Türkiye garantörlük hakkını kullanır

İdlib’te yaşanan gerginliğin kimsenin tam memnun olmadığı bir ara formülle İran’da yapılacak görüşmelerde çözüleceğini söyleyen ORSAM Uzmanı Oytun Orhan, Türkiye’nin garantörlük hakkını her zaman kullanabileceğini belirtti. Orhan, “Her ne kadar altı aylık sürelerle yenilenen bir garantörlük hakkı varsa da Türk Askeri’nin bölgedeki varlığına yönelik gerçekleşecek her müdahaleye Türkiye sert tepki verecektir” dedi.

REJİM UMDUĞUNU BULAMAYABİLİR

İdlib’de işlerin Esad Rejimi’nin umduğu gibi gitmeyebileceğinin altını çizen Orhan, “Rusya’nın Rejime sağladığı hava desteği nedeniyle radikal grupların başarı şansı az olsa da ülkenin güneyindeki ve Doğu Guta’daki operasyonlardan farklı olarak İdlib’te Rejim’in biraz daha zorlanması ve daha ağır kayıplar vermesi olası görünüyor” şeklinde konuştu.

YPG’NİN TEL RIFAT KORKUSU

Türkiye’nin İdlib’te gerçekleşecek olası bir operasyonu sınırlı bir boyutta tutmaya çalıştığını kaydeden Orhan, Rusya’nın Türkiye’yi ikna için Tel Rıfat kozunu oynayabileceği bilgisini verdi. Orhan, “Rusya’nın YPG üzerinde etkili olduğu tek alanın Tel Rıfat kaldı. Bu görüşmelerde Türkiye’yi tatmin etmek adına Tel Rıfat bölgesinden Rusların çekilmesi söz konusu olabilir” ifadesini kullandı.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

Suriye’nin İdlib kent sınırına Esad Rejimi’nin yaptığı askeri yığınak sonrası bölgede oluşan gergin hava dünya kamuoyunun bir numaralı gündemi haline geldi. Gerek Batılı devletlerin gerekse BM yetkililerinin yapılacak bir saldırının yeni bir göç dalgasını tetikleyeceği uyarısını yaptığı İdlib’de sona yaklaşıldı. Operasyonun gerçekleşmesine sayılı günler kala herkesin gözü 7 Eylül’de İran’da gerçekleşecek garantör ülkelerin toplantısına çevrildi. Toplantıya katılacak Türkiye, İran ve Rusya’nın devlet başkanları İdlib konusunda son kararı verecekler. Bölgedeki gergin durumun yanı sıra İdlib’e olası operasyon ve Suriye’deki değişen tablo hakkında Milat’a konuşan ORSAM Uzmanı Oytun Orhan önemli açıklamalarda bulundu. Orhan, 7 Eylül’deki toplantıdan kimsenin tam memnun olmadığı İdlib’te sınırlı bir operasyon kararının çıkacağını beklediğini belirterek Türk askerinin bölgedeki varlığının Türkiye’nin kırmızı çizgisi olduğunu söyledi. Orhan, Türk askerine yönelik gerçekleşecek bir saldırıya Türkiye’nin sert tepki vereceğinin altını çizdi.

Türkiye, saldırıya karşılık verir

Esad Rejimi’nin Rusya desteği ile İdlib’e kaçınılmaz olarak bir askeri harekât başlatacağını söyleyen Orhan, sınırlı olması planlansa bile bunun her halükarda riskli olduğunun altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Rejim’in ilerleyeceği hat üzerinde Türkiye’nin askeri varlığının bulunduğu gözlem noktaları var. Gözlem noktalarının güvenliğinin sağlanması gerekiyor. Çünkü buraya yönelik herhangi bir saldırı Türkiye’nin müdahalesini beraberinde getirir. Operasyonda belli sınırlarda anlaşılmışsa bile Rejim’in bu sınırları aşarak ilerlemesi söz konusu olabilir. Buradaki siviller, kuzeye, Türkiye’ye doğru göç etmeye zorlanabilir. Rusya, Türkiye ile Suriye’de sürdürdüğü iş birliği nedeniyle Türkiye’nin çıkarlarını, hassasiyetlerini tamamen görmezden gelemez. Dolayısıyla ilk aşamada operasyon Güney İdlib ile sınırlı kalacaktır.”

Esad Rejimi büyük kayıplar verebilir

Orhan, Türkiye’nin uzunca bir süredir bölgede radikal unsurları ılımlılaştırma yönünde bir çaba sarf ettiğini kaydederek, radikal unsurların kendi feshetmesine kadar sürecin geldiğini ortaya koydu. Orhan, radikallerin ılımlılara katılma taleplerinin devam etmediği bilgisini paylaşarak şu şekilde konuştu: “ Bu kesimlerin Türkiye’nin kurmaya çalıştığı ılımlı cepheye katılmaları konusunda bir talebi olmuştu ama anlaşılan radikal kesimler savaş konusunda ısrarcı. Rusya’nın Rejime sağladığı hava desteği nedeniyle bu grupların başarı şansı az olsa da ülkenin güneyindeki ve Doğu Guta’daki operasyonlardan farklı olarak İdlib’te Rejim’in biraz daha zorlanması ve daha ağır kayıplar vermesi olası görünüyor. Türkiye, bu noktada yeni mülteci akınlarını Suriye tarafında karşılamaya, insani krizi en aza indirebilmek için çabalarını artırmaya ve oradaki Türk askeri varlığının güvenliğini garanti altına almaya odaklanırken Rusya üzerindeki baskısını kullanarak operasyonu belli bir bölge ile sınırlandırmaya çalışmalı.”

Rusya’nın Türkiye’yi ikna kozu: Tel Rıfat

7 Eylül’deki üçlü zirvede Rusya’nın YPG’ye karşı elinde bulunan son koz olan Tel Rıfat bölgesini Türkiye’ye sunabileceğini belirten Orhan, YPG ile Suriye Rejimi’nin artık yolun sonuna geldiğini söyledi. Orhan, zirveden çıkan kararın kimseyi memnun etmeyeceğinin altını çizerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Üçlü görüşmenin ana gündem maddesi İdlib olacak. Ana görüşmeler daha önce yapıldı ama nihai kararı liderler bir araya gelince verecektir. İdlib meselesiyle Türkiye-Rusya-İran iş birliğini ciddi bir teste tabi tutuyor. Tarafların birbirine olan ihtiyaçları devam ettiği için kimsenin tam anlamıyla tatmin olmadığı ama herkesin kırmızı çizgisine riayet edildiği bir ortak zeminde buluşulabileceğini ve İdlib konusuna sınırlı bir operasyon kapsamında çözüm bulunabileceğini düşünüyorum. Türkiye’nin hassasiyetlerini çok göz ardı eden bir Rusya olmayacaktır. Her ne kadar altı aylık sürelerle yenilenen bir garantörlük hakkı varsa da Türk Askeri’nin bölgedeki varlığına yönelik gerçekleşecek her müdahaleye Türkiye sert tepki verecektir. Ortak bir zeminde buluşulmazsa Türkiye’nin burada doğrudan müdahale hakkı olarak muhaliflere tekrar destek vermesi kozu elinde duruyor. Rejimle savaşması için muhalif kampı tekrar seferber edebilir. Rejim için bu anlaşmalar çok önemli değil. Kimin gücü neye yetiyorsa o yapılıyor. Rusya’nın YPG üzerinde etkili olduğu tek alan Tel Rıfat kaldı. Bu görüşmelerde Türkiye’yi tatmin etmek adına Tel Rıfat bölgesinden Rusların çekilmesi söz konusu olabilir.”