Prof. Dr. ÇağrıErhan, “Sadece bölgesel sorunlarla değil ama aynı zamanda küresel sorunlarla da ilgilenen, çözüm üreten bir ülke konumuna yükseldik” diye konuştu. Bölgesel meselelerde Türkiye’nin izlediği politikaları da değerlendiren Erhan, bu alanda 5 ana başlığın öne çıktığını belirterek, bunları şöyle sıraladı: “İlki, Türkiye’nin Katar ile Suudi Arabistan liderliğindeki bir dizi ülkeler arasında yaşanan krizde oynadığı roldü. Bu sayede Katar krizi bir çatışmaya dönüşmeden çözülebildi” dedi. Türkiye’nin Suriye’nin İdlib şehrinde üstlendiği rolün de çok önemli olduğunu kaydeden Erhan, “Halep’ten sonra İdlib’in de rejim güçleri tarafından işgali planlanmaktaydı. Bu da en büyük insani krizin ortaya çıkmasına sebep olabilirdi.. Türkiye İdlib’de Rusya ile bir mutabakata varmak suretiyle bu krizi ortadan kaldırdı” diye konuştu.
Zeytin Dalı teröre darbe vurdu
Erhan Afrin Harekâtı ile de PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı olan PYD-YPG terör örgütünün Afrin bölgesinde konuşlanmasının önüne geçilmesi sağlandığını belirterek “Kısa zamanda Rusya ile mutabakat sağlanarak burada başarılı bir harekât gerçekleştirildi. Afrin teröristlerden temizlendi” dedi. Afrin Harekâtı’nın tam bir uluslararası mutabakatla yapılmış olması ayrıca Türk diplomasisinin 2018’deki en büyük başarılarından biridir” diyen Erhan, ”Türkiye bunu tamamen hukuk kuralları çerçevesinde gerçekleştirdi. Güvenlik ve istikrar sağlanmış oldu. Münbiç’de de çok önemli bir adım atıldı ve ABD ile birlikte ortak devriye çalışmaları başladı” dedi.
Rusya ve Ukrayna arasında kolaylaştırıcı rol oynuyoruz
Türkiye’nin bölgesel planda önemli rol oynadığı bir başka konunun Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan Kırım gerginliği olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erhan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu iki ülke de Türkiye’nin aynı anda iyi ilişkiler sürdürdüğü devletler. Türkiye ne Rusya ile çok yönlü ilişkilerinin bundan zarar görmesini istedi ne de Ukrayna ile sıkıntı yaşamayı arzuladı. Bu sayede Türkiye iki ülke arasında kolaylaştırıcı rol oynuyor ve iki ülke yönetimlerinin de bu girişimlere sıcak baktığını görüyoruz. Karadeniz’de istikrarsızlığa yol açabilecek, bölge dışı aktörlerin Karadeniz’e girmesine gelmesine sebep olabilecek bir gelişmeyi Türkiye başından beri istemiyor. Bu yönde de önemli çabaları var.” Erhan, Türkiye’nin 2018’de yaptığı en önemli girişim, hem MGK’da hem Cumhurbaşkanı’nın ağzından Doğu Akdeniz’de haklarına zarar verecek hiçbir adımı kabul etmeyeceğini açıklaması ve arkasından da bölgede zaten faaliyet göstermekte olan Türkiye’ye ait arama gemilerinin Akdeniz’de açık deniz sondajına başlamasıydı” dedi.