Erden, rüzgar sektöründe en fazla ihracat yapılan 6 ülkenin tamamının Avrupa Birliği (AB) üyesi olduğunu belirtti.
İhracatta AB ülkelerinin öne çıkmasıyla Türkiye'nin rüzgar enerjisi alanında Avrupa için stratejik partnerlik rolünü pekiştirdiğini ifade eden Erden, TÜREB Sanayi Envanteri'ne göre, Almanya, İspanya ve Portekiz gibi gelişmiş rüzgar sanayisine sahip AB ülkelerinin, ihracat yapılan ilk 3 ülke olarak öne çıkmasının Türkiye'nin rüzgar sanayisinin rekabet gücünü ortaya koyduğunu anlattı.
Erden, Türkiye rüzgar sanayisinin ihracat yoğun üretimiyle Türk ekonomisine pozitif katkı sunmaya devam edeceğini vurgulayarak, "Türkiye rüzgar enerjisi sanayisinin ülkenin ihracatına katkısı özellikle son 10 yılda artış gösterdi. 2023 itibarıyla üretilen artı değer 2,2 milyar dolar seviyesine ulaştı. Türkiye rüzgar sanayisi, ihracat yoğun üretimiyle Türkiye ekonomisine pozitif katkı sunmaya devam ediyor. Bizim de TÜREB olarak sektörümüz adına en öncelikli konularımızdan biri burada yatıyor. Yerli sanayimizin bu gücünü daha görünür kılmak ve bilhassa Kovid-19 salgını sonrası herkesin tecrübe ettiği 'tedarik zinciri kırılganlığına' özellikle Avrupa ülkeleri için en doğru yanıtı verebilecek konumda olduğumuzu vurgulamak." diye konuştu.
Türkiye'de üretim yapan şirketlerin Avrupa ve diğer bölgelere coğrafi yakınlığının önemli olduğunu belirten Erden, sözlerini şöyle tamamladı:
"İhracatta da en ön sıralarda yer alan Enercon, Nordex, TPI Composite, CS Wind ve Beyçelik Gestamp gibi uluslararası şirketler ve Ateş Çelik, Çimtaş, AEMOT gibi son derece güçlü ulusal şirketlerimiz mevcut. Avantajlı coğrafi yakınlığımız, dünya standartlarında üretim yapan güçlü sanayimiz, yetişmiş insan gücümüz ve Türk insanı karakteristiği olarak 'çözüm odaklı olmamız', bunlar rüzgar sanayisinin gelişmesinde mükemmel bir kombinasyonu oluşturuyor. Bu unsurlarla sektörün bayrağını, güçlü rüzgarımızla uluslararası arenada da dalgalandırmaya devam edeceğiz."