye'ye karşı bir ilmek dokumaktır. Yenisi de gelecektir diye tahmin ediyorum. Bu tabi hükümeti, Türkiye'ye karşı başlatılmış geçmişte başlatılmış bir hareketin devamıdır daha da devamı gelecektir. Amerika'daki Yahudi lobisin henüz sesini çıkarmadı. Cumhurbaşkanı'nın son görüşmesi dolayısıyla ses çıkarmakta güçlük çekiyor olabilirler. Biraz daha itidalli davranmaya teşvik edilmiş olabilirler. Amerika'daki Yahudi lobisi ve Silah lobisinin hiç sesi çıkmıyor. Bu anlamlı" şeklinde konuştu.
"Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışıyorlar"
BİLGESAM NATO Uzmanı Akademisyen Prof. Dr. Nurşin Güney, NATO'nun Türkiye'yi göz ardı edemeyeceğini dile getirerek "Türkiye hem jeostratejik olarak hem de askeri de dahil her türlü kapasitesiyle NATO'nun ikinci büyük ordusu" dedi ve şunları ekledi: "Türkiye'yi siyaseten sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu türde bir şey gerçekleştirmek kesinlikle NATO'nun lehine değil. Ama Türkiye'yi uluslararası platformda küçük düşürecek, sıkıştıracak bir yola tasallut ettiler. Yaşananlar sadece NATO ile de bağımlı değil büyük bir resmin parçasıdır. AB'den de benzer saldırılar geliyor. Bu zamana kadar sadece Hükümet ve Cumhurbaşkanı'na yönelik bir sıkıştırma olarak cereyan ediyordu. Ama Atatürk'ün de işin içine katılması ile bunun tamamen bir Türkiye karşıtlığı olduğu noktasında hem fikir olduk. S400'ler ilgili Türkiye'nin tasarrufu müttefiklerinden bağımsız gelişmedi. Onlar vermeği Çin'e gittik, sonra Rusya'dan temin edildi. Bir ihtiyaç var ve bu yeni bir ihtiyaçta değil. Soğuk savaştan beri sık sık NATO'da gündeme geldi. PATRIOT'lar bir geliyor bir gelmiyor. Bazı müttefikler bunların Türkiye'ye verilmesini geciktirdiler. NATO içerisinde Türkiye karşıtı ülkelerde var, yakın olan ülkelerde var. 28 tane üyenin birçoğu da aynı zamanda AB üyesi ülkeler. FETÖ subaylarının varlığı bir provokasyon olarak da kullanılmış olabilir. Türkiye bu işin sorumlularını takibe aldı.
"NATO tarihinde görülmemiş bir şey"
"NATO'nun Türkiye'ye çok ihtiyacı var" diyen Güney ise şunları kaydetti: "Üye ülkelerle Türkiye kıyaslandığı zaman Türkiye'nin vermiş olduğu somut askeri katkı çok yüksek. Müslüman olan tek üye Türkiye'dir. Türkiye bu yaşananlardan hukuken haklı bir duruşa sahiptir. S400 geçici bir çözüm ama Türkiye EUROSAM adımı ile kendi özgün sistemini geliştirecek. Yaşananlar sonrası özür yeterli değil. NATO tarihinde görülmemiş bir şey yaşandı. Bunun gerisindeki güçler kimdir bunların ortaya çıkarılması lazım. Yoksa NATO'da bundan zarar görür. Türkiye 40 askerini geri çektiğinde operasyon çökmüş. Türkiye'de 28 NATO üssü var. Tüm bunlar Türkiye'nin elindeki çok güçlü şeyler ama en önemlisi NATO bu yaşananlarla çok büyük itibar kaybetti. Çünkü kendi içerisindeki çatlak ortaya çıktı. Bu sorunu çözmek NATO'nun kendi güvenilirliği açısından da çok önemli. Türkiye'nin özgürlüğüne karşı bir tutum. Atatürk ile bugünün Türkiye'sini bağdaştırıp Türkiye'nin aslında bağımsız olma iradesine saldırı var. Bu bir provokasyon bile olabilir. Bir FETÖ bağlantısı var mı diye kontrol edilmeli.