Türkiye Kaşıkçı olayına sessiz kalmayacak

Başkan Erdoğan: Bu sıradan bir olay değil, sessiz kalamayız, endişeliyiz. İşi, emniyet ve istihbarat boyutuyla ele aldık. Türkiye’ye giriş-çıkışlar dâhil her şey mercek altında...

ALİ ADAKOĞLU

Suudi Arabistan Konsolosluğuna girdikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Suudili gazeteci Cemal Kaşıkçı olayını duyar duymaz ayın 2’sinde talimat verdiğini söyleyen Başkan Erdoğan, Viyana Sözleşmesi’ne göre adımlar atıldığını ancak hala endişeli olduğunu ifade etti.

Sıradan bir olay değil

“Kamera sistemlerinin olmaması mümkün mü?” diye soran Erdoğan, “Bu sıradan bir olay değil. Kaşıkçı güçlü bir aileden, köşe yazarı ve bir Türk kızıyla evlenme arifesinde. Olayın emniyet ve istihbarat boyutuyla an be an takibi yapıldı. Başkonsolosluğa girilip gerekli çalışmalar yapılacak” dedi.

Afrika'ya çağrı

İstanbul’da düzenlenen 2. Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu'nda konuşan Başkan Erdoğan, Afrikalı iş adamlarına ‘Dünyayı kur baskısından kurtaralım’ çağrısında bulundu. Erdoğan, “Afrikalı kardeşlerim; gelin ticaretimizi yerli parayla yapalım” dedi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, iki günlük Macaristan ziyaretini uçakta gazetecilere değerlendirdi. Son derece verimli bir ziyaret gerçekleştirdiklerini aktaran Başkan Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile gerek savunma sanayinde gerek turizmde gerek kültür, göç, terörle mücadele bütün bu konuları ele aldıklarının bilgisini paylaştı. Macarlarla 3 milyar dolar ticaret hacmine sahip olduklarını dile getiren Erdoğan, bunu 6 milyar dolara ulaştırmayı hedeflediklerini vurguladı.

Afrika’da ortak yatırım yapılacak

Macaristan’ın Türkiye ile Afrika’da yatırım yapmayı istediğini aktaran Erdoğan, “Afrika’da hangi ülkeler olabilir hususunda bizim tecrübemizi, deneyimimizi çok anlamlı buluyorlar. Onların Afrika’daki büyükelçilik sayıları sınırlı. Şu anda bizim 41 büyükelçiliğimiz var. Toplam 54 Afrika ülkesini kuşatacak şekilde bu büyükelçiliklerimizi artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Gül Baba türbesini açtık

Makedonya’da restorasyonu tamamlanan Gül Baba Türbesi’ni açtıklarını hatırlatan Erdoğan, “Macaristan yönetimiyle bizim TİKA’mız ortaklaşa yaptı. Ortaklaşa 15 milyon doları falan buldu bu yatırım. Muhteşem bir eser meydana çıktı. Şimdi kendisinden de bir söz aldım; TİKA’yı da buranın vakfına dahil etme sözü. TİKA da buranın vakfına dahil olmak suretiyle işi daha yakından takip etmeyi planladık. Onun için bu açılış tabii çok isabetli oldu” ifadelerini kullandı.

Vişegrad Dörtlüsü’ne katılabiliriz

Orta Avrupa ülkeleri Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti Ve Slovakya'nın üyesi olduğu Visegrad Dörtlüsü’ne katılmak istediklerini dile getiren Erdoğan, bunun sözünü Orban’dan aldıklarını açıkladı. Erdoğan, “Vişegrad Dörtlüsünü gelin Vişegrad Beşlisi yapalım dedik. Onun üzerine çalışma sözü verdi. ‘Slovakya tamam’ dedi. ‘Merkel’i zaten sen biliyorsun’ dedi. Bunu da bu şekilde çözeriz dedik. Vişegrad Beşlisi gibi bir oluşum gerçekleşirse tabii çok çok önemli olacak” şeklinde konuştu.

