Dışişleri Bakanlığının açıklamasında, Yunanistan Parlamentosunun Batı Trakya'daki Türk azınlığı için şer'i yetkilerin kullanımını ihtiyari hale getiren, taraflar arasında bir ihtilaf olduğunda ise "Medeni Hukuk"un kullanılmasını mümkün kılan bir yasayı 9 Ocak'ta kabul ettiği hatırlatıldı.
Yunanistan makamlarının azınlığın seçilmiş müftülerinin görev alanına giren başka mevzuat çalışmalarında da yaptığı gibi bu yasa çalışmasına ilişkin de seçilmiş müftülerle danışmalarda bulunmadığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Söz konusu yasa, Batı Trakyalı bir soydaşımızın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM) açtığı dava üzerine hazırlanmıştır. Yunanistan'ın azınlıkla ilgili diğer AİHM kararlarını ayrım gözetmeksizin uygulamasını, bu çerçevede, azınlığın sivil toplum örgütlerini, isimlerini bahane göstermeden, tescil etmesini bekliyoruz. Batı Trakya Türk azınlığının seçilmiş müftülerini tanımayan Yunanistan'ın son dönemde cezai soruşturmalar suretiyle seçilmiş müftülere yönelik baskılarını yoğunlaştırdığını üzülerek takip ediyoruz. Geçmişte, seçilmiş müftülere yönelik yetki gaspı suçlamasıyla açılan davalarda AİHM'in Yunanistan'ı beş kez suçlu bulduğunu da hatırlatmak isteriz. Bu nedenle, Yunanistan'ın geçmişten ders çıkartmasını ve seçilmiş müftülere yönelik uyguladığı hukuki baskıya son vermesini bekliyoruz."