Özlem DOĞAN
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs bütün dünyada hızla yayılıp enfekte ettiği ülkelerde ölümlere neden olmaya devam ediyor. Virüs yüzünden Türkiye’de hayatını kaybedenlerin sayısı 356'ya yükseldi. Dünya genelinde vaka sayısı 1 milyonu aşarken can kaybı da 55 bine yaklaştı. Korkutucu rakamlara ulaşan pandemik salgına karşı sokağa çıkmama uyarıları yapılırken tüm dünyada adeta hayat durdu. Koronavirüsle ilgili son gelişmeleri Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür Milat Gazetesi’ne değerlendirdi.
Ülkemiz bu işin üstesinden gelecek
Bütün dünyayı saran koronavirüsten dolayı korunaklı hiçbir alanın olmadığını ifade eden Prof. Dr. Ali Gür, Türkiye’nin bu konuda biraz daha şanslı olduğunu söyledi. Virüsün ülke sınırları içerisine daha geç geldiği için Türkiye’nin gerekli hazırlıkları zamanında yapmış olduğuna dikkat çeken Gür, “Fakat alınan tüm tedbirlere rağmen salgın hızla yayılıyor. Bunu durdurmanın tek yolu da mümkün olduğu kadar bulaş yollarını azaltmak. Bunun da en ideal yolu da evde kalmaktır. Ölümlerimiz elbette var fakat bu konuda Türkiye büyük mesafe kat etti. Vefat ve vaka sayısı artıyor, biraz daha artacak ama Türkiye’nin hem altyapı hem hekim kadrosu hem de iradi olarak da birlikte çalışma güdüsü yönetsel kademesi bu işin üstesinden gelecektir” dedi.
Türkiye tedbirleri kısa sürede aldı
Koronavirüsün birkaç gün içinde kontrol altına alabilecek bir durumdan olmadığını kaydeden Gür, “Toplumsal bir sorunla karşı karşıyayız. Eğer sıkı tedbirlere devam etmezsek vaka ve ölüm sayısı yükselir. Çünkü 1 kişi 30 kişiye kadar virüsü bulaştırabiliyor. Ön tedbirleri zamanında aldık ancak ‘Tedbir almamıza rağmen neden sayı artıyor’ diye sorulacak olursa biz ek izolasyon ve seyahat yasaklarını getirmemizden önceki vakalar ortaya çıkıyor. Bununla birlikte bu tedbirleri kısa sürede aldığımız için bunun faydasını önümüzdeki hafta göreceğiz” diye konuştu.
Gerekirse 1 ay evde kalalım
Türkiye’de sağlık eğitimi ve altyapısının Avrupa’nın önünde olduğunu söyleyen Gür şöyle konuştu: “Ben bunu Avrupa’da kalmış ve Avrupa’da hekimlik yapmış biri olarak söylüyorum. Bu gücümüzün artık farkında olmalıyız. Sosyal uyum, fiziki mekân ve sosyal anlamda hastalara verilen destekler mükemmel fakat hekim sağlık çalışanı sayımız az. Biz vatandaşımız için sahadayız, vatandaşımızdan da bizim için evde kalmasını istiyoruz. Türkiye yerli üretim ve ticaret hacmiyle dünyanın önemli ülkeleri arasında yer alan ve gelişen bir ülke. Herkes kendi üzerine düşeni yapsın, gerekirse 1 ay daha evde kalalım ki bulaşmayı engelleyip bu salgını atlatalım.”
İyileşen hastaların kanı çare olabilir
Koronavirüse karşı aşı üretilmesi için zamana ihtiyaç olduğunu ve bunun da 1 yıldan önce gerçekleşmeyeceğini vurgulayan Gür, tedavi edici ilaç bulununcaya kadar hastaların ölüm oranını ve yoğun bakımda kalış sürelerini azaltmak için çareler üretilmesi gerektiğini belirti. Koronavirüse tutulup hastalığı yendikten sonra üzerinden 15 gün geçip kanında antikor üremiş kişilere dikkat çeken Gür, “İyileşen hastaların kanlarından alarak yoğun bakımdaki koronavirüslü hastalara vererek savunma mekanizmasını geliştirerek ciddi bir şekilde iyileşme sağlayabiliriz. Bu geçmişte de denenmiş ve başarılı olmuş bir tedavi yöntemi. Eksisi artısı karşılaştırılabilir fakat biz tam güvenli yolla patojenlere özel bir sistem uygulayarak hastalara verme taraftarıyız. Bunu Çin ve ABD yaptı. Biz tamamen güvenli ara sistem oluşturarak uygulayacağız” ifadelerini kullandı.