Türk nedir? Sorusu üzerine sözlerine başlayan Topçu, “Türk demek, Nizam ve Merhamet Medeniyetinin temsilcisi demektir. Yaradılış gayesine uygun davranmış, var olduğu günden bu tarafa Derebeyi ve Sömürge Medeniyetine karşı Nizam ve Merhamet Medeniyetinin temsilcisi olmuştur” dedi.
“Nizam ve Merhamet Medeniyetinin evlatlarının adıdır Türk”
Topçu şöyle devam etti, “Cenabı Hakkın Türk adı ile var ettiği günümüzde diğergamlığı ile bilinen darda ve zorda olana kucak açan, güven veren, insanlık için huzuru, refahı ve barışı isteyen aman dileyene eli kalkmayan, tarih sahnesinde etkin olduğu dönemlerde insanlığa ve ekolojik döngüye salt adaletle ve yaradılış gayesine uygun davranan Nizam ve Merhamet Medeniyetinin evlatlarının adıdır Türk.”
Türk’ün seçilmiş olduğuna, Allah’ın yeryüzündeki son ordusu olduğuna dair bir çok alim, Mâide Suresi’nin 54.ayetini delil gösterir. Türklerin İslamiyet’i kabulü Müslüman Araplar ile Çinlilerin Talas Nehri civarında yaptıkları ve beş gün süren, Türklerin Müslüman Arap’lara yardımı ile Çinli’lerin yenildiği savaş sonrası olduğu bilinmekle beraber aslında Türkler büyük göç ile birlikte 10.YY da İslamiyet’i kitleler halinde kabul etmişlerdir. Tarihi kaynaklar, Oğuzlar içerisinde İslam’ı kabul eden Türkler için, Türk-İman veya Türkmen veya İmanlı Türk denildiğini yazmaktadır. Türkler’in İslam dünyası ve medeniyeti üzerinde iki şekilde büyük etki yaptığı tarihi kayıtlara geçmiştir. Türkler, İslam medeniyetine faydalı işler yapan birçok alim yetiştirmiş, bunların içinden İran, Irak, Mısır, Endülüs ile boy ölçüşecek derecede İslam alimleri çıkmıştır. Birkaç örnek verecek olursak, Biruni, Harezmi, İbn-i Sina, Fergani, İbn-i Türk, İmam Maturidi, Farabi ve daha nicesi sayılabilir.
Türkler, İslam dünyasında savaşçı özellikleriyle de orduların adeta bel kemiği olmuşlardır. Türkler’in İslam dünyası ve medeniyeti üzerinde ikinci büyük etkisi ise Türklerin büyük göçüdür. Asya’nın kıraç topraklarından 10.yüzyıldan itibaren kitleler halinde göç etmişler ve gittikleri her yerin kültür ve medeniyetine etki ve katkıda bulunmuşlardır.
“Birçok halk Müslüman olana ‘Türk oldu’ demiş”
Türkler Anadolu’da Büyük Selçuklu Devletini kurup Anadolu ve Yakın Doğu’ya hakim olmuşlar ve Büyük Selçuklu Devleti’nden başlayarak dünyayı Nizam ve Merhamet Medeniyeti ile buluşturmuşlardır. İslam Dünyası en buhranlı dönemlerini yaşadığı anda kurulan Büyük Selçuklu Devleti ile birlikte İslam dünyasında bu buhran dönemi bitmiş, Osmanlı Devleti’nin de sınırlarının belirlenmesinde temel teşkil etmiştir. Türkler İslam’ı öylesine kabullenmiştir ki, zamanın birçok halkları Müslüman olana ‘Türk oldu’ demiş, Türk ile İslam’ı aynı görmüşlerdir. İslam’la mecz olan Türkler İ'lây-ı Kelimetullah için Nizam-ı Alem diyerek her çağda ‘Kızıl Elma’ hedefine koşmuş, Tanrı Dağı’nın çocukları Hira Dağı’ndan gelen ‘İnnemel mû’minûne ihvetun’ ilahi emrine ram olup, İslam Medeniyetinin yükselmesi için Alperen, Serdengeçti, Gazi Derviş olmuşlar, olmaya da devam etmektedirler.
“Türkiye Müslümanların ve mazlumların güvenli yeridir”
Bin yıl önce Müslüman dünyasında yaşananların benzeri acılar bin yıl öncesinde olduğu gibi bugün yine yaşanmaktadır. Türkiye, devleti ve milleti ile şu anda Müslümanların ve diğer mazlumların sığındığı tek güvenli yerdir. İslam Medeniyeti için Türkler’in ne demek olduğunu, %85 oranında oy alarak Çeçenistan Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı seçilen Şehid Cahar Dudayev şöyle ifade etmişler, ‘Unutulmasın ki, Türkiye hem Türk Dünyasının, hem de İslam Alemi’nin ümit ışığıdır. Bu ışığın sönmesi hem İslam Alemi’nin, hem de Türk Dünyası’nın karanlığa gömülmesi demektir’. Ve yine benim bütün mazlumların ve Müslümanlar’ın İzzeti olarak tanımladığım, andığım Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç halkı için verdiği İstiklal mücadelesi esnasında milletimiz ile ilgili şu tespiti yapıyor. ‘Tabuta konmuş da olsa, toprağa gömülmediği sürece Türkler tek güvencemizdir.’”
Özügürler Youtube kanalının Moderatörü ve Özügürler Topluluğu’nun da kurucusu olan Çanakkale Vaizi Hüseyin Şahin ise Özügürler Topluluğu hakkında konuştu. Şahin, “Özünü gürleştir, özgür ol diyerek başladığımız bu serüvende içimize bir yolculuk yapmayı, kendimizi bulmayı hedeflediğimiz bir topluluğuz. Bundan yola çıkarak adımıza ÖZ(Ü)GÜRLER dedik. Kitap okumaların, psikolojik ve kişisel eğitimlerin, tefsir, hadis, derslerinin, gönül sohbetlerinin olduğu ve ortaokul ya da lisedeki kardeşlerimizin de derslerine yardımcı olduğumuz bir topluluğuz.” Dedi.