Türkiye uyardı, Barzani dinlemedi: 'Satıldık ey halkım'

Mesut Barzani'nin referandum sonrası, önceki gün attığı geri adım, Türkiye'nin uyarılarında ne derece haklı olduğunu gözler önüne serdi. Onlarca kez manşetlerimizle uyardığımız ve kendisine hayal satıldığını hatırlattığımız Barzani sonunda sözümüze geldi.

KORAY TAŞDEMİR

Mesut Barzani'nin referandum ısrarı büyük bir hüsranla sonuçlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Türkiye'nin bütün uyarılarına rağmen referandum konusunda ısrar eden Barzani çok güvendiği Batı tarafından da yüzüstü bırakıldı. Referandum sonrasın Kuzey Irak'a yönelik ambargolar yüzünden sıkıntıya düşen Barzani daha fazla dayanamayarak, 1 Kasım itibarıyla sona eren başkanlık görevine devam etmeyeceğini ve süresinin uzatılmasını da kabul etmediğini bildirdi. Barzani ayrıca başkanlık yetkilerinin parlamento ile Neçirvan Barzani'nin başbakanlığındaki hükümet arasında bölüşülmesini istedi. Kendisini onlarca kez ikaz eden ve gerçeği görmesi için uyarılarda bulunan Türkiye'yi duymazdan gelen Barzani, kendisine hayal vadedenlere sitemde bulunarak attığı referandum adımını geri çekti.

Manşetlerimizle Barzani'yi uyarmıştık

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'ndeki gayrimeşru referandum kararına yönelik eleştirilerini manşetimize taşıyıp Erdoğan'ın Barzani'ye yönelik uyarılarını dillendirmiştik. 4 Ekim 2017 tarihli nüshamızda manşetten verdiğimiz "Ateş Çukurunu Kapatın" başlıklı haberimizde, Erdoğan'ın şu sözlerine yer vermiştik: "Yanı başımızda kazılan ateşini kin ve nefretin beslediği çukura izin vermeyiz. Referandum krizi, bölgemizin bağrına yeni bir hançer saplamaktır. Yine de kapı kapanmadan uzatılacak her eli tutmaya hazırız." 22 Eylül tarihli gazetemizde de yapılacak olan referandumun en çok Kürtler'e zarar vereceğini dile getirmiş ve IKBY'nin referandum ısrarı en çok Kürtlere zarar" manşetini atmıştık. Söz konusu haberde "Küresel işgalciler, Irak'ı Suriye'ye, Barzani'yi de Esed'e dönüştürecek. Erbil iyiliğini isteyen Ankara'ya kulak vermeli. Bölgeyi hakimeiyetleri altına almaya çalışan güç odakları Kürtler'e, Araplar'a ve hepimize kaybettirecek bir süreci tetikliyor. Müslüman kanı akarken kazananlar yine başkaları olacak." uyarısında bulunmuştuk.

Kaosu seçen Barzani dediğimize geldi

25 Eylül tarihli manşetimiz ise Batı, referandum ile Kürtler'e yine acı dolu bir hayal pazarlıyor. Yazık olacak" başlığı ile çıktı. Her fırsatta Barzani'yi uyarmamıza rağmen kendisine ve Kürtler'e acı ve gözyaşından başka bir şey vadetmeyen güç odaklarına kanan Barzani, Türkiye'nin uyarılarına kulak asmadı. Söz konusu haberde, Barzani'nin büyük bir tuzağa düştüğünü yazmış ve şu ifadeleri kullanmıştık: " Barzani, Batı'nın perde gerisinden gaz verdiği ancak yine Kürtleri satışa getireceği sonu hüsranla bitecek bir tuzağa düştü. Tüm uyarılara kulak tıkayan Barzani, maalesef kaosu seçti." Bütün uyarılara rağmen kaosun peşinde koşan Barzani 25 Eylül'de yapılan referandumun üstünden 2 ay bile geçmeden gerçeği anladı ve geri adım attı. Kendisine hayal vadeden Batı'nın oyununa gelen Barzani'yi Batı yine sattı.

Hayal vadedenlere sitem etti ve bıraktı

Barzani, Bölge Parlamentosu'na gönderdiği mektupta, yetkilerinin Parlamento Başkanlığı, Hükümet ve Adalet Yüksek Konseyi'ne devredilmesini istedi. Mektubun ardından yayınladığı mesajda da, "Bugün şu soruyu sormak zorundayız: "Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçleri, ABD'nin gözleri önünde ve onların silahlarıyla Kürdistan'a saldırdı. ABD buna neden sessiz kaldı" dedi. Bu soru ABD'nin ve temelde Batı'nın Barzani'yi sattığının itirafı olarak değerlendirilirken. ABD Başkanı Trump'ın "Kürtler ile Bağdat arasında taraf tutmuyoruz" sözleri dikkat çekti. Almanya da Kerkük'teki çatışmaların ardından peşmergelere verdiği eğitimi askıya alarak Barzani'yi nasıl oyuna getirdiklerini adeta gözler önüne serdi.

Mahabad Kürt Cumhuriyeti'ni de yıkmışlardı

22 Ocak 1946' da Sovyetler Birliği'nin desteği ile İran'da başkenti Mahabad olan ve Senendec, Şino, Miyandoab şehirlerini kapsayan, 13 bakandan oluşan ve Cumhurbaşkanlığına Qazi Muhammed getirilen Mahabat Kürt Cumhuriyeti Kuruldu. Amerikan ve İngiltere'nin baskıları sonucu, Sovyetler Birliği kısa zaman içinde Kürtlere verdiği desteği geri çekti. SSCB İran'la anlaşıp, 9 Mayıs 1946'da İran'dan tamamen çekilince 17 Aralıkta İran ordusu Mahabad'ı işgal ederek Mahabad Kürt Cumhuriyet'ini yıktı ve yöneticilerini tutukladı. 31 Mart 1947'de Cumhurbaskanı Qazi Muhammed Başbakan Hacı Baba Şeyh ve Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Han Seyfi Kadı, Cumhuriyetin kurulduğu yer olan Çarçıra Meydanı'nda asılarak idam edildiler.

Ruslar, Kürtleri koz olarak kullanmıştı

İkinci Dünya Savaşı'nın sonrasında İran birliklerinin Mahabad Cumhuriyeti'ne son vermesi üzerine Sovyetler Birliği'ne giden ve uzun seneler Moskova'da kalan Molla Mustafa Barzani, Ruslar tarafından iaşe ve idare edilmekte, müstakil bir Kürdistan kurulması için koz olarak oynanacak bir kuvvet halinde elde tutulmuştu. 1958'de İran Milli Emniyet Servisi'nin talebi üzerine Türk istihbarat servisleri tarafından hazırlanan ve üzerinde "Çok Gizli" damgasının bulunduğu raporun, Irak'taki Kürt hareketinin ve Molla Mustafa Barzani'nin bahsinin geçtiği bölümden bazı cümlelerde şöyle deniliyordu:"...İkinci dünya harbi esnasında 25 Ağustos 1941 tarihinde İran'ı işgal eden Ruslar'ın, Kürtler'i kendi emel ve arzularına uygun şekilde nasıl istismara başlayıp İran Azerbaycanı'nda nasıl bir Kürt hükümeti kurdukları ve bu hükümetin kuruluşunu müteakip Ruslar tarafından nasıl teslih (silahlandırıldığı) ve takviye edildiği malu00fbmdur."