Cemal Kaşıkçı olayının takipçisiyiz

-Suudlu gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili yeni bilgiler var mı? Sizden bu konuda bir değerlendirme alabilir miyiz?

Olayı tüm boyutlarıyla araştırıyoruz. Bizim ülkemizde cereyan etmiş bir hadise. Böyle bir hadiseyle ilgili olarak bizim sessiz kalmamız mümkün değil. Çünkü sıradan bir olay değil. Kaşıkçı güçlü bir ailenin evladı. Uluslararası bir köşe yazarı özelliği var ve bir Türk kızıyla evlenme arifesinde böyle bir şey yaşıyor. Nikah muameleleriyle ilgili başkonsolosluğa müracaatında yaşanıyor bu olay. Ben, daha ilk gün olay duyulur duyulmaz, ayın 2’sinde arkadaşlara talimatı verdim. Gerek Adalet Bakanlığımızla, Dışişleri Bakanlığımızla -bu işin malum bir Viyana Sözleşmesi boyutu var- hemen olayla ilgilenmeye başladık.

Türkiye’ye giriş çıkışlar inceleniyor

Emniyet boyutuyla, istihbarat boyutuyla, her boyutuyla bu işi ele aldık. An be an sürekli bunun takibi yapıldı. Türkiye’ye girişler, çıkışlar vs. dahil gereken her şeye mercek altına alındı. Bir başkonsoloslukta, bir büyükelçilikte kamera sistemlerinin olmaması mümkün mü? Olayın cereyan ettiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda kamera sistemlerinin olmaması mümkün müdür? Yani buradan bir kuş uçsa, buradan bir sivri sinek çıksa bu sistemler bunu yakalar ki onlarda bu sistemlerin en ileri dereceleri vardır. Tabii yurda dönünce ayrıntılı bilgileri alacağız ama, Viyana Sözleşmesi’ne göre de adımlar atıldı. Başkonsolosluğa girilip gerekli çalışmaların yapılabileceği noktasında dönüşler alındı. Bu dönüşler alındıktan sonra da gerek yargımız, gerek emniyetimiz, Dışişleri Bakanlığımızın yetkilileri, istihbaratımız şu anda çalışmalarına devam ediyor. Şu anda tahminler üzerine değerlendirme yapmam doğru olmaz.

Endişelerimiz var

Bizim bu endişelerimizi ABD’nin de aynı şekilde telaffuz ettiğini görüyoruz. Gerek Sayın Trump’ın gerek Pompeo’nun gerek Pence’in... Hepsi de bu olaydan duydukları endişeyi anlatıyorlar. Asıl değerlendirmeyi yapmak için yürütülen çalışmalar neticesinde tablonun netleşmesini beklemek lazım. Bulgular, belgeler elimize geçtikten sonra, biz de gerekli değerlendirmeyi elbette yapacağız. Ama endişeliyiz.

Anamuhalefet ‘bakar kör’

-Bu olay Türkiye Suudi Arabistan ilişkilerini başka bir noktaya getirir mi? Grup toplantılarında sınır dışı edilmesi gibi bir çağrı vardı ana muhalefet partisinin, ne dersiniz?

Dediğim gibi, gereken neyse zaten yapılıyor. Türkiye’yi ana muhalefet idare etmiyor, onlar önce kendi işlerine baksınlar. Bizdeki ana muhalefetin bu ülkeyi belli yerlere şikayet etmekten başka özelliği yok. Onlar, ekonomide Türkiye’yi nasıl daha zor duruma sokacaklarının derdindeler. Ekonominin e’sinden anlamayanlar ekonomiyle ilgili konuşuyorlar. Türkiye’yi 16 yılda nereden nereye getirdiğimizi görmüyorlar. Bunlar bakar kör. Bunları görmüyorlar, konuşuyorlar. Bunlar diplomasiden de anlamıyorlar. Netice itibarıyla olay tüm boyutlarıyla soruşturuluyor. Devletimizin ilgili birimleri, birbiriyle istişare halinde, yapılması gereken her şeyi yapacaktır.

-15 Temmuz’da en büyük desteği veren ülkelerden birisi Macaristan’dı. Geldiğimiz bu noktada FETÖ ile mücadelede Macaristan’la durum nedir?

Bunların burada okul ve ticaretle ilgili dört yeri var. Bu dört yerle alakalı olarak kendisiyle konuştuk, bilgileri de kendilerine aktardık. Gereğini yapacağını söyledi; ‘Üzerlerine gidiyorum’ dedi.

Münbiç’te somut adım atılacak

-Gözler yeniden Münbiç’e çevrilmiş durumda. Münbiç’te de Amerikalılarla ortak eğitim çalışlarının başlaması acaba önümüzdeki günlere dair bir pozitif sürecin de başlaması şeklinde değerlendirilebilir mi?

Münbiç meselesinde bir gecikme var. Ortak eğitim başlıyor. Ayrıca YPG sonrasında Münbiç’i yönetecek kişilerin seçimiyle ilgili çalışma devam ediyor. Bir gecikme var ama, tamamen ölmüş değil. ABD’nin Dışişleri Bakanı Pompeo da Savunma Bakanı Mettis de önümüzdeki günlerde somut adımlar atacaklarını söylüyorlar...

Kudüs’e duyarsız kalamayız

-İsrail basınında, Tel Aviv’le karşılıklı olarak Büyükelçilerin geri gönderileceğine dair haberler çıktı. Acaba İsrail tarafında böyle bir niyet var mı?

An itibarıyla gündemimizde bu tür bir konu yok. İslam İşbirliği Teşkilatı’na başkanlık ettiğimiz bir dönemde Kudüs’le, Filistin’le ilgili gelişmelere duyarsız kalamayız. O yüzden şu anda bu süreci hassas bir şekilde götürmemiz lazım.

-Politika kurullarında çok seçkin isimler var. Nasıl hareket edilecek, hedeflenen nedir?

Arkadaşlarımızı, konu başlıklarına göre her kurulu tek tek toplayacağım. Bu kurullarla toplantılarımızı yaptıktan sonra, başkan vekillerimizle birlikte artık kurullar çalışmaya başlayacak. Kurulların çalışma takvimini de zaman zaman, vekillerim belirleyecekler. Bunlar daimi üye olarak çalışmayacak. Başkan vekillerimiz onlarla haftalık olur, aylık olur, bir araya gelecek. Çankaya köşkünde bu arkadaşlarımız çalışmalarını yürütecek.

Yargının kararına uyacağız

-Sayın Cumhurbaşkanım, 12 Ekim’de Rahip Brunson’ın davası var. Amerikalılar çok sessiz ve derinden gidiyorlar. Eski nobran üsluplarını bir ölçüde terk etmiş gözüküyorlar ama yüksek bir beklenti içerisindeler.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olması sebebiyle, ben yargıya müdahale edecek konumda değilim. Ben, demokratik bir cumhuriyet olan, bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanıyım. Dolayısıyla yargı ne karar verirse, o karara uymak zorundayım. O işin muhatabı olanlar da yargı kararına uymak zorundadırlar. Olay budur.

Mızrak çuvala sığmıyor

-Kızılcahamam’daki konuşmanızda İnönü ile gösterdiğiniz fotoğrafa CHP’den itirazlar geldi. O itirazlara dair yorumunuzu alabilir miyiz?

Evet, o toplantıda İnönü ile ilgili gösterdiğim fotoğrafa CHP’liler itiraz etmişler. Tek bayrak değil de çift bayraklıymış. Ben tek bayrak demedim ki zaten. Gösterdiğim fotoğrafta, zaten tek mi çift mi belli. İki tane çubuk orada gözüküyor. Bir tanesi Amerikan bayrağı. Bu da ortada. Şimdi çıkarmışlar tersinden gösteriyorlar ama yine de gizleyememişler. Çünkü mızrak çuvala sığmıyor.

