Hacettepe Üniversitesince hazırlanan 2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre Türkiye halen genç bir nüfus yapısına sahip ve ülkedeki nüfusun yarısı 30 yaşın altında bulunuyor.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünce hazırlanan 2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasına (TNSA-2013) göre, toplam nüfusun yüzde 26'sının 15 yaşın altında olduğu Türkiye'de, 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı ilk kez yüzde 8'e ulaştı.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü öncülüğünde, Kalkınma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TÜBİTAK işbirliğiyle hazırlanan 2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'nın (TNSA-2013) sonuçları, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın da katıldığı toplantıda açıklandı.
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye halen genç bir nüfus yapısına sahip ve ülkedeki nüfusun yarısı 30 yaşın altında bulunuyor. Toplam nüfusun yüzde 26'sının 15 yaşın altında olduğu Türkiye'de 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı ilk kez yüzde 8'e ulaştı.
Hanehalkı büyüklüğü azalmaya devam ediyor
Son 20 yılda Türkiye'deki ortalama hanehalkı büyüklüğü 4,5 kişiden 3,6 kişiye düştü. Türkiye'deki hanehalklarının yarısı 4 ya da daha fazla kişiden, hanelerin yüzde 9'u ise tek kişiden oluştu.
Temel insan haklarından birisi olarak kabul edilen çocukların doğumu takiben nüfusa kayıt edilmesi konusunda Türkiye'de önemli iyileşme yaşandı. Nüfus ve Sağlık araştırmalarının sonuçlarına göre, son 20 yıl içinde nüfusa kayıtlı olmayan 5 yaş altı çocukların oranı yüzde 26'dan yüzde 1'e geriledi.
TNSA-2013 sonuçları 6 yaşın üzerindeki nüfus içinde kadınların yüzde 28'inin, erkeklerin ise yüzde 16'sının ya hiç okula gitmediğini ya da ilkokulu bitirmediğini gösterdi.
Eğitimde cinsiyet farklılığı genç kuşakta ve ilkokul-ortaokul eğitim düzeylerinde azalırken, lise ve üzeri eğitimde özellikle kırsal yerleşim yerlerinde dezavantaj devam etti.
KADINLARDA EVLENME YAŞI 21
Türkiye'de 25-49 yaş grubundaki kadınlar için ilk evlenme yaşı son beş yıl içerisinde değişmeyerek 21 oldu. Erken yaşta yapılan evliliklerde, 15-19 yaş grubundaki kadınların yüzde 7'sinin evlendiği görüldü.
Bebek ölüm oranı azalırken, son 5 yılda doğan her bin bebekten 13'ünün bir yaşına gelmeden öldüğü belirlendi. Bu rakam 2008 yılında 17 idi.
1-4 yaş arası çocuklar için hesaplanan çocuk ölüm hızı binde 2, 5 yaş altı ölüm hızı ise binde 15 oldu. Tüm bebek ve çocuk ölümü göstergelerinde iyileşme gözlenmesine rağmen bölgesel farklılıkların devam ettiği görüldü.
Doğurganlık yenilenme düzeyinin üzerinde durağanlaştı
Türkiye'de doğurganlık düzeyi kadın başına ortalama 2,26 çocuk seviyesinde yer aldı. Doğurganlık seviyesi son 10 yılda neredeyse değişmeyerek, yenilenme düzeyi olan 2,1 çocuğun biraz üzerinde durağanlaştı. Ancak doğumlar ileri yaşlara ötelendi.
Doğurganlık düzeyinde bölgesel farklılık azalarak devam ederken, kadın başına ortalama çocuk sayısı Batı Anadolu Bölgesi'nde 1,9 çocuk, Doğu Anadolu Bölgesi'nde 3,4 çocuk olarak hesaplandı.
Gebeliği önleyici yöntem kullanım düzeyi sabitlendi
Türkiye genelinde evli ve doğurgan çağdaki kadınların yüzde 75'inin gebeliği önleyici yöntem kullandığı belirlendi. Bu düzey son 10 yılda gebeliği önleyici yöntemlerin kullanımının neredeyse sabitlendiğini gösterdi. Bu durum doğurganlıkta gözlemlenen durağanlıkla uyumlu seyretti.
TNSA-2013 sonuçları, Türkiye'de son beş yıl içinde anne-çocuk sağlığı göstergelerinde önemli iyileşmeler olduğunu ortaya çıkardı. Sağlık personelinden doğum öncesi bakım alan kadınların oranı son 5 yılda yüzde 5 artarak yüzde 97'ye yükseldi.
Kadınların yüzde 94'ü, bebeklerin ise yüzde 95'i doğumdan sonraki 41 gün içinde doğum sonrası bakım hizmeti adı.
Geçmişte daha dezavantajlı durumda olan Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki kadınlar arasında doğum öncesi bakım hizmeti alanların oranı yüzde 90'ı aştı.
Sezaryen arttı, kürtaj azaldı
Son 5 yıldaki doğumların yüzde 97'si bir sağlık kuruluşunda gerçekleşti. Doğumların neredeyse yarısı (yüzde 48) sezaryen yöntemiyle gerçekleştirildi. Sezaryen doğumlarda 5 sene öncesine göre yüzde 11'lik artış gözlendi.
Her yüz gebelikten 5'i isteyerek düşük (kürtaj) ile sonlandı. Bu oran 5 yıl öncesine göre yarı yarıya azaldı.
Çocukların yüzde 10'unun boyu yaşına göre kısa, yüzde 10'u obez
TNSA-2013 sonuçları, Türkiye'de 5 yaşından küçük her 10 çocuktan birinin boyunun yaşına göre kısa olduğunu gösterdi. Türkiye'de kronik beslenme sorunları sonucu oluşan bodurluğun, kırsal alanlarda, Doğu Anadolu Bölgesi'nde ve annesi hiç eğitim almamış ya da ilkokul bitirmemiş çocuklar arasında daha yaygın olduğu görüldü. Bunun yanı sıra her 10 çocuktan biri obez olarak tespit edildi.
Türkiye'de kadınların ortalama boyu 158 santimetre. Beden Kitle Endeksi'ne göre kadınların yüzde 29'u kilolu; yüzde 27'si ise obez. Bir başka ifade ile Türkiye'de her 10 kadından 6'sı aşırı kilolu olarak kayıtlara geçti.
Kadınların (15-49 yaş) yüzde 31'i kendi ev işleri dışında gelir getiren ya da getirmeyen bir işte çalışıyor. Çalışan kadınların sadece yarısı sosyal güvence kapsamında. Kadınların çalışmama nedenleri arasında ilk sırayı çocuk bakımı ve gebelik (yüzde 24) ikinci sırayı ise eşinin ya da ailesinin çalışmasına izin vermemesi (yüzde 15) aldı.
TNSA-2013, Türkiye'nin demografik yapısı, doğurganlık düzeyi, bebek ve çocuk ölüm oranı, gebeliği önleyici yöntem kullanımı, anne-çocuk sağlığı ve üreme sağlığı ile ilgili konularda mevcut duruma ve değişimlere ilişkin ulusal ve bölgesel düzeyde bilgiler içeriyor.
Araştırma Türkiye'yi temsil eden bir örneklemde, 11 bin 794 hanehalkı ve doğurganlık çağındaki (15-49 yaşlarındaki) 9 bin 746 kadın ile görüşmeler yapılarak gerçekleşti.