Zorlu Enerji Solar ve Yurtdışı Yatırımlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Evren Evcit, Türkiye'nin güneş enerjisi sektöründeki gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede, salgın sonrası toparlanma ve Rusya-Ukrayna savaşı ile derinleşen enerji krizinin Türkiye'nin güneş enerjisi yatırımlarına yansıdığını dile getirdi.
Bu yıl Türkiye'de 2 bin 500 megavat güneş enerjisi kurulu gücünün şebekeye bağlanmış olmasını beklediklerini ifade eden Evcit, "Bu yılki 2 bin 500 megavatlık kapasite artışıyla güneş enerjisi kurulu gücümüzün 10 bin megavat seviyesini yakalayabileceğini öngörüyoruz. 2022 ilk kez bu seviyede kurulum yapılan bir yıl oluyor. " diye konuştu.
Evcit, güneş enerjisinde 2021'deki kapasite artışının 1500 megavat seviyesinde olduğunu anımsatarak, bu yıl güneş enerji kapasitesinde beklenen rekor artışın arkasındaki etkenleri şöyle anlattı:
"Rusya-Ukrayna savaşı ile bir milat yaşandı. Doğal gaz piyasalarında taşlar yerinden oynadı ve en önemli faktör tedarik olmaya başladı. Avrupa ne yazık ki bu sene çok kötü bir kış geçirecek. Biz o konuda daha hazırlıklıyız ama tabii paradigma hızla değişti. Bizim de enerji portföyümüze en hızlı ve maliyetsiz ekleyebileceğimiz yerli kaynak olarak güneş, rüzgar ve jeotermal kaynaklarımız var. Rüzgar ve jeotermal projelerine bugün başlasanız birkaç yıl sürüyor. Güneş enerjisi projelerini aynı finansal yıl içinde geliştirip devreye alabiliyoruz. Bu açıdan, güneş enerjisi kapasitesindeki hızlı artış salgından çıkışla başladı ve enerji kriziyle hızlandı diyebiliriz. 2023'te güneş enerjisindeki kapasite artışının 3 bin megavatı bulacağını tahmin ediyoruz."
Türkiye'nin enerji kapasitesi yüksekTürkiye'nin güneş enerjisi pazarında sürdürülebilir kapasite artışlarının yıllık 3-4 bin megavat seviyesinde olabileceğini söyleyen Evcit, "2023'te kapasite artışının 3 bin megavatı bulmasının ardından, 2025 ve sonrasında yıllık 4 bin megavat güneş enerjisi kapasitesi oluşturabilen bir pazar büyüklüğüne ulaşabileceğimizi düşünüyoruz." dedi.
Evcit, güneş enerjisinde sürdürülebilir bir pazar oluşmasının tedarikçi, yatırımcı ve ülkenin enerji portföyünün sağlıklı şekilde yenilenebilir enerjiye dönmesi açısından kritik olduğunun altını çizdi.
Türkiye'de yıllık 3-4 bin megavat güneş enerjisi oluşturulabilecek teknik kapasite olduğunu aktaran Evcit, "Bu bir değer zinciri. Bir tarafında izinler, diğer tarafında proje geliştirirken bulmamız gereken proje sahaları ve ürün tedariki var. Ürün üretenler ve tedarikçiler için bu sürekliliği görmek kendi anlaşmalarımızı yaparken, üretim tesislerimizi kurarken, ham maddelerimizi alırken güvence veriyor. Bankalar da her yıl Türkiye'de 3-4 bin megavatı bulabilen proje yatırımı olduğunu görerek ona göre finansman oluşturulması gerektiğini düşünecek. Böyle planlanan yatırımlar sürdürülebilir şekilde ilerler ve ucuza mal edilebilir. Bu noktada, izin süreçlerinin de kısalması gerektiğini düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Enerji krizi Türkiye'ye yaradıEvcit, yabancı şirketlerin Türkiye'de güneş enerjisi yatırımlarına karşı hiç olmadığı kadar pozitif olduklarını ve Türkiye'nin enerji krizi sonrası bir merkez haline geldiğini ifade etti.
Türkiye'nin kendi coğrafyasında ışıması en bol ülkelerden biri olduğunu kaydeden Evcit, "Yatırımcı bir ülkeye girerken tek kaynağa bakmıyor. Türkiye'nin doğal gaz pazarında belli potansiyeli var. Ülkemiz jeotermalde dünyada sayılı ülkelerden. Güneşte muazzam bir avantajımız var ışıma ve arazi açısından. O yüzden yatırımcı bunların tümüne bakarak değerlendiriyor ve Türkiye'de büyüme potansiyeli var ve burada üretip çok kısa sürede Avrupa'ya tedarik edebiliyorsunuz." dedi.
Evcit, Türkiye'nin güneş enerjisinde panel üretimi açısından bir merkez haline geldiğini belirterek, şu bilgiyi paylaştı:
"Bugün yıllık yaklaşık 9 bin megavat civarında güneş paneli üreten yerli tesis kapasitemiz var. Avrupa'nın en büyük güneş paneli üretim üssü Türkiye. Dolayısıyla, yatırımcı hiç olmadığı kadar pozitif."