İş Bankası’na yasal düzenleme

-Daha önceki seyahatlerinizden birinde CHP’nin İş Bankası’yla ilişkisini doğru bulmadığınızdan söz etmiştiniz...

Mesele İş Bankası değil. Mesele, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetidir. Kılıçdaroğlu, ‘Oradan bizim kasamıza giren para yok ki’ diyor. Ben “Senin kasana para giriyor” demiyorum ki. Biliyorsunuz, mahkeme kararıyla, Türk Dil Kurumu’na ve Türk Tarih Kurumu’na belirli bir temettü geliri aktarılıyor. Ama orada yönetim kuruluna CHP niye dört adam koyuyor? Efendim, yönetim kurulundaymışlar ama, hiçbir inisiyatifleri yokmuş. Yönetim kuruluna gireceksin, ama hiçbir inisiyatifin olmayacak. Böyle bir saçmalık olur mu? Şayet inisiyatifleri yoksa o dört kişiyi çeksinler o zaman. Biz diyoruz ki: Buradaki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyeti neyse bu vasiyetin hazineye devrini gerçekleştirelim. Çünkü bu şahıslara ait bir hak değildir. CHP’nin hakkı hiç değildir. Dolayısıyla, MHP’li arkadaşlarla birlikte yapılacak bir yasal düzenlemeyle bu işin yoluna koyulabileceği kanaatindeyim.

Bugün Bahçeli’yle görüşecek

-Macaristan dönüşü Sayın Bahçeli’yle bir görüşme gerçekleştireceğinizi açıklamıştınız daha önce. Olumlu da bir seyir izlediği görülüyor.

Perşembe günü uygun olursa biz aramızdaki görüşmemizi yaparız. Bu görüşmede son gelişmeleri, ittifaktı şuydu buydu hepsini ele alma fırsatımız olur.

Başkan Erdoğan'dan Afrika'ya çağrı: Gelin milli parayla ticaret yapalım

İstanbul’da düzenlenen 2. Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu'na katılan Başkan Erdoğan, Afrikalı iş adamlarına önemli mesajlar verdi. Türkiye olarak Afrika kıtası ile iş birliğine büyük önem verdiklerini dile getiren Erdoğan, zirvenin üçüncüsünü de 2019 yılında yine İstanbul'da yapmayı planladıklarını ifade etti. İş adamlarına ‘Dünyayı kur baskısından kurtaralım’ çağrısında bulunan Erdoğan, “Türkiye olarak ticaretimizi döviz kurunun getirdiği risklerden kurtarmak istiyoruz. Artık tüm Afrikalı dostlarıma kardeşlerime söylüyorum yerli para milli parayla gelin ortak iş yapalım diyorum” dedi.

Ülkelerimizi kur baskısından kurtaralım

Son haftalarda yaşanan spekülatif saldırılar sonrasında bu meseleyi öncelikle gündemlerine aldıklarını anlatan Erdoğan, Rusya, Çin, İran gibi ülkelerle bir süredir yürüttükleri müzakerelerde belli oranda mesafe kaydettiklerini aktardı. Erdoğan, “Ülkelerimizi kur baskısından, döviz baskısından kurtaralım. Gelin neyimiz varsa birlikte üretip paylaşalım. Verelim el ele atalım ortak adımları ve böylece kazan-kazan anlayışını ülkelerimize hakim kılalım” şeklinde konuştu.

Bugünlere bedel ödeyerek geldik

Afrikalıların da Türkler gibi hürriyetlerini kanlarıyla kazandıklarını söyleyen Erdoğan, dünyada savaşların yükünü, Batılı devletlerin değil az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çektiğine dikkat çekti. Erdoğan, Biz bugünlere kirli pazarlıklarla değil, bedel ödeyerek geldik. Hürriyetimizi birileri bize altın tepside sunmadı. Siyasi bağımsızlığımız için verdiğimiz mücadeleyi, şimdi ekonomik bağımsızlığımız için veriyoruz” sözlerine yer verdi.