Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, yaşanan gelişmer hakkında, “adaletin gereği olarak hakkın, hukukun gereği olarak herkesin adil temsil edilebildiği ama her şeyden önemlisi nerede bir sorun varsa o soruna hakkaniyet temelinde bir çözüm üretebilecek şekilde müdahil olan etkinlikte bir yapının kurulmasıdır. Türkiye bunu öneriyor” dedi.
NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’in n 73.Genel Kurul toplantısını MİLAT’a değerlendirdi. Prof. Hacısalihoğlu, BM’nin yapısının değiştirilmesi talebini açıkça dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde Türkiye’nin BM’nin yapması gereken birçok şeyi yaptığını belirtti. Hacısalihoğlu, Erdoğan’ın BM görüşmeleri sonrası Almanya ziyaretine de değinerek Almanya’nın imzaladığı uluslar arası anlaşmalar gereği terör örgütlerini koruyup kollamaktan vazgeçmesi gerektiğini dile getirdi.
Erdoğan’ın teklifine diğer ülkelerden destek var
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’yi dönüştürme talebinin dünyada karşılık bulacağını kaydeden Hacısalihoğlu bunu şöyle açıkladı: “BM’nin dünyadaki içinden çıkılmaz sorunları daha da karmaşıklaştıran ve sistemsizlik krizine dönüştüren bir yapısı var. Dolayısıyla bu Türkiye’nin sadece sayısallaştırdığı dünyadaki devlet sayısına ve ya Müslüman ülkelerin sayısına da indirgenmiş bir şey değil. Ortada büyük bir sorun var. Giderek büyüyen bir mazlumlar kitlesi var. Bu mazlumların sorunlarını hak, hukuk, adalet temelinde uluslararası hukuk ile bir nebze çözülmesi gerekiyor. Küresel çatı denilen BM, kurucu anlaşmasının ilk maddelerinde dünyanın uluslararası güvenliğinden sorumlu olan barışını sağlama yükümlüğünü bulunan bir yapı olması gerekiyor. Ama bugüne kadar bu konuda derde derman olmamasının yanında beş tane aktörün çıkarlarının yörüngesinde keyfi süreçlerin izleyicisi olan bir örgüt konumunda. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teklifi milyarları etkileyen bir büyük probleme parmak basıyor. Çözüm adaletin gereği olarak hakkın, hukukun gereği olarak herkesin adil temsil edilebildiği ama her şeyden önemlisi nerede bir sorun varsa o soruna hakkaniyet temelinde bir çözüm üretebilecek şekilde müdahil olan etkinlikte bir yapının kurulmasıdır. Türkiye bunu öneriyor.”
Türkiye, BM’nin görevini yapıyor
BM Genel Kurul’unda Türkiye’nin teklifine yönelik hazırlanacak bir reform paketinin çok rahat bir şekilde kabul edilebileceğini belirten Hacısalihoğlu, aslında Genel Kurul’dan çıkacak bir kararla da Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin sistemi kitleme yeteneklerinin de aşılabileceğini ortaya koydu. Hacısalihoğlu, Türkiye’nin bu alandaki öncü rolünün Kudüs kararında görüldüğünü söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için bir örnek verilmesi gerekirse Türkiye’nin öncülüğünü yaptığı Kudüs kararında da görüldüğü gibi Türkiye geniş bir biçimde kabul görüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurul’unda ‘Dünya beşten büyüktür’ düsturuyla birlikte en son yaptığı konuşmada bunları sayısallaştırarak, gerekçelerini ortaya koyarak bir kez daha bu hedefi ortaya koymasının geniş bir kesimde yer alan ülkeler, milletler tarafından karşılık bulduğunu görmek mümkün. O açıdan bu sürecin karşılığı alınabilir. Türkiye bunu yapmaya çalışıyor. ABD küresel liderliğini gerçek anlamda yapmıyor. Kendi çıkarlarını dayatan, kendi parasını bir manipülasyon aracına dönüştüren, ekonomik savaşın bir enstrümanı haline dönüştüren, terör örgütleri ile ilişkisi ortada olan bir durumda. Bu konuda dünyanın terörle mücadeledeki tavrı ile aynı noktada olmayan terör örgütlerini kayıran, terör örgütleri arasında fark gözeten bir noktada olduğunu görüyoruz. Buna rağmen Türkiye çok önemli problemlerin çözüm odağı haline geldi. Bunlardan bir tanesi de BM rolü. Türkiye, sayıları 3,5 milyona ulaşmış mülteci sorununu çözüyor. Aslında BM’nin asli görevi bu sorunu çözmektir. Fakat BM bu duruma seyirci kaldı. Türkiye’ye destek vermeyerek, sessizliği ile köstek oldu. Dolayısıyla Türkiye bir yandan da BM rolünü de üstlenmiş oldu.”
Almanya anlaşmaları uygulamıyor
Hacısalihoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM temasları sonrası Almanya’daki özel gündeme de değinerek FETÖ konusunda Almanya’nın tavrı hakkında şunları söyledi: “Türkiye kararlı bir şekilde diplomatik yol, lider buluşmaları, askeri diplomasi gibi her türlü yolu açık tutuyor. Bu konuda bütün bu enstrümanlarını kullanmaya devam ediyor. Hiçbir ilişkiyi tamamen kesip atmıyor. Çünkü uluslararası ortam bugün bunu da gerekli kılıyor. Ama bunları yaparken kararlılığından da vazgeçmiyor. Çünkü haklı. Ortaya koyduğu şey. Aslında birçok konuda maskelerin arkasındaki davranışlarla yüzleştirme anlamına geliyor. Almanya bu güne kadar terör örgütleri konusunda uluslararası hukuku, BM, NATO gibi örgütlerdeki birçok anlaşmayı hiç saydı. Terörle mücadele de bunların gereğini yerine getirmedi. Bir ülke bir terör örgütünü himaye ediyorsa, koruyup kolluyorsa kılını kıpırdatmıyorsa, elindeki gücünü bu anlamda kullanmıyorsa insanlığa karşı suç işliyordur. Bu çok açık. Bugüne kadar bunu yapmamış ülkelerle Türkiye bunu sürekli yüzleştiriyor. FETÖ konusu Almanya’daki görüşmelerde gündeme gelecek ayrıca İran konusu da gündeme gelecektir. Türkiye’den daha çok ticari ilişkileri Almanya ile olan İran’ın durumu burada önemli olacaktır. İran konusu yakıcı bir sorun Almanya’yı da çok etkiliyor